Şu G.Saray'a şaşıyorum doğrusu. Sanki iki ruhlu. Türkiye'de başka, Şampiyonlar Ligi'nde bir başka. Avrupa maçlarında daha iyi mücadele ediyor, daha disiplinli bir oyun ortaya koyuyorlar. Yardımlaşmanın üst düzeye çıkmasıyla pas isabet oranı mükemmele yakın oluyor. Hepsini kutluyorum. General Patton'ın dediği gibi "Beni sevmeyin, savaşın".
Aslında G.Saray, takım olarak geldiği yeri hakediyor. Türkiye'de haksızlığa uğrasalar da, önleri kesilse de bu ülkenin yüzakı. Türkiye'de G.Saray dışındaki takımları tutanların Liverpool maçının çok farklı biteceğine inanıp bu doğrultuda el ovuşturduklarını biliyorum. Biz böyle bir ülkeyiz. Çalışanın, başarılı olanın, ülkesini onurla temsil edenin kompleks ve kıskançlıklarla önünü keserek haksızlık için çaba sarfederiz.
G.Saray, Liverpool karşısında olağanüstü mücadele etti. Tribün desteğiyle coşan Liverpool karşısında top sahanın hangi bölgesindeyse orada pres yaptılar. Böylece rakibin rahat pas yapabilmesini engelleyerek durdurdular. Kazanılan toplarda topsuz oyuncuların hareketli oynamaları sarı-kırmızılıların rahat top çevirmesini sağladı. Liverpool, bunlar sonucunda sıkıntıya düştü.
Rakip tabii ki çok güçlü. Daha çok da kanat akınlarıyla G.Saray'ın üstüne geldiler. Yalnız ceza alanı hizasındaki taç atışlarında uzun atılan toplar defanstaki uzun adamların gelmesiyle G.Saray kalesini rahatsız ettiler. Mondragon bence dünyanın en büyük kalecisi. G.Saray'ın böyle bir kaleciye sahip olması büyük güç. Mükemmel kurtarışlar yaptı.