Galiba biraz da kısmet işi olsa gerek bu tür şeyler. Ama bildiğimiz birşey var, birbirimizi seviyor olmamız. Sonra tahmin edeceğiniz gibi kendimizi nikah memurunun karşısında bulduk.
* Birbirinizi tarif edin desem?
Şebnem: Oktay sakin, olgun biri. En önemlisi bana karşı oldukça anlayışlı. Bir kadının aradığı bütün özellikler onda var desem abartmış olmam. Gerçekten.
Oktay: Şebnem'in beni etkileyen en önemli özelliği gülüşüdür. O gülüşündeki masumluk ilk dikkatimi çeken şey olmuştu. İnsanın hayalindeki kadını bulması güzel.
* Nasıl evlenme teklif ettin Oktay?
Belki de Şebnem bana teklif etmiştir... (Gülüşmeler) Her şey kendiliğinden geliştiği için bana pek fazla iş düşmedi. Zaten benim teklifim, Şebnem'i tanıdığım günden itibaren içimde yaşıyordu. Belki bunu sözlü olarak bir kez söyledim. Ama aslında ona davranışlarımla bunu hergün söylüyordum.
* Evi, eşyaları nasıl seçtiniz ne kadar harcadınız?
Oktay: Evlenebilmek için bol nöbetli geceler yaşadım. Birden fazla yerde çalışıyorum. Tabi eşya almak o kadar kolay olmadı. Ev kurmak gerçekten zor birşey. Ailelerimizden de yardım almak zorunda kaldık. Hâlâ da ev eşyalarımızı tamamlamakla uğraşıyoruz.
* Ne kadarlık takı takıldı?
Şebnem: Tam olarak bilemiyorum ama 10'un üzerinde bilezik, kolye ve küpeler ve bir sürü de küçük altın takıldı.
* Ailelerinizle aranız nasıl?
Oktay: Şebnem'in ailesi benim ailem artık. Gayet iyi bir durumdayız. Her zaman saygılı oldum ve olacağım da.
Şebnem: Çok iyi. Ben de Oktay'ın söylediği gibi Oktay'ın ailesini kendi ailem olarak görüyorum.
* Balayına çıkacak mısınız?
Evet. Uludağ'a gidiyoruz.