İslam'da haremlik selamlık var mı? Misafir gelince kadınlarla erkekler aynı odada oturabilir mi?
CEVAP: Hem var, hem yoktur. Eğer evinize gelen misafir ahlaksız, namussuz bir adam ise, bulunduğu yerde hanımlara kötü gözle bakan birisi ise, bu durumda hanımlarınızı, kızlarınızı o ahlaksız herifin huzuruna çıkarmamak gerekir.
Yok eğer, evinize gelen misafirler namuslu, şerefli olarak tanıdığınız kimseler ise, bu durumda hanımlar misafirlerin yanına gelebilirler, oturabilirler, ortak sofrada yemek yiyebilirler. Hiçbir sakıncası olmaz. Aksine, yapılan konuşmalarla bilgi alışverişi yapılır, yararlı olur.
Ben şahsen namussuz, ahlaksız ve şerefsiz kabul ettiğim kimseyi ne evime misafirliğe davet ederim, ne de öyle bildiğim kimsenin evine eşimle birlikte misafirliğe giderim.
Evimize gelen namuslu, ahlaklı ve şerefli insanlara da namussuz ve ahlaksız muamelesi yapıp eşimizi ondan kaçırmak çok çirkin olur. Dinin bu konudaki hükmünü anlamak için aklımızı işletelim yeterlidir.
Dul bir bayanım tek başıma umreye gidebilir miyim?
Bu konunun temeli yol emniyeti sorunudur. Eski dönemlerde yollarda eşkıyalar vardı, bir bayanın yalnız başına uzun yolculuğa çıkması caiz görülmezdi. Bu sadece hac için değil, normal olarak bir ilden diğer ile gitmesine de izin verilmezdi.
O nedenle dul bir bayan için yol emniyeti olmadığı için, ona hacca gitmek de farz olmamış olurdu.
Şimdilerde ise yol güvenliği vardır. Kafile içinde gidip geliniyor. Özellikle birkaç bayan arkadaş olarak anlaşırlar ise, rahatça gidip gelebilirler.
Umreye gelince, bu farz olmayan bir ibadettir. Ona harcanacak paranın birkaç yoksula dağıtılmasının sevabının çok daha büyük olacağına inanıyorum. Önemli olan Allah rızası için hayır yapmaktır. Allah kabul eylesin...
Namaz kılamayan, abdest alamayan özürlü vatandaşlarımız ne yapabilirler?
Abdest almaya gücü yetmeyen özürlü vatandaşlarımız ellerinin içini duvara sürer, sonra yüzüne sürer, ikincide de kollarına sürer, böylece teyemmüm yapmış olur. Bununla namazını kılar. Su bulamayan veya rahatsızlığı nedeniyle su kullanamayan böyle yapar. Teyemmüm, hem abdest hem de gusül yerine geçebilir. Ayakta namaz kılamayan oturduğu yerde kılar. Hatta sadece baş işaretleri ile de namaz kılabilir. Evet, sadece başını hafif eğip doğrultmak suretiyle namaz kılınabilir. Kısacası dinde zorluk yoktur. Sonuçta insanlar kendileri için nasıl kolay geliyorsa öyle yapar. Namazın özü; kişinin Rabbine karşı kulluğunu ifade etmesi, ona yakarmasıdır. Gücü nasıl yeterse öyle yapar.
Yapılan bir iyiliğin sevap derecesini nasıl ölçeriz?
Her iyiliği mutlaka bir sevabı vardır. Bunların derecesini ölçmek de bir noktaya kadar mümkündür. Daha doğrusu tahmin etmek mümkündür. Ama kesin olarak bilmeye gücümüz yetmez. Çünkü sevap denilen şey manevi bir kavramdır. Manevi kavramları ölçmek, tartmak en azından tam olarak mümkün değildir.
Ancak bir kişi bir yoksula yüz lira sadaka vermiş, diğer bir kişi ise iki yüz lira vermiştir. Tabi sevabı da iki kat olacaktır. Şu da var ki bazen yüce Allah iyi niyetinden dolayı az bir amele sınırsız sevap verir.
En doğrusu biz elimizden gelen her türlü hayır ve iyiliği yapalım, gerisini yüce Allah'ın rahmet ve mağfiretine havale edelim. Çünka yüce Tanrı kimsenin hakkını ve iyi işini zayi eylemez. Onun rahmeti ve affı sınırsızdır.