Avustralya'da Alman şarabı
Barossa Valley, iklimiyle Avustralya'nın en iyi kırmızı şaraplarının üretildiği bir vadidir. Vadiye ilk bağları, Alman göçmeni Johann Gramp ekmiş. Gramp'ın bağlarından üretilen şaraplar, Avustralya'nın en ünlü şarapları
İngiltere'den sürülen mahkumlar tarafından kurulan Sydney şehrinin sakinlerine inat, South Australia eyaletinde oturanlar atalarının hür insanlar olmuş olmaları ile övünür. Eyaletin en büyük şehri olan Adelaide parklar ile dolu yemyeşil bir şehirdir. Barossa Valley, işte bu güzel şehrin 50 kilometre kadar kuzeyindeki, sıcak ve kuru iklimi ile Avustalya'nın en iyi kırmızı şaraplarının üretildiği bir vadidir. Vadiye ilk yerleşenler 18. yüzyılda ülkelerindeki dini baskılardan kaçan Alman köylüleri olmuşlar.
Barossa Valley'in ilk bağlarını Alman göçmeni Johann Gramp'ın 1847 yılında ektiği söylenir. Gramp'ın bağlarından üretilen Jacob's Creek Şiraz-Cabernet Sauvignon, Avustralya'nın en ünlü şarapları arasında yer alıyor.
Ama Barossa Valley'in, hatta Avustralya'nın efsane şarabı Grange Hermitage. Bu şarabının yaratıcısı Max Schubert küçüklüğünden beri Penfolds firmasında çalışmış. Bir ara sherry üretimini incelemek üzere İspanya'ya gitmiş. Oradan Bordeaux'ya uğrayıp, bir süre meşe fıçılarda dinlendirilen kırmızı şarapların daha uzun ömürlü olduklarını görmüş. Avustralya'ya döndüğünde, vahşi Şiraz'ı biraz sakinleştirmek için yüzde 15 kadar Cabernet Sauvignon eklediği şarabını, meşe fıçılarda bir buçuk yıl bekledikten sonra şişelemiş. Ortaya çıkan ürün yıllanmaya çok müsait, otuz yıl sonra bile bütün haşmetini koruyan bir şarap olmuş. Şarabına Şiraz'ın Avrupa'daki yurdu sayılabilecek Fransa'nın Hermitage bölgesine saygısından Grange Hermitage adını vermiş. Şiraz üzümünün 2500 yıl önce İran'ın Şiraz şehrinde yetiştirildiği zannedilmektedir. Ancak ünlenmesi Avrupa'da Rhone nehrinin kıyılarında Hermitage bölgesinde olmuştur. Daha sonra Avustralya'da inanılmaz iyi şaraplar verince, Avustralya kırmızıları Şiraz ile özdeşleşmişlerdir. Max Schubert'in şarabı artık sadece Grange olarak tanınıyor. Büyük usta yeni binyılı göremeden öldü, ama şarabının eski rekolteleri 10 bin doların üzerinde fiyatlardan alıcı bulabiliyor.
2.5 MİLYON ZİYARETÇİ
Barossa Valley'deki kasabaların Almanca isimleri dünya savaşlarında İngilizceleştirilmişler, ama karakter hala aynı kalmış. Sabah kahvaltınızı hala 100 senelik odun fırınlarında pişirilmiş Alman ekmekleri ile yapabilirsiniz. Bir de kahvaltıyı bağların ortasındaki bir pansiyonun ahşap balkonunda yaparsanız, zamanın nasıl durduğunu yaşayabilirsiniz. Ama yenilikler de yok değil. Çoğu şarap üreticisi bağlarını iftiharla gezdiriyorlar. Bunun sonucu olarak ciddi bir şarap turizmi oluşmuş. Barossa'yı ziyaret eden şarap meraklılarının sayısı yılda 2,5 milyonu bulmuş. Barossa Valley'in artık her sonbaharda Bağbozumu Festivali var. Dünyaca ünlü müzisyenler şarap mahzenlerinde müzik yapıyorlar. Etrafa serpiştirilmiş restoranlar ise yemeğinizin yanında içtiğiniz bir Barossa şarabını utandırmayacak nitelikte yemekler yapıyorlar.
Teoman HÜNAL
|