Peki bu insanlar ne yapıyor? Hiç kimse şehir suyu neden pis akıyor ve biz bu suyu niçin kullanamıyoruz demiyor ve herkes haline razı oluyor.
Kaç insanımız İstanbul'daki barajlara gidip buranın içler acısı halini gördü ve bu durumu yetkililer nezdinde protesto etti. Ben kendim Elmalı Barajı'na gittim ve buranın nasıl bir felaket haline geldiğini gördüm. Baraj gölünün 50, 100 ve hatta 200 metre değil sadece 20-30 metre yanına kaçak gecekondular dolmuş ve hepsi de tapusuz. Bir Allah'ın kulu da çıkıp bu evlerin lağım suları baraja akıyor ve bu suyu biz evimizde kullanıyoruz demiyor. Yetkililerde çareyi çabuk bulmuşlar bu evleri yıkmak ve baraj havzasını temizlemek yerine bu suyu kullanmıyorlar ve boşa akıtıyorlar.
Bazı dernekler dışında, bugüne kadar İstanbul'da izin alınarak bir yürüyüş yapıldığına şahit olmadım. İnsanlarımız ipe sapa gelmez konularda protesto yürüşleri yapıyor ancak bu hayati konuya ses çıkarmıyor. Yürüşü yapanlar belki bu baraj havzalarında oturanlardır ancak ya diğer insanlarımız bunlar neden seslerini çıkarmıyorlar.
Bugün sadece Elmalı Barajı değil İstanbul'daki tüm barajlara gecekondular, kaçak villa ve diğer yapılar nedeniyle lağım suları akıyor ve biz bu suları evlerimizde bazen kullanmak zorunda kalıyoruz bazen de kullanamıyoruz.
Peki ne yapılabilir?
Ben size yaptıklarımı anlatayım. Elmalı Baraj havzasındaki gecekondular ve bu barajın içler acısı hali için İSKİ'ye hem yazı yazdım ve defalarca da telefon ettim ve bu durumu protesto ettim. İSKİ bu evler yıllar önce yapılmış ve biz birşey yapamıyoruz diyor. Yapamıyorsan orada ne duruyorsun kardeşim sen git ve yapan gelsin. Çevre Bakanlığı'na defalarca e-mail gönderdim. Gazetelere yazı yazdım ve Dünya gazetesine gönderdiğim bir yazı gazetenin iç sayfasında yayımlandı. Valiliğe ve daha birçok yere yazılar gönderdim. Bu yazılardan tabiki bir sonuç çıkmıyor. Ancak, 10 bin, 20 bin ve hatta 100.000 kişi benimle aynı duyarlılığı gösterseydi yetkililer bu kadar sessiz kalabilir miydi? Sonuçta bu kişileri biz seçiyoruz ve halkın bu kadar duyarlı olacağı bir konuda seçim sırasında adayların bu kadar ilgisiz kalması mümkün değildir.
Yukarıdaki başlık için İstanbul halkı beni bağışlasın ancak, haklarımızı demokratik bir şekilde kullanmayıp her şeyi kabullendiğimiz sürece Avrupalı olmamız mümkün değildir.
Sevgi ve sayglarımla, Hasan Barut İstanbul