kapat
21.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Karen Hanım ve ulusal onur

Türkiye'yi gırtlağına kadar borca sokanlar, ulusal onurumuzu da Avrupa kapılarında "paspas" ettiler. Gelen çiğniyor, giden eziyor!.. Avrupa Birliği Türkiye Temsilcisi Karen Fogg ile Komiser Gunther Verheugen ise, ulusal onurumuzla adeta futbol topu gibi oynuyorlar! Topa bir Fogg çakıyor, bir Verheugen!.. Ekonomik krizde yediği vurgunla algılama düzeyi iyice gerileyen, tüm refleksleri donuklaşan halkımız, kalesine giren golleri, pek farkına varmadan çaresizlik içinde seyrediyor. İyi ki var olan medyamız da, durumu çaktırmamak için elinden geleni yapıyor!

Aydınların bir bölümü ile, ülkeyi borç batağına sürükleyen politikacılara gelince... Onlar yapılanlara karşı çıkmak şöyle dursun, Büyükelçi Karen Fogg ile Komiser Verheugen'in yanında saf tutup alkışlıyorlar!

***
Eğri oturup, doğru konuşalım... Eğer Türkiye'de vatandaşın biri, haddini aşıp "Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e haddini bildirdik!" demiş olsa, Ceza Kanunu'nun ilgili maddesinden yargılanır mıydı? Hukuk otoritelerine göre; tabii ki yargılanırdı! Peki yine biri çıkıp "Türkiye'nin sınırlarını asker değil de, sivil güçler korusun!" demek gafletinde bulunmuş olsa, Genelkurmay bu densizliğe tepkisiz kalır mıydı? Tabii ki kalmaz, hemen suç duyurusunda bulunurdu.

Tartışılan elektronik mektuplarında alaycı ve aşağılayıcı bir üslup kullanan Büyükelçi Fogg, bizim vatandaşımızı yargıç önüne çıkartan cüreti göstermekle kalmıyor, gizli bir "kalkışma ve istihbarat" çalışmasının satırbaşlarını veriyor.

Ama ne yazık ki günlerdir konunun son derece "vahim" bu yönü adeta görmezden gelinerek, Karen Hanım'ın "Özel haberleşmesine tecavüz edilip edilmediği" tartışılıyor. Aslında özel alan sayıldığı öne sürülen mektupların açıklanan bölümünde, özel yaşam kapsamına girecek tek bir satır yer almıyor. Aksine kamusal görev yapan bir yetkili, kamusal paylaşıma açık olan eylemlerini anlatıyor.

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Profesörlerinden Veysel Batmaz'ın dediği gibi "Karen Hanım'ın özel hayatı kendisine aittir, kimse karışamaz... Ama bir elçi olarak bulunduğu ülkedeki biraz da edep dışı faaliyetlerini, ya şifreleyerek gizlemek durumundadır, ya da kamusal paylaşıma açılmış olmasına bir şey diyemez! Yakalanmıştır çünkü!"

Peki yakalandı da ne oldu? Başta Dışişleri Bakanı İsmail Cem olmak üzere tüm yetkili ve etkili zevatı garip bir telaş aldı. Neredeyse hepsi "Size yapılandan son derece üzgünüz Karen Hanım!.." diyerek özür dileme yarışına girişti! Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nde bir babayiğit hükümet üyesi çıkıp da, "Haddinizi bilin, kendinize gelin, iş üstünde yakalandığınızı unutmayın! Şu sömürge valisi tavırlarınızdan da artık vazgeçin!" diyemedi."

Özür dileme seferberliğini gören Komiser Verheugen durur mu? O da zehir zemberek bir açıklama yaparak, ulusal onurumuza doksandan bir gol çakıverdi:

"Türkiye'deki Avrupa Birliği Temsilciliği'nin fiziki ve iletişim güvenliği mutlaka sağlanmalıdır. Aksi takdirde delegasyonumuzun ve çalışan personelimizin güvenliğini bizzat sağlamak için her türlü önlemi alacağız!"

Buna tehdit demeyip de ne diyeceğiz!

Sorumuza cevabı, Karen Fogg'tan özür dileme yarışına girenlerden bekliyoruz!

Not: Sevgili okurlarımın Kurban Bayramı'nı kutlar; sağlık, başarı ve mutluluklar dilerim.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır