Bu hafta sapık reklamlar...
Birinci sapıklık hadisemiz, Merinos Halısı reklamı. İbrahim Tatlıses çok çok çok sevimli olduğunu düşündüğü halleriyle kampanyayı tanıtıyor. İşte efendim halı alanlar çekilişe katılıyormuş da şanslı olanlar araba kazanıyormuş da falan. İlkokul üç düzeyinde Mars -Kars espirisi yapılıyor ve Asena Hanım feci sahtekar bir gülüş atıyor. Buraya kadar iyi. Sonra bir çocuk peyda oluyor ve araba yerine Asena'yı istediğini söylüyor. İstemekle kalmıyor, hanım kızımızı düpedüz kaçırmaya kalkıyor. Şimdi necip Türk halkı önünde açık açık soruyorum: Ne yapacak o çocuk Asena'yı? Kadınlar Günü'nü, pardon, Bayanlar Günü'nü daha yeni kutlamışken böyle zorla kız götürmeler falan... Bacak kadar boyuyla... Biraz ayıp olmuyor mu?

ÇAMAŞIR SAPIKLARI
Peki çamaşır sapığı gümrük memurlarına ne diyeceksiniz? Yok efendim çamaşırlar Alo'yla yıkanırsa çok güzel kokarmış da kimse dayanamazmış da... Hadi gümrük memurları sapık, elalemin çamaşırlarını koklamayı seviyorlar, köpeğe ne oluyor? Bu Alo lavanta, leylak yerine artık jambon mu kokuyor? Güzel koku anlayışımız mı değişti? Nedir? Biri açıklasın. Ayrıca gömlek yerine sütyen, don koklansa daha heyecanlı olmaz mıydı reklam? Keşke herkeş yapsa... Bunda gocunacak bir şey yok.

MARGARİN SAPIKLARI
Bir de yağ sapıkları var. Tavada yağ cazur cuzur kızarıyor birileri takla atarak geliyor ve kaynar yağa ekmeği banıp yiyor. Ne bu? Mazoist akrobat ailesi mi? Ve bu sapıklık reklamdan anladığımız kadarıyla 70 küsur yıldır yapılıyormuş... Mutfakta taş üzerinde takla at, ekmeği kap, kaynar yağa batır ve ye! Alevli çemberden de geçseydi! Bu arkadaşa margarin yemenin daha pratik yolları öğretilmeli yoksa kalça kemiği kırığından ve ağız mukoza yanığından gidecek... Bunların ikisi olmazsa damar tıkanıklığından gider. Kolesterol diye de bir şey var. Reklam resmen sağlık düşmanı...

DEV UYANDIRICILARI
Bir de "uyuyan devi uyandırma" hadisesi var. Sapıklık kategorisine sokmak kariyerim açısından pek isabetli olmaz (ehe ehe) ama yine de soruyorum: Deve soran oldu mu uyanmak ister misin, istemez misin diye... Onun fikri alınmış mı? Ceyar'la Falkonetti mi tezgahlamış bu uyandırma işini? Bayan Eli bu konuda ne demiş? Adam uyuyor işte. Bırakın uyusun, bizim de başımıza iş açılmasın. Di mi ama...

BENZİN SAPIKLARI
Benzin istasyonuna yerleşen aileye de değinmek isterdim ama takatim kaldı mı bilemiyorum. Anladık, "Petrol Ofisi halka açılıyor" lafından yola çıkılmış. Hisse alın orası sizin olsun! Müjdat Gezen de o şahane antikalarıyla ne kadar "halk"sa... Tabii insanın aklına şöyle şeyler de geliyor ister istemez. Kalan bütün paranı PO hissesi almak için harcıyorsun, ama bir halt kazanamıyorsun, mecburen gidip benzin istasyonuna yerleşiyorsun. Amaan işte. İnsan yüreğine fesatlık girmeye görsün...

ÖLÜP BİTTİKLERİMİZ
Zeytinyağlı Becel reklamı tabii. Gerçi Türkiye, Türkler, Türk toprakları, Türk ananeleriyle falan uzaktan yakından ilgisi yok, ama olsun. Ben emekli olunca bu komik yaşlılardan biri olmak istiyorum dedirtiyor insana. Hatta varsa öyle bir yer ben şimdiden yerleşeyim oraya... Genç ve yakışıklı doktora muayene olmak için hastalık numarası yapmak hele öldürüyor beni. Gerçi ben genç ve yakışıklı doktora muayene olmayı şimdi de istiyorum ama.. Bakın bu da Türkiye'ye uymuyor. Sevimlisi var, cana yakını var, entelektüeli var, karizmatiği var ama yakışıklısı yok. Üzücü bir şey tabii biz Türk baayanları için. Yakışıklılar da tıp fakültesine gitsin. Lütfeen.

VE CEM YILMAZ OLAYI
Bir de şunu söylemek istiyorum. Ay lov Cem Yılmaz! Sevmeyen herhalde yok ama ben tekrar etmiş olayım. Telsim reklamlarına bayılıyorum. Üç haftadır yerli yersiz her yerde reklam laflarını kullanıyorum. Hayatım Cem Yılmaz'ı taklit etmekle geçiyor. Utanç verici bir şey mi bilmiyorum ama öyle. Keşke herkeş yapsa... Off tamam.. Kesiyorum.