kapat
28.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Solu karıştıracak ifşaatlar

Ayakları işkencede patlayınca Nuri Çolakoğlu dayanamayıp konuştu
O zamanlar Şahika (Tekand) ile yatmak için yanıp tutuşuyordum. Kendisi çocuk yapan Doğu Perinçek bize kürtaj emri vermişti. Annesinin şımarttığı Perinçek'in iktidar düşkünü bir ailesi vardı. Aydınlık hareketinin öncüsü, eski 'Maocu' Gün Zileli, Londra'da yaşıyor. Zileli iki yıl önce yayınlanan Yarılma adlı kitabında 1972 yılına kadarki "sol harekete ilişkin" anılarını anlatmıştı. Anıların ikinci bölümü önümüzdeki günlerde Havariler adıyla İletişim Yayınları'ndan çıkacak. AKTÜEL dergisinden Kürşad Oğuz, kitap piyasaya çıkmadan tartışma yaratacak bölümleri derledi...

'Kızkardeşim kürtaj olsun!'
"1976'nın başında Doğu Perinçek'in kızkardeşi olan eşim Feyza hamile kaldı. Parti'nin 'çocuk yapma yasağı'na o güne kadar sadakatle uyduğumuz halde; M.K. Çamkıran'ın ve Doğu Perinçek'in bu yasağı delmelerinden cesaret alarak oldukça gevşek davranmaya başlamıştık. Ama aynı zamanda endişe içindeydik. Ya parti çocuğun doğumuna izin vermezse? Haftalık raporumda, Doğu'ya, 'Mozambikli'nin (Feyza'nın kod adı) 'kazaen hamile kaldığını' bildirdim. 'Keşke olmasaydı ama ne yapalım, olmuş bir kere, hayırlı olsun' türünden bir yanıt bekliyordum. Ertesi hafta gelen cevapta, 'iyi bir kürtajcıya' gitmemiz isteniyordu. Gelen cevapla ikimiz de yıkılmıştık. Ama parti disiplinine ve Doğu'nun çelişkili tutumuna karşı duracak bir kişiliğimiz yoktu. Bu emre köle gibi itaat ettik."

DOĞU PERİNÇEK'İN DESPOT AİLESİ
"Perinçek ailesinin iktidarcı yönelimi daha çok Doğu'nun annesi Lebibe Hanım'ın dahil olduğu 'Olcaytu' kesiminden geliyordu. Olcaytular masonik bir sekt gibi birbirine tutkun ve iktidar ilişkilerine de pek düşkündüler. Dedesi Doğu'yu dizinin dibine oturtup Türkler'in Ortaasya'dan yayılma yollarını göstererek ilk milliyetçi dersleri verirmiş. Çocuklarına 'bir Anadolu beyliği gibi' birlik ve hiyerarşik bir düzen halinde yaşamalarının zorunlu olduğunu telkin etmişti. Olcaytular aldıkları bu terbiyeyi hayatları boyunca yaşamın demir yasası olarak uygulamışlardı. Bunun canlı örneğine ben de tanık oldum. Sülalenin hiyerarşik bakımdan en üst konumdaki üyesi General Turhan Olcaytu aileyi şereflendirecekti. Turhan Olcaytu ve eşi salona zuhur ettiğinde hepimiz büyük bir hiyerarşik düzen içinde ayağa kalktık ve Turhan Paşa'yla eşini karşıladık. Eğer Turhan Paşa ve eşi 'nassın asker' diye bağırsaydı, 'sağol' diye karşılık verebilecek ölçüde kendimizi kaptırmıştık bu askeri teftiş düzenine."

Şahika Tekand'ı arzuluyordum
"Evli, ciddi bir yönetici görünümüne bürünmek zorunda kaldığımdan, kadınlara karşı içimdeki 'güdü'yü, 1970'ler boyunca bastırmıştım. Partiden ve karımdan gizlice yaşadığım birkaç 'kaçamağı' sayılmazsa eğer... Örneğin, İzmir'de, evlerinde kaldığım Levent Gedizoğlu'nun eşi Şahika'nın (Tekand) o muhteşem güzelliği karşısında adeta başım döndüğü ve geceleri yattığımda, yan odada uyuyan Şahika'yı düşlediğim halde, sabah kalkar kalkmaz, suratıma derhal bürokrat maskemi geçiriyordum."

İŞKENCEDE MASTÜRBASYON
"Emniyet Sarayı'nın 6'ıncı katında ayrı hücrelere kapatılmıştık... İşkenceye çekilenlerin feryatları korkunç sinir bozucuydu. Bu sesleri dinlemek yerine bizzat işkencede olmayı tercih edebilirdiniz. Bu sinir bozukluğu, olmayacak bir 'eyleme', mastürbasyon yapmama bile yol açtı. Bu tuhaf davranışın izahını, ruhbilimcilere bıraksam daha iyi olacak!"

Çolakoğlu çok direndi
"Yıl 1972... Bir haberle sarsıldık. Nuri Çolakoğlu ayakları işkenceden patlayıncaya kadar direnmiş, ancak sonra çözülerek birçok önemli bağlantıyı vermişti. Halil Berktay hemen hemen tamamen çözülmüştü. Doğu Perinçek de 60 sayfalık bir ifadeyi imzalamıştı... Dört gözle Perinçek ve Berktay'ı beklemeye başlamıştık. Hele bir cezaevine gelsinlerdi, bizden çekecekleri vardı!.. Ne var ki Doğu ile yüzyüze gelmek, ruh halimizde değişikliğe yol açmakta gecikmedi... Doğu havalandırmaya çıktığında, üzerindeki gömleği çıkarıp bizim sırtını görmemizi sağladı; tüm sırtı mosmordu."



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır