ADAM - Off of..
KADIN - Necati.. Yemeği beğenmedin galiba.
A- Hı? Yok yok güzel.
K- Bana bak yemek dedim de aşçının maaşını ver artık istersen.. Bu ay da vermezsek önümüzdeki ay bu beğenmediğin yemeği de bulamayacaksın ona göre..
A- İyi ya Mukaddes, sen yaparsın.
K- Ben mi? Oh my God. Sosyetenin kulağına bir gitse şu dediklerin bu köşkten adımımı atamam valla. Zaten atasım da yok ya neyse..
A- O niye Mukaddes?
K- Niyesi var mı Necati? Aylardır aynı kıyafetleri giyiyorum davetlerde. Yakındır Hıncal Uluç tarafından haftanın rüküşü seçilicem o olacak. Merdivencizadelerin gelini Şermin geçenlerde seçildi de kızın sağ tarafına inme iniyordu valla.
A- Sen ne diyorsun Mukaddes ya?! İşler nasıl diye sorduğun yok. Ben diyorum hadımım sen diyorsun bu seferki oğlan olsun. Eski günlerimizdeki şaşaayı unutsan iyi olur. İşlerim çok kötü.
K- Önümüzdeki ay Paris'e gidemeyecek miyiz yani ?
A- Kaçacak yer ararken belki gideriz. Tabii uçağımız düşmezse. Her işim ters gidiyor Mukaddes. İki ihaleye girdik, ikisini de kaybettik. Bugün atölyelerden biri yandı. 2 işçi ağır yaralı. İkisi de sigortasızdı üstelik. Bir dakika telefonum çalıyor. Evet.. evet.. Hepsi mi? Allah kahretsin.
K- Ne oldu Necati? Kötü haber mi?
A- Karadeniz'de gemilerim batmış. Ne yapıcam ben Allahım?
K- Benim aklıma bi şey geliyor ama yapar mısın bilmem. İnanç meselesi. Geçen, dernekte Pervin anlatıyordu. Bi arkadaşlarının durumu senden de kötüymüş. Vergisini vermiş. İşleri düzelmiş.
A- Ben vergimi veriyorum Mukaddes.
K- Ben esas vermen gereken vergiden bahsediyorum Necati. Yani kaçırmadan falan.
A- Ohaaa.. Yok artık.
K- Valla sen bilirsin.
A- Kuruşu kuruşuna vergi vermek ha. Bana bak Mukaddes yaparım ama bi şartla.. Dernekte çeneni tutacaksın. Vergi verdiğim milletin kulağına bi giderse bozuşuruz bak.
K- Aşkolsun Necati. Hiç yapar mıyım?! Hadi gülsün şimdi yüzün. Yarın ilk iş vergi dairesine gidersin. Olur biter. Başımızın gözümüzün sadakası olsun.