kapat
28.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Zor geçit

Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılan yeni stand-by Türkiye'nin borç ödeyen bir ekonomi olmasını hedefliyor.

Buna kimsenin itirazı olamaz.

Ama yöntem önemli.. Ekonomi bunu canı ile, kanı ile mi ödeyecek, yoksa alın teri ile sağladığı büyümeden mi ödeyecek?

Aslında bu sorunun da cevabı belli:

Kimse "Öleceksek ölelim, yeter ki borçları ödeyelim" demez. Çünkü vatandaşı batırmak pahasına devleti kurtarmak gibi bir seçenek yoktur, olamaz..

Hükümetin karar oluşturduğu her aşamada şu tabloyu unutmaması gerekiyor:

Enflasyon halâ yüzde 80-90'larda..

Ekonomi yüzde 9'a yakın küçülmüş..

Kişi başına gelir üçte bire yakın gerilemiş..

125 bin işyeri kapanmış, 2 milyondan fazla insan işini kaybetmiş..

Özel kesimde kapasite kullanım oranı neredeyse yarı yarıya düşmüş..

Yalnız İstanbul'da 10 bin kişi doğalgaz aboneliğini iptal ettirmiş, 500 bin kişi cep telefonunu kapattırmış..

Elektrik enerjisi talebi ve yatırım malları ithalâtı gerilemeye devam ediyor..

Fakirleşen halktan daha fazla vergi, üretim hevesi teşvik edilmeyen müteşebbisten daha çok SSK primi talep ediliyor.

Güven eksiği..

Büyümek zorundayız fakat motoru çalıştıracak enerjiyi ve morali hükümet veremiyor.

TÜSİAD Başkanı Özilhan dün "Ciddi bir güven eksikliği var. Yabancı sermayeyi getirmek bir yana yerli sermayeyi yurt dışına kaçırıyoruz" dedi.

Kemal Derviş'e göre, ameliyattan kalkan hastadan hemen yürümesi beklenemez. Oysa bizim hastanın yürümek bir yana hemen koşmaya başlaması gerekiyor.

Çünkü.. Sosyal patlama kadar tehlikeli bir şey oluyor, toplum sosyal çöküntüye doğru sürükleniyor. İktidarın bir yaratıcılık gösterip bu tehlikeli gidişi durdurması lâzım.

TÜSİAD, güven bunalımını aşmayı sağlayacak önerilerini dün açıkladı:

* Üretici ve tüketici kredilerini yeniden yapılandırmak için finansman yaratılmalı;

* Faiz inmeli, kur-faiz dengesi kurulmalı;

* Dolaylı vergilerde indirim sağlanmalı;

* Üretim girdilerindeki fiyat artışları, hedef enflasyon rakamının üstüne çıkmamalı;

* Yabancı sermaye teşvik edilmeli..

İktidar sınavı..

İşte bu noktada güven meselesi karşımıza çıkıyor. Bunun için de iktidara şu hedefler tavsiye ediliyor:

* Reform yasalarının uygalanmaya başladığı hemen gösterilmeli;

* Kamu idaresinin küçülerek etkinleşmesi ve özelleştirmelerin hızlanması sağlanmalı;

* Sonbahara kadar Kopenhag kriterleri yerine getirilip AB ile müzakereler başlatılmalı..

Türkiye'nin ekonomik sorunlarını aşma amacı ile siyasi hedeflerine ulaşma çabaları hiç bir zaman bugünkü kadar girift bir hale gelmemişti. Tarih 2002 yılında bizim için huninin ağzı gibi daralmıştır.

Buradan çıkış artık ülkeyi yöneten hükümetin sorumluluğudur. Milletin özveri adına verebileceği bir şey kalmamıştır.

Artık her şey, iktidarın ufkuna, cesaretine ve yaratıcılığına bağlıdır.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır