Başkan Yardımcısı Richard (Dick) Cheney'i dün Ankara'da ağırladık. Cheney bu sabah erken saatlerde bir basın toplantısı düzenledikten sonra ülkesine dönecek..
Bize Washington'dan ulaşan bilgilere göre Ankara, bundan böyle Irak konusunda, "Her türlü olasılığa hazırlıklı" planlar üzerinde çalışmalı.. Yani "1'den çok" plan..
Bu planlar, bu sütunda her zaman belirttiğimiz gibi "Saddam sonrası Irak'ta yeni oluşumda söz sahibi olmak ve de istemediğimiz gelişmeleri önlemek amacında isek" o zaman "aktif biçimde" işin içinde olmamızı da öngörmeli.. Dikkatli okurlarımız hatırlayacaktır; bu konuyu Türk kamuoyunun dikkatine, aylar önce, daha Bush'un ünlü Şeytan Üçgeni sözünden haftalar öncesinden söz ediyoruz, "Kerkük'ü alalım mı, almayalım mı?" diye taşımıştık..
Çünkü oyuna katılmayanın, oyun sonrası ortaya çıkan şekillendirmede söz sahibi olması da söz konusu değil demiştik.. Eğer Ankara, vaktiyle rahmetli Özal'ı dinleyip, Körfez Savaşı'na asker gönderse idi, hem harekatın gidişi hem de sonrasında söz sahibi olacaktı.. O zaman yaptığımız bu hatayı, bari bu kez yapmayalım..
Türkiye'nin, ABD'nin Saddam'ı devirmeye yönelik harekatına üslerini açması ile, ordusunu göndermesi arasında, Saddam rejimi açısından bir fark yoktur.. Saddam'ın Kuveyt işgali öncesi, sırası ve de sonrasında Türkiye'yi nasıl "tehdit ettiğini" de unutmayalım..
Burada kilit rolü oynayacak olan, Cheney ve onun vasıtası ile Bush yönetiminden öğrenmemiz gerekenlerdir. Nedir bunlar?
1. Saddam'ı nasıl devirmeyi planlıyorsunuz?
2. Kuzeydeki Kürtler'in ve diğer unsurların yardımı ile hava+kara harekatı yürüterek mi?
3. Yoksa bir Saray Darbesi ile mi?
4. Saddam sonrası bu ülkenin yönetiminin başına kim gelecek?
5. Yeni gelecek kişi veya kurum, Kuzey'deki otonom bölgeler konusunda ne yapacak?
6. Türkmenler resmin neresinde oturacak?
7. Türkiye'nin şöyle veya böyle katılacağı bu savaştan göreceği ekonomik zararlar nasıl karşılanacak?
8. Benden neyin karşılığı olarak ne istiyorsun?
Cheney, Ankara'nın daha da artırılabileceği sorularına bu gezide cevap getirdi mi? Veya "Ankara'yı tatmin edecek" cevapları masanın üzerine koydu mu?
Sanmıyoruz.. Çünkü daha vakit erken.. Önce Ankara tutumunu belli etsin diye bekler Amerikalılar.. Yani "Böyle bir operasyona katkısı hangi ölçüde olacak?" sorusunun cevabını bekler.. Müzakere süresinde ara sıra kozlarını gösterse de, elini daha sonra açmaya başlar.. Bu, onların müzakere taktikleridir..
Bu pirinç daha çok su kaldırır.. Çünkü duruma baktığımız zaman "Irak harekatının başlayacağına dair daha henüz ortada en ufak belirti göremiyoruz.." ABD'nin en azından Kuzey'e 100'lerce asker gönderip Kürtler'i eğitip silahlandırması gerekiyor. Ama yoklar..
Beyaz Saray'da oturan Bush W.'nun da hiç acelesi yok.. "Bu yıl yapılacak Kongre yenileme seçimleri öncesi bu harekatı yapar ve partisine oy kazandırır" görüşüne gelince; Başkan Bush acele etmeyecektir.. Çünkü onun için esas felaket, savaş açmazsa Kongre seçimlerini kaybetmesi değil, savaşı açıp Saddam'ı devirememesidir.. bu onun 2003 şansını sıfırlar..
Merak etmeyin, Amerikalılar da en az bizim kadar akıllı.. Onlar da her şeyi hesap ediyorlar.. Onun için, Amerikan yönetimi, Saddam'ı yüzde 100 devirecek ortamı sağlamadan bu işe kalkışmaz..
Kaldı ki, Saddam son anda ülkesini BM denetçilerine açarsa, o zaman ne yapacak ABD? Bu işlerde oyun içinde oyun vardır.. Bush'un BM'yi devre dışı bırakıp tek başına harekete geçme olasılığını, bir başka yazıda incelemeye çalışacağız..