Hülya Koçyiğit, her zamanki gibi randevusuna on beş dakika önce geldi. Dakik şöhretlere alışık olmadığımız için haliyle bu bizim için çok şaşırtıcı oluyor. İncecik haliyle son derece zarif ve kibardı.
Stüdyoya girip fotoğraf çektirmeyi esasında hiç istememiş. Nihat Odabaşı'nın ve menajerinin ısrarıyla ikna olmuş. "Ben 38 senelik meslek hayatım boyunca en çok beş kere girmişimdir stüdyoya. Bu stüdyo fotoğraflarının üçü de şarkıcılık yaptığım dönemdeydi" diyor.
Nedenini sorarsanız kendisini fotojenik bulmuyormuş! Bu yüzden fotoğraf çektirmeyi, daha doğrusu poz vermeyi sevmiyormuş. İnsanın aklına hemen estetik ameliyat geçirip geçirmediği geliyor. Şimdi öyle ya. Yüzünü gerdiren, silikon taktıran hemen bir dizi fotoğraf çektiriyor.
"Hayır" diyor "Estetik gerekiyor belki ama ona yürek yok. Korkuyorum. Suni olacak, yabancı olacak, yadırgayacağım diye korkuyorum. Yüzümdeki yaşanmışlık ifadesinin gitmesinden ve sadece bir süs olarak kalmaktan korkuyorum. Çünkü operasyonların geri dönüşü yok. Ya bir de şansızlık olursa..."
Ama bakıma ve de deri altına yapılan gençleştirme iğnelerine karşı değil. Şimdiye kadar yapmamış Ğbu ne biçim bir kompleksizliktir böyle!- ama yapabilirim diyor. "Estetik ameliyat olmadığı için kariyerinde bir şey kaybettiğini düşünüyor mu?" diye sorduğumda ise "olabilir" diyor.
"Bu bir bakış meselesi. Ne bekleniyor, ne isteniyor? Kişide sadece genç ve güzel olduğu zaman mı oyunculuk vasfı vardır? Sadece genç ve güzel kişi mi oyunculuk yapabilir? Bunun dışındaki vasıfları yok mu sayacağız? Genç ve güzel oyuncular elbette olacak ama benimle çalışmak isteyenin de beni böyle kabul etmesi gerekiyor. İlla çalışacağım diye bir iddiam yok. Çok beğenmem lazım."
Beğenme meselesi çok önemli. Hülya Koçyiğit bu konuda çok seçici. Geçtiğimiz yıl çekilen "Şellale" filmine kadar on iki yıl hiçbir filmde oynamıyor. Dizi olarak ise bir tek "Nisan Yağmuru"nda oynuyor.
"Her zaman çok hoşuma giden şeylerle karşılaşmıyorum. Seyrettiklerimin çoğundan da memnunluk duymuyorum. Boşu boşuna harcanan emekler gibi geliyor bana. Kaçı seyirciye ulaşıyor, kaçı seyirciye bir şey veriyor? Yani uğruna estetik operasyon geçirecek bir proje bulamıyorum."
Seçicilik yapa yapa tümden uzaklaşmak ve unutulup gitmek de var. "Şöhretten vaz geçememe durumu vardır tabii. Ama daha akıllı davranmaya çalışıyorum. Ondan vazgeçemiyorumdur da yakışan bir şekilde yapayım istiyorum. Beğenilmeyen, izlenilmeyen bir oyuncu olsaydım o zaman dünyanın en mutsuz insanı olurdum. Ama ilgiye açgözlülüğüm de yok".
Ah bir de tabii içte kalan ukdeler... "Hâla gerçekten tam istediğim rolü canlandıramadım. Belki de o rolü bekliyorum."
Mutlu TÖNBEKİCİ