kapat
21.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Büyük buluşma

Çetin Altan Amerikalı düşünür Noam Chomsky ile İstanbul'da otel odasında biraraya geldi.
Bu tarihi randevuda yaşananları Altan'ın eşi Solmaz Kamuran kaleme aldı. Amerikalı bilim adamı Noam Chomsky'nin 3.5 günlük Türkiye gezisinin şüphesiz en heyecan verici anlarından biri, yazar Çetin Altan'la biraraya gelmeleriydi. Türk basınında Chomsky'nin muhalif sesini ilk duyuran Altan'dı...İki düşünürün baş başa geçirdiği dakikalara Altan'ın eşi, yazar Solmaz Kamuran tanık oldu ve görüşmenin öyküsünü Aktüel için yazdı. Etkinliği düzenleyenlerin bu iki aydını biraraya getirmeyi akıl edememelerine şaşıran Kamuran, eşinden habersiz Can Dündar'ı arayıp buluşma önermişti. Dündar ve Nebil Özgentürk'ün girişimiyle Altan- Chomsky randevusu gerçekleşti.. İki düşünür Cuma sabahı beraber kahvaltı yapıp, dünyanın halini konuştular. Chomsky biraz karamsardı, Altan ise insanlığın iyiye gideceğine inanıyordu ve sohbetin en dramatik saptamasını yaptı: "21. yüzyıl bizim yüzyılımız olmayacak." İşte iki düşünürün konuştukları:

Ç. Altan - Siz benden bir yaş küçüksünüz.

N. Chomsky - Aynı yaştayız da denilebilir.

Ç.A. - Evet, ben diyorum ki 21. yüzyıl bizim yüzyılımız olmayacak.

N.C. - Torunlarımız için gayret gösteriyoruz.

Ç.A. - İnsanlık iyiye gidecektir.

N.C. - Ben tam da öyle düşünmüyorum. Kendini yok etmeye kurgulanmış bir "tür" insanlık.

Ç.A. - İnsan beyni kozmosun bir parçasıdır, ondan ayrı bir olgu değildir.

N.C. - Kesinlikle, ama bu onun mükemmel olduğunu göstermez. Tam tersine yok edici bir yapısı var, kendini yok eden bir yapı. Biyolojik bir yaklaşımla bakıldığında bakteriler insanlardan daha mükemmeldir. İnsanlığın fazla bir şansı yok bu tavrıyla. Savaşlar... Silahlar...

Ç.A - Savaşa ayrılan yıllık 950 milyar dolar insanlığın refahının artırılmasına kaydırılınca bu değişir.

N.C. - Bunun sona erebileceğini sanmıyorum. Bush'un son konuşması da bunu gösteriyor.

Ç.A. - Bush silah tüccarlarıyla birlikte bu oyunu son kez oynuyor. Bu sondur. Teknolojik gelişmeler ister istemez dünya düzenini özlenen olumlu çizgiye getirecektir. Örneğin Bill Gates, bu onun daha çok işine gelir, savaştan daha çok işine gelir.

N.C. - Bill Gates'in iletişim ve bilişim alanında yaptığı kazanç yine de askeri bir hareketin parçası olarak gelişmiştir.

Ç.A. - Genel tüketimin kitlelere yayılması savaştan daha gelişmiştir.

N.C - Bence toplumun belirli bir bölümünün tüketimi artacak, geri kalanlarsa yine yoksul ve bir anlamda köle olarak sürdürecekler yaşamlarını. Silah satışları durmaz. İnsanlığın sonu geliyor.

Ç.A. - Bu bir olumsuz öngörü, ne zaman sonlanacak bilemezsin. Olumlu bir öngörü de yapılabilir kaldı ki. İnsanlığın bugüne kadar geçirdiği değişim düşünülünce...

N.C. - Ben birkaç milyon yıllık bu değişimin mükemmel olduğunu düşünüyorum. Savaşlara bakınca... Kaçırılan fırsatlar göz önüne getirilince... Örneğin, dünya siyasetinde bir baş aktör bile olmayan Türkiye bundan kırk yıl önce, 1962'de dünya barışıyla ilgili büyük bir tehlikeye neden oldu. Yanlışa sürükledi dünyayı.

Ç.A. - Nasıl?

N.C. - 1962'de Kruşçev ABD'ye Türkiye'deki füzeleri geri çekmesi koşuluyla kendisinin de Küba'daki füzeleri geri çekeceğini söyledi. Fakat Türkiye ABD'ye o kadar yoğun bir baskı yaptı ki, bu öneri reddedildi.

Ç.A. - Türkiye'nin bu kadar güçlü olduğunu mu düşünüyorsun?

N.C. - Evet, Türkiye ABD için çok önemli. Ortadoğu'nun en büyük ordusuna sahip çünkü.

Ç.A. - Bu ordu asker ağırlıklı.

N.C. - Füzeler asker sayısından önemli.

Ç.A. - Ben yine de bu savaş ticaretinin er geç sonlanacağına inanıyorum.

N.C. - Ne zaman?

Ç.A. - Önümüzdeki yüzyıl içinde. Söylemiştim bizim yüzyılımız değil bu.

N.C. - Umarız öyle olur, ama yine de ben sanmıyorum.

Ç.A. - Bundan yüz yıl önce hiç kimse Alman Markı ve Fransız Frangı'nın birleşeceğini hayal bile edemezdi, ama bugün birleştiler. Dünyaya bakarken sadece ABD değil, Avrupa penceresini de değerlendirmek gerekir.

N.C. - Onlar yenilmişlerdi. Ben daha iyimser olamıyorum. Eğer insanlığı bir Marslı gözü ile seyretsek herhalde benim şu anki ögörülerimden çok daha negatifini yapardık.

Ç.A. - Aslında ben sizinle politik alanda değil de kendi bilimsel çalışmalarınız alanında konuşmak isterdim. Siz, metafizik bir alan olan dil konusuna bilimsel netlik kazandırdınız. Bunları konuşmayı tercih ederdim...

Konuşma ne yazık ki bu noktada zorunlu olarak yarım kaldı...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır