Batı'nın soykütüğü sarsıldı
Arkeolojiyle ilgilenen profesyonel ve amatörlerin heyecanına hayran olmamak elde değil.
Tarihin derinliklerinde kalmış konuları öyle keyifli bir şekilde gündeme getiriyorlar ki ilgisiz kalınamıyor.
Bu durum medyaya yansıyan "Antik Troia" kentinin hangi uygarlığa ait olduğu tartışmalarında da en güzel şekliyle ortaya çıktı.
Hele işin içine bir de Anadolu girince...
Sözü dolaştırmadan hemen konuya gireyim:
ANADOLU UYGARLIĞI
Antik Troia kentinin bir "Anadolu Uygarlığı" olduğu açıklandı. Açıklamalar, arkeolojik bulgu ve filolojik verilerle bu durumun kanıtlandığını belirttiler.
Bu haberi duyunca ne kadar arkeolojiyle ilgili olmasam da Yunanlı kardeşlerimize tatlı bir gol atmanın keyfini yaşadım.
Takdir edeceğiniz gibi bunun ulusalcı bir yaklaşımla ilgisi yok. Birçok medeniyete beşik olmuş, eserleriyle bunu sergileyen Anadolu'yu sevmemek olanaklı mı? Buradaki sevinç medeniyetin merkezini Yunanistan'a oturtmak isteyenlerin tarihi çarpıtma çabalarının önüne geçilmesiyle ilgili...
Ben bunları düşünürken zevkle söyleştiğimiz karikatürist yanını bildiğim dostum Serdar Günbilen'in bir başka yönünü keşfettim. Kendisi, belgeselci olarak Antik Troia'nın 'Anadolu Uygarlığı' olduğu konusunda en büyük mücadeleyi verenlerin Türk tarafında ilk sıralarında yer alıyor. Günbilen, 2000 yılı Eylül ayı başında "Kamuoyuna" başlıklı bildirisiyle bu konunun sonuca ulaştığını çoktan duyurmuş. Aslında konuyla ilgili çalışma ve duyurulara 1998 yılı başlarında başlamış.
ÖNCE KÖSTEK SONRA ALKIŞ
Günbilen'in çalışmaları "Antik Troia' kazısını ve sonuçlarını anlatacak "WILUSA Belgesel Projesi' hazırlığıyla başlamış. Daha önce içinde BBC gibi kuruluşların yer aldığı 11 belgesel teklifin gere çeviren Kazı başkanı Prof. Manfred Korfmann, Anadolu tezini öne çıkaran bu yapımı hemen kabul etmiş. Ama maalesef Türk kamuoyu oluşturucuları bu konunun önemini anlayıp yeterince destek olmamışlar. Şimdi ise alkışlarının güçlü sesini duyuyoruz.
Günbilen kızgın falan değil. O da sonuçtan fazlasıyla mutlu.
Artık tüm dünyaca kabul gören Korfmann'ın kazıları ve sonuçları Günbilen'in deyimiyle şu sonucu ortaya koyuyor:
"Anadolu Ğ bu kez de hiç de romantik olmayan bilimsel verilerle Ğ yalnızca Anadolu'ya değil tüm yeryüzüne barışçı bir uygarlığın gerekçelerini" getiriyor.
Helmut Uhlig'in "Avrupa'nın Anası Anadolu" eserinde belirttiği şu sözler Anadolu'yu ne güzel tanımlıyor:
"Avrupa adının, Asyalı bir prensesin adından geldiğini unutmamak gerekir. Anadolu'da dünyanın sömürgecilikle fethedildiği zamanlardan kaynaklanan Avrupa merkezli Hristiyanlık kibirinin bir dayanağı yoktur."