kapat
22.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKÝKA
 EDÝTÖR
 YAZARLAR
 HABER ÝNDEKS
banner
 EKONOMÝ
 FÝNANS
 MARKET
banner
 TÜRKÝYE
 DÜNYA
 POLÝTÝKA
 ÝSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZÝN
 SAÐLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 ÝNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ÞAMDAN
 CÝNSELLÝK
 EMÝNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KÝTAP
 SÝNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARÝH
 SUNNY
 HÝGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODÝ
 ASTROLOJÝ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFÝK
 ÞANS&OYUN
 ACÝL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARÞÝV
 

Eski MÝT'çi ortak olunca Coca Cola'yý satýn aldýk

"Evlendikten hemen sonra, iþ hayatýna atýldým. Adana'da yaþarken, Amerikalýlar'ýn içtiði 'Coca Cola' ile tanýþtým. 1950'de, bu meþrubatýn Türkiye'de üretilmesi için baþvuruda bulundum. Olumsuz cevap aldým." "EskÝ MÝT baþkanlarýndan General Behçet Türkmen'le, 1964'te ortak þirket kurduk. Behçet Paþa, Amerikalýlar'dan, Coca Cola'nýn Türkiye'de üretim iznini aldý. Halkýmýz, yerli Coca Cola ile 16 Eylül 1964'te tanýþtý."

Yaþamýmý Adana'da sürdürürken, yani gençlik yýllarýmda "Coca Cola" ile tanýþmýþtým. Çok sevdiðim, keyifle içtiðim bu meþrubatý, zamanla evime þiþe þiþe istif etmeye baþladým. Adana'nýn Ýncirlik semtindeki asker” havaalaný, o yýllarda Amerikalýlar'ýn yönetimi altýndaydý. Bu nedenle, Adana'da pek çok Amerikalý asker” ve sivil personel görev yapýyordu. Kaçakçý pazarlarýnda, Ýncirlik'ten çýkarýlan Amerikan eþyalarý satýlýyor, yine Amerikalýlar'ýn Ýncirlik Tesisleri'nde, PX adýndaki alýþveriþ merkezlerine girmek için insanlar torpil arýyordu. Adana'nýn kaçakçý pazarlarýnda satýlan Amerikan eþyalarý da, bu merkezlerden çýkarýlýrdý. Ýþte, bizim tanýþtýðýmýz, tadýna doyamadýðýmýz Coca Cola'nýn kaynaðý da orasýydý.

1950'DE PEÞÝNE DÜÞMÜÞTÜM
Amerika Birleþik Devletleri'ne ilk defa 1950 yýlýnda gittim. Orada da, karþýma hep Coca Cola çýkýyordu. Ayýp deðil ya, bu içeceði çok seviyordum. Ýþte o seyahatte dostlarýma, "Coca Cola'yý acaba Türkiye'ye getirebilir miyiz?" diye sordum. Tebessümle karþýlayýp, imkânsýz olduðunu imâ ettiler.

Amerika seyahatim sýrasýnda, Coca Cola ile birlikte "McDonald's"ýn da varlýðýndan haberdar oldum. Bu sandviç dükkanlarýnýn, hemen her köþe baþýný iþgâl ettiðini gördüm. Seyahatim sýrasýnda, hem ziyaret, hem ticaret yapmak istiyordum. Doðrusu, elimin boþ dönmesini içime sindiremeyecektim. Ama, her isteðime çevremden olumsuz cevaplar geliyordu. Acaba, hiç olmayacak iþlerin peþine mi düþmüþtüm? Coca Cola için, "O bir dünya þirketi." diyorlar, McDonald's için ise, baþka bahâneler uyduruyorlardý. Yani, Coca Cola'nýn büyüklüðü sebebi ile, o þirketten temsilcilik alamayacaðým vurgulanýyordu.

ÝZNÝ, BEHÇET PAÞA KOPARDI
Ýstanbul'a taþýndýktan sonra, sýk sýk Batý ülkelerine gitmeye baþladým. Hem geziyor, hem de yeni iþ imkânlarý arýyordum. O gençlik yýllarýmda, biraz da sevgiden olacak, "Acaba bu Coca Cola'yý, Türkiye'de imâl edemez miyim?" diye baþlayan düþüncemi unutmuþ deðildim. Bunun peþini býrakmayacaktým.

Demokrat Parti döneminin Mill” Emniyet (MÝT) Baþkaný General Behçet Türkmen'i, bir vesile ile tanýmýþtým. 27 Mayýs 1960 Ýhtilâli'nden sonra, her þey altüst olmuþ, Behçet Paþa da emekliye ayrýlýp, Ýstanbul'a yerleþmiþti.

Bu Coca Cola iþini, bir gün, Behçet Paþa'ya açtým. Kendisi, çok iyi Ýngilizce biliyordu. Dünyanýn her yerinde dostlarý vardý. Amerika'da ve Avrupa'nýn çeþitli ülkelerinde asker” ataþelik yapmýþ olan Behçet Türkmen Paþa, her gittiði yerde saðlam dostluklar edinmiþti. Paþa, iþte bu dost çevresini seferber edip, Coca Cola'yý Türkiye'ye getirebilmemiz için, çalýþmalara baþladý.

Emekli büyükelçi Ýlter Türkmen'in babasý olan Behçet Türkmen, Amerika'daki dostlarý ile yaptýðý yazýþmalardan sonra, Coca Cola'yý Türkiye'ye getirebileceðimizin iþaretini verdi. Bu, benim için çok büyük bir fýrsat ve imkândý.

Ýþin baþýnda, Coca Cola üretimi için kurmuþ olduðumuz limited þirketin % 5 hissesi, eniþtem Tâlip Aksoy ile bana ait idi. Behçet Türkmen Paþa da, % 'lik ortaklýk payýna sahipti. Bu arada, Tâlip'le bana ait olan hissenin % 5'ini kardeþim Kemal'e verdik. Daha sonra Tâlip, kalan hissesini de Kemal'e devredecekti.

Coca Cola'nýn Türkiye'de üretilmesi için, gerekli izni hükžmetten aldýk. Artýk düðmeye basýp, üretime geçme zamaný gelmiþti. 16 Eylül 1964 tarihinde de, Türk halkýný, kendi ülkesinde üretilen Coca Cola ile tanýþtýrdýk.

38 YIL ÖNCE PROMOSYON YAPTIK
Üretime geçmeden önce, Ýstanbul'un en büyük reklâm ajanslarýndan, Eli Acýman'ýn sahibi olduðu Manajans'a yoðun bir reklâm kampanyasý yaptýrdýk. Gazetelerde yayýnlanan reklâmlarda, Coca Cola kapaklarýnýn içinde 400 bin liralýk çeþitli ikramiyeler olduðunu ilân edip, þiþe kapaklarýnýn içine, çok sayýda buzdolabý, radyo, plâk ve yüzbinlerce þiþe bedava Coca Cola isimleri yazdýrmýþtýk. Kapaklardan, bu isimleri bulan talihliler, sürpriz bir þekilde ikramiye kazanacaklardý. Þiþesi 60 kuruþtan satýlacak olan Coca Cola reklâm kampanyasýnýn adýna da, "Gizli Define" demiþtik.

Üretimin yapýlacaðý gece, bayram çocuklarý gibi sevinçli idik. Fabrikada, makinalarýn baþýnda bekliyor, Coca Cola'nýn þiþelere dolduruluþunu, þiþelerin bantlarda dolaþmasýný, ardýndan da kasalara istif edilmesini heyecanla izliyorduk. Her kasada, 12 þiþe Coca Cola vardý. Kasalar daha sonra kamyonlara yüklenip, tüketim noktalarýna doðru, hýzla yola çýkarýlýyordu.

Üretimin baþlamasýndan hemen sonra sevindirici haberler gelmeye baþladý. Makinalarýn düðmesine basalý henüz 2 saat olmuþtu. Kasa kasa Coca Cola taþýyan kamyonlar, yüklerini boþalttýktan sonra, yeni mal almak için hýzla fabrikaya dönüyordu. Umduðumuzu, fazlasýyla bulmuþtuk. Dört ortak, çok sevinçli idik. Fabrika personeli, bu sevinci bizlerle birlikte yaþýyordu. Evet, Coca Cola tutmuþtu. Türk insaný, Coca Cola'yý sevmiþti. Coca Cola, bizleri de sevindirmiþti.

Görücü usžlüyle evliliðin resmidir
"1942 yýlýnda, 21!yaþýnda iken, eþim Rezan Germirli ile evlendim. Rezan, gelin olurken henüz 14 yaþýndaydý. Rezan'ýn yaþý, mahkeme kararýyla 18'e çýkarýldý. Hâkim, kararýný verirken 'Yazýk deðil mi bu çocuða?' demiþ."

1941 yýlýnda, Boðaziçi Lisesi'ndeki öðrenimimi tamamladýktan sonra, Ýstanbul anýlarýmý bu güzelim þehirde býrakýp, Adana'ya, "Baba Ocaðý"na dönmüþtüm.

Ýstanbul'dan ayrýlýþýmýn altýncý ayýnda, Mahmut aðabeyimden önemli bir haber aldým. Aðabeyim, beni karþýsýna çekip, "Kadir, babam, senin evlenmeni istiyor. Kayseri'de, çok iyi bir ailenin kýzý varmýþ. Kendisi, bu aileyi tanýyormuþ. Düþün, taþýn. Önümüzdeki günlerde Kayseri'ye gidip, kýz tarafý ile konuþacaðýz." dedi.

Aðabeyimin söylediklerini, ölçüp tartmadan buna karþý çýktým. Kendisi, beni dikkatlice dinledikten sonra, þunlarý söyledi:

- "Kadir, babam bu konuda kararlý. Hiç itiraza gerek yok. Kayseri'ye gideceðiz, o aileyi ziyaret edeceðiz. Babamdaki bilgilere göre, kýz Ýstanbul'da, Kanlýca'da doðup büyümüþ. Aile çok iyi imiþ. Göreceðin gelin adayý, Kayseri'nin ünlü ailelerinden Ali Kâmil Germirli'nin torunu, Mehmet Germirli'nin kýzý imiþ."

Emir büyük yerden gelmiþti. Babamýzýn arzusu üzerine Kayseri'ye gidip, gelin adayýný görecektik. Ama ilk gelen haberlerde, göreceðimiz kýzýn henüz 14 yaþýnda olduðu söyleniyordu. Önce þaþýrmýþtým, sonra Ýstanbul'da öðrencilik yýllarýmda iþittiðim þu güzel cümle hâtýrýma geldi: "Kadýnla, müziðin yaþý olmaz."

KIZ GÖRMENÝN ÝNCELÝKLERÝ
1941 yýlýnýn son günlerinde, kýz görmek için, ani bir kararla ailece Adana'dan Kayseri'ye gittik.

Þimdi sizlere, 40'lý yýllardan ilginç bir sahne nakletmek istiyorum. Bu, "görücü usžlü" ile kýz beðenme sahnesi. Bu sahnenin, þüphesiz baþrol oyuncularýndan birisiyim. Rol arkadaþým da, müstakbel hayat arkadaþým Rezan Germirli. Bu oyunda, rol alan öteki sanatçýlar ise, Adana'dan gelen annem, babam ve aile büyüklerimle, kýz tarafýnýn aile fertleri.

Görücü giderken, kýz evinde nasýl bir davranýþ içerisinde bulunmam gerektiðini de bilmiyordum. Ýstanbul'da, o yýllarýn ünlü terzisi Ýzzet Ünver'e diktirdiðim þýk kýyafetlerden birisi üzerimdeydi. Saatler geçtikçe, sabrým da tükeniyordu. Aile büyüklerim, kýz evinde nasýl hareket edeceðimi anlattýlar. Kýzý iyice süzmemi, yani inceden inceye tetkik etmemi istediler. Çünkü, bu ilk ziyarette belki de hemen söz kesme teþebbüsünde bulunabileceklerini ifade ettiler. Bana da, sýký sýký þu tembihatta bulundular:

-"Kadir, kýzý beðenirsen, hareketlerinle bu durumunu belli et."

Ýlk defa damat adayý olmanýn heyecaný içerisinde, Germirli Mehmet Beyler'in evine gittik. Bizi, geniþ bir salona aldýlar. Büyükler baþköþeye, küçükler ise kapý önüne doðru yerleþti. Kalbim küt küt atýyordu. 14 yaþýndaki gelin adayý Rezan geldi. Büyüklerin ellerinden öptü, küçüklerle tokalaþtý.

Kayseri'deki âdet gereði, "kýz evi"nde bizlere çok aþýrý ikrâmda bulunuldu. Ýkrâm servisini Rezan'la birlikte kýz kardeþleri yapýyordu. Rahmetli annem, gelin adayýný kaynana gözüyle süzüyor, rahmetli babam da, Germirli Ailesi'nin erkekleri ile koyu bir sohbete dalýyordu. Rezan, bizlere hizmet ettikten sonra, karþýmýza geçip oturuyor, ama mahcubiyet içerisinde, baþýný hep önüne eðiyordu. Yani Rezan'ýn, beni tetkik etme özgürlüðü dahi yoktu.

Görücü evindeki kadýnlar ve erkekler, hem sohbet ediyor, hem de göz ucuyla benim hareketlerimi izliyordu. Belki acemilikten, belki heyecandan, sert hareketler yapýyor, baþýmý ansýzýn yukarý doðru kaldýrýyor, daha sonra aþaðýya düþürüyordum. Bir an baktým, o koca salondakiler benimle birlikte baþlarýný bir yukarý, bir aþaðý hareket ettiriyordu. Benim hareketimin amacý, Rezan'ý tepeden týrnaða incelemekti. Ben o hareketleri yaparken, aile büyükleri ise, þifre çözer gibi, benim hareketlerimden bir anlam çýkarmaya çalýþýyorlardý.

Her iki ailenin büyükleri de, heyecan içinde sonucu beklemeye koyuldu. Kararýmý vermiþtim. Bu, þüphesiz "evet" þeklinde bir karardý. Zaten, bu kararýmý hemen hareketlerime yansýtmýþtým. Ciddi tavrým kayboldu. Tebessüm etmeye baþladým. Sözün özü: Rezan'ý beðenmiþtim.

GELÝN 14, DAMAT 21 YAÞINDA
Rahmetli babam, tez canlý idi. Benden olumlu cevabý aldýktan sonra, bu iþi hemen baðlamak istiyordu. Bu arada, Rezan'dan ve Germirli Ailesi'nden de olumlu cevap geldi. Daha önce de açýkladýðým gibi Rezan, henüz 14 yaþýnda idi. Ama, o yaþtaki bir gencin nikâh masasýna oturmasý, "Meden” Kanun"a aykýrý bulunuyordu.

Mutluluk yolunda, önümüze çýkan engeli nasýl aþtýk? Onu da, þimdi Rezan'dan dinleyelim: "Ailelerimiz, niþanýmýzýn, nikâhýmýzýn ve düðünümüzün Adana'da yapýlmasý konusunda anlaþtýlar. Ancak, nikâh için bir büyük engel vardý. Henüz 14 yaþýnda idim. Meden” Kanun'a göre, resm” nikâhýmýn kýyýlmasý mümkün deðildi. Tabii, o günün þartlarýnda bunlarýn hiçbirisini bilmiyordum; ama bir gün babam, elimden tuttu, beni bir yerlere götürdü. Gittiðimiz yer, mahkeme binasýymýþ. Daha dün gibi hatýrlýyorum; üstümde kukuletalý mavi bir palto vardý. Babamýn yanýnda durdum. Babam, hâkimle bir þeyler konuþuyordu. Sonra, mahkeme binasýndan çýktýk.

Aradan yýllar geçti, aklým herþeye ermeye baþladý. Bu mahkeme faslýný, rahmetli babama sordum. O da gerçekleri anlattý. Hâkim huzuruna çýktýðým gün 14 yaþýndaydým; ama, nikâh defterine imza atmak için 18 yaþýnda olmak gerekiyormuþ. Hâkime durum anlatýlmýþ. O da anlayýþla karþýlamýþ ama, babama þu sözleri de söylemiþ: 'Mehmet Bey, yazýk, çok yazýk. Bu çocuðu niçin erken evlendiriyorsunuz?'

Evet, bu maceradan sonra Nikâhýmýz 14 Nisan 1942 tarihinde Adana'da kýyýldý."

YARIN
* Dünya devi Mercedes'in Türkiye'deki fabrikasýný kimler, nasýl kurdu

* Kadir Has, 'Hayýr iþleri' rekortmenliðini hangi tesisleri yaparak saðladý

* Türkiye'de ilk defa bir üniversite, kimler tarafýndan ve niçin mühürlendi

Hulusi TURGUT



<< Geri dön Yazýcýya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. - Tüm haklarý saklýdýr