Bir dakika... Önemli bir nokta var, aman atlamayalım!
Belli ki Hülya Avşar roman kahramanı olmak istiyor...
Hayatınızı bir biyografi yazarı kaleme alırsa, hayatınız kitap olur! Ama Ahmet Altan gibi usta bir romancı yazarsa hayatınızı, artık hiç tartışmasız roman kahramanısınız demektir. Ne kadar ünlü olursanız olun, roman kahramanı olmanın heyecanı bambaşkadır. Roman kahramanları evrenin sonsuzluğuna pırıltılar serpiştirir.
( Ayrıca "Bir o eksik kalmıştı!" denecek bir eksiğiniz kalmaz!..)
Peki, siz hayatınızın kitabını yazdırsanız kime yazdırmak isterdiniz?
Orhan Pamuk sizi bir "ders" gibi çalışıp yazsın ister miydiniz? Bir iki yüzyıl öncesine gidip, minyatür sadeliğine erişmek ya da solgun bir taşra şehrinde kendinize parlak bir "yeni hayat" bulmaya ne derdiniz?
Mehmet Eroğlu'nun üzerinize yöneltilmiş dolu bir tabancayı andıran kalemine hazır mı hayatınız sözgelimi? Hayatınızın karar anlarıyla tekrar hesaplaşmak ister miydiniz?
Ya ben?
Benimki baştan aşağı fantazi...
Ben hayatımın Nihat Genç tarafından yerden yere vurulmasına, şöyle iyice silkelenmesine ses çıkartmazdım sanırım.
Ama yaşasaydı da, Margueritte Duras, "Cebelitarık Denizcisi"ni bir daha yazsaydı ve bir köşesine beni de roman kahramanlarından biri olarak sıkıştırıverseydi!.. Çok isterdim.
Khlestov'un hali ve Daum
İçime dert oldu, geçen akşam 90 Dakika'da çok kısa değinebildiğim bir konuyu burada açmak istiyorum.
Khlestov'u neden oynatmadığı konusunda Daum'u ırkçılıkla suçlamayı "haksızlık" olarak görüyorum. Ayrıca biz pek önemsemiyoruz ama, Avrupalılar için "ırkçılık" sözü ağır bir sözdür. Irkçıysa ağırdan alır, ırkçılığa karşıysa da ciddi biçimde hakarete uğramış sayar kendini...
Ancak burada ince bir nokta var: Alp Darıcı, Daum'a bu iddialar hakkındaki görüşünü soruyor...
Bir gazeteci nazik olmak zorundadır. Fakat sorulması gereken her şeyi de sormalıdır. Madem ki, bu iddialar ayyuka çıktı (yanlıştır ama, kamuoyunun ağzı torba değil ki, büzesin!), Alp Darıcı sorarak gazetecilik görevini yapmış bence... Fakat bu soruya çok kızan Daum'a da, doğrusu hiç birimizin kızmaya hakkı yok!
Bu arada Khlestov'un iki yıldır Beşiktaş'ta içine sokulduğu haller her şeyden önce, sportmence baktığınızda kabul edilir şeyler değil ya... O da ayrı!