Hacı olan bir insanın diğer insanlardan ayrı bir yaşantısı olmaz. Her insan edepli, terbiyeli, dindar, çalışkan, haramlardan sakınan, güler yüzlü, iyilik sever, şefkatli ve merhametli olmalıdır. Hacca gidip gelen insanlar ise, bu gibi güzel yaşantılara daha da dikkat etmelidir.
Ancak şu yanlıştır: Hacca gidip gelen insan terazi tutmamalı, ticaret yapmamalı, dünyadan el etek çekmeli, sakal bırakıp ve suratını asıp somurtup bir köşede oturmalı gibi şeyler yanlıştır.
Esasen bir insan hacca gidip geldiği zaman, kendisini ayrıcalıklı görmemeli, hacı efendi denildiği zaman da bundan rahatsız olmalıdır. Hacı adını veya levhaya kartvizite yazdırmak, her fırsatta hacı efendi diye gündeme gelmek hoş geldir, riyaya, gösterişe girer. Olgun insanlar kendisine hacı efendi denilmesine de müsaade etmezler.
Hacı demek hacca giden, hac ibadetini yapan kimse demektir. O zaman namaz kılana da, zekat verene de o türlü isimler mi takmak lazım. Peygamberimizin adı Hacı Muhammed değildi... İnsan ibadetini ilan ve reklam aracı yapmaktan sakınmalıdır.
Herkes doğarken memleketi neresi olursa olsun Müslüman olarak doğar deniliyor. Ne derece doğrudur?
Evet, bütün çocuklar Müslüman olarak doğar, dünyaya Müslüman olarak gelir. Sonra yaşı ilerledikçe ya bu hak dininde gelişir ilerler veya ailesinin ve çevresinin de tesiri ile başka dinlere sapabilir.
Müslüman demek Allah katında muteber ve muhterem insan, hak yolunda olan kişi demektir. Yeni doğan bir çocuk suçlu doğmaz, muhterem, muteber ve Allah katında makbul bir insan olarak dünyaya gelir. Bu, gayet güzel ve doğrudur. Hıristiyanlar, insanlar suçlu olarak doğar diyorlar, bu doğru değildir.
Bütün insanların ilk dünyaya gelişlerinde İslam fıtratı Ğyaratılışı- üzerinde olmaları insanlara temelde büyük bir moral imkandır.
O halde bizler, zaten Müslüman olarak dünyaya geldiğimize göre, bize düşen şey, o güzel İslam fıtratını bozmamak, aksine giderek geliştirmektir. Bir de bunun anlamı, insanlar İslam fıtratı üzerine doğar demek, İslam'ı kabul edecek ve yaşayabilecek yapıda doğar demektir.
Kısacası her insanın Müslüman olarak doğması çok güzel bir şey. Bütün çocuklara muhterem bir Müslüman gözüyle bakıp sevgi ve saygı göstermeliyiz.
Gece ev işi yapan, şeytanları üzerine çekermiş. Doğru mu?
Hayır doğru değildir. Bizler günün yarısını uyku ile geçirirken, yüzyıllardan beri Avrupa üç vardiyeli 24 saat çalışıyor. Onlar gece çalışıyor diye bir şeytani kötülüğe uğramadılar ki, ama biz çalışmadık uyuduk geri kaldık, perişan olduk, şeytani kötülüğe uğradık.
Çalışmanın düzeni nasıl ise ona göre çalışırız. Bu gece de olur, gündüz de olur. Hiçbir sakıncası yoktur. Ama, çalışmak kadar dinlenmek de gereklidir. Bugünün işini yarına bırakmamak gerektir. Her günün işi ayrıdır. Biz Müslüman Türkler herkesten daha çok çalışmak zorundayız, kalkınmak için, çocuklarımızı daha mutlu kılabilmek için çok pek çok çalışmalıyız. Gece gündüz demeden düzenli biçimde çalışmalıyız, dinlenme ve tatil kültürünü de geliştirmeliyiz. Dinlenme olmadan verim olmaz...
Organ nakli günah diyorlar. Allah'ın verdiği organı kimseye veremezsin diyorlar. Doğru mu?
Organ nakli günah değildir, aksine sevaptır. Esasen organ nakli ile ilgili Kur'an-ı Kerim'de ve diğer kaynaklarda herhangi bir hüküm bulmak mümkün değildir. Bu ve benzeri konulara dair hüküm İslam'ın genel prensiplerinden çıkarılır.
Organ nakli ile bir insanın hayatı kurtarılıyor, sağlığına kavuşturuluyor. Bu güzel hayır ve iyiliğe karşılık kimseye bir zarar gelmiyor... Alınan organ ister bir ölüden alınsın, ister böbrek nakli gibi diriden alınsın kimseye bir zarar olmuyor.
Sonuç olarak organ nakli insan hayatına ve sağlığına hizmettir. Büyük sevaptır. Aksini söyleyenler yanlış düşünüyorlar, İslam'ı doğru anlamıyorlar.