Devlet bankaları ile Hazine arasındaki görüşmeler son aşamaya geldi. Kamu bankalarından aldıkları kredileri ödemekte zorlanan şirketler için hazırlanan ve bayramdan sonra açıklanacak program, 2.5 katrilyon liralık bir krediyi kapsıyor
Devlet bankalarından aldıkları kredileri ödemekte güçlük çeken şirketlerin borçları yeniden yapılandırılacak. Resmi kaynaklardan alınan bilgiye göre, bu konuda devlet bankaları ile Hazine arasında yürütülen görüşmeler son aşamaya geldi.
Bayramdan sonra açıklanması beklenen programdan yüzlerce şirket yararlanacak.
Daha kolay ödeme koşullarına bağlanacak kredi miktarının 2.5 katrilyon lira olduğu tahmin ediliyor. Bunun 1.2 katrilyonu Halk Bankası'nın açtığı kredileri, geri kalanı Ziraat ve tasfiye halindeki Emlak Bankası'nı ilgilendiriyor.
Programdan yararlanacaklar arasında 1 trilyonun üzerinde kredi borcu olan 80 civarında büyük şirket de var.
Buna benzer bir operasyon daha önce Halk Bankası ve Ziraat Bankası'nın küçük kredi müşterileri için gerçekleştirilmiş, 10 milyar ve altındaki kredi alacakları yeniden yapılandırılmıştı. Gerek tarım gerekse esnaf kesiminde ilgi gören bu program kapsamında ödenmesi gecikmiş borçlar, cezai faiz uygulanmadan, zamana yayılmıştı.
Yeni programa göre, krediler büyük bir olasılıkla 0-10 milyar, 10-100 milyar, 100-500 milyar, 500-1.000 milyar ve 1.000 milyar üzeri gruplara ayrıldıktan sonra her grup için değişik ilkeler getirilecek. Bir trilyondan büyük alacakların her biri için, her şirketin koşullarına uygun formüller geliştirilecek.
Programdan, borcunu ödeyemeyen kredi müşterisi yararlanamayacak. Öncelikle bir cut-off time belirlenecek, yani belirli bir tarihten sonra alınmış krediler kapsam dışında kalacak. Yaşaması ilave borç almasına bağlı şirketler de programdan yararlanamayacak. Bunların borçları hukuk yolu ile tahsil edilecek.
Program üzerinde çalışan üst düzey bir devlet bankası yetkilisi konuyu şöyle anlattı:
"Bir kredi verilmiş, donuklaşmış. Analiz ettiğiniz zaman, o şirketin borçları varlıklarını karşılamıyor. Nakit akışı faizi bile ödemeye yetmiyor. Buna rağmen, eğer borca bakmazsan (teknik deyimi ile faiz ve amortisman ödemelerinden önceki) gelir pozitif. Şirket çalışıyor, maaşlarını, hammadde, elektrik masraflarını vesair ödüyor, mallarını satıyor. Artı bir değer yaratıyor, ekonomiye katkıda bulunuyor. Ekonomi teorisi bakımından bu şirketi öldürmek bir cinayet.
Bir şirketin faiz ve amortisman öncesi geliri negatif ise, yani faiz ve borç ödemediği halde maaşları vesaire ödediği zaman hâlâ zarar ediyorsa, yaşamaya devam etmesi için ilave borç alması gerekiyorsa, o zaman o şirketi yaşatmaya devam etmek ekonomik cinayet.
Burada gri alan yok. Ekonomi teorisi açısından çok kolay: Hangi şirket yaşatılacak, hangisi yaşatılmayacak açıkça tanımlanmış.
Borcunu ödemeyen şirketten parayı tahsil etmenin iki yolu var: Hukuk yoluna git, mallarını binalarını satışa çıkar, ipoteği nakde çevir -100 kuruşuna karşılık 15 lira al. Bu normal bir zamanda olabilir. İyi bankacılık değildir- ama yine de yapılabilir. Ama, bir kriz zamanında her bir şirket için böyle yaparsan ekonomik olarak çok kötüdür: İstihdam, vergi, ihracat... Her biri bakımından kötüdür.
Buna bir şey yapmak lazım: Yüzdürmek lazım. Hangi kurallarla?
Birincisi (ilave borç almadan yaşayamayan şirket) için ne yapılacağı belli.
İkincisi için ne yapılacağı hususunda kamu bankalarında yazılı olan, sadece hukuk (yani icra) yoludur. Paranın çok az bir bölümünü alabileceksiniz ama şaibe olmayacak. Sübjektif olmayacak.
Şimdi oturup kuralları yazacağız çünkü bunu yapmak zorundayız, ekonomi için yapmak zorundayız."