|
|
Lorant'a uyarılar
F.Bahçe'nin bugün G.Antep'le maçı var. Belki Lorant'ın hatalarını söylersek böyle önemli bir maçta aynı yanlışları tekrarlamaz. Öncelikle, Ogün, Antalya'da libero oynadı. Çok da başarılıydı. Ama İstanbul'daki Malatya maçında baktık ki liberoda yine Ümit Özat var. Ve F.Bahçe'nin yediği iki golde de libero yerinde değil. Yine Antalya maçında Yusuf fevkalade iyi oynuyor ama İstanbul'a geliyor yedek.
Dünyada '4 forvetli' sistem yoktur. Sen hafta içinde gazetelere "4 forvetle oynayacağım" dersen, küme düşmemeye oynayan Malatya, İstanbul'da tabii ki 8-9 kişiyle defans yapacak. Burada şuna bakmak lazım. Lorant, ikinci yarıda durum 2-2 olmuşken, elindeki 3 forveti de oyundan çıkarıyor. Oktay yok, Andersson da yok ama F.Bahçe hâlâ doldur boşalt oynuyor. Oysa uzaktan şut atmayı denese buna dönük oyuncular alsa işin şekli değişecek.
Başkanın hatası
Dün gazetelere bakıyoruz. Aziz Yıldırım demiş ki "Bu hafta iki forvetle oynayacaksın." Aslında doğrusu bu. Ama bir başkan, menajer gibi, bunu antrenöre söylüyorsa, o da bunu kabul ediyorsa, takımı da başkaları yapıyor demektir.
Aslında F.Bahçe'nin başkanı; bu işi çok seviyor. Kulübe de çok faydalı olduğu kabul ediliyor. Ama sen her gün Samandıra'ya gidersen, futbolcuyla bu derece yüz göz olursan aranda mesafe kalmaz. Denizli zamanında bunların büyük kısmı önlenmişti. Ama Alman hoca "Ben paramı alayım, gerisi ne olursa olsun" diye düşündüğü için her şeye izin veriyor. Başkan, çok önemli maçlarda kendini gösterebilir. Gösterdiği zaman da müthiş etkisi olur. Bunun en güzel örneklerini Ali Şen zamanında yaşamıştık. F.Bahçe'nin elinde gerçekten iyi kadro var. Ama bir antrenör bu kadroyu kullanamıyorsa, PAF takımından gelen oyuncuları, geri gönderiyorsa o antrenör iş yapamıyor demektir.
Şunu net olarak görüyorum ki, Serhat, Oktay'a top atmıyor. Bu oyuncu şimdiye kadar 11 gol atmış olabilir. Ama bir forvet oyuncusunun (egoist olması gerekmesine) rağmen arkadaşlarına pas vermesi de gereklidir. Oktay da bunun sonucunda hiç top alamadığı için hem 4 golde kaldı, hem de gariban bir oyuncu gibi yedekte sürünüyor. Ve F.Bahçe 1 santim yükselemeyen 1.93'lük Andersson'a her topu kaldırıyor ama rakip defans vuruyor.
Mustafa'nın oynamaması da göze batıyor. Mirkoviç'i geçen hafta gördük. Ümit'le beraber her iki golde de hatası vardı. Hele ikinci golde hakemin arkasına falan sığınmasın. Bir defans oyuncusu bu kadar topla oynamaz.
Sadece Mustafa mı! Bakıyoruz Ceyhun, Hakan Bayraktar, sol tarafta oynayan Ali de çoğu zaman kadroya bile giremiyor.
Simao'yu kim aldı
Simao'yu kimin aldığını merak ediyorum. Kimisi, "Eski futbolcular gidip, izleyip aldı", kimisi de "Başkan kasetten izledi ve aldı" diyor. Hangisi doğru bilmiyorum... Ama elinde bu kadar 34'lük adam varken gidip bir tane daha almak mantık işi değil. Türkiye'de özellikle F.Bahçe gibi büyük kulüplerde bu işleri başkanlar değil, profesyonel insanlar yani menajerler yapar. Ama F.Bahçe'de ne yazık ki bütün işlere başkan yetişmeye çalışıyor.
Bir konuya daha değineyim. Geçen hafta Aziz Yılmaz, Malatya maçından sonra kaptan Ogün için tv'lerde "Sahtekar" dedi. Yılmaz inanılmaz bir Fenerlidir. Sinirle çıktığı stadın kapısında mikrofonlara o sözü söylemiştir. O söz gönülden değil sadece dudaktan çıkmadır. Ogün yanlış anlamasın.
Ayrıca bana göre de Ogün orta sahada değil, liberoda oynamalıdır. Ama bunu Lorant'a kim anlatacak!
|
|
|
|