kapat
21.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Türkiye değişiyor siyaset de değişmeli

Toplumda ülkenin değişmesi kanaati yayıldıkça, siyasi partiler de kendilerini değiştirmeli. ANAP bunun öncüsü olacak. Hiç korsan gösteriye katılmadım. Gözaltına alınmadım. İnsan hakları duyarlılığı için gözaltına alınmak gerekmiyor
Avrupa Birliği'nin kapısını çalmak için Mart ayı sonuna kadar idam ve Kürtçe gibi kritik sorunların çözülmesi gerektiğini savunan ANAP lideri Mesut Yılmaz, AB sürecinden ayrı olarak Türkiye'nin kabuk değiştirdiğini ve siyasetin de bu değişime ayak uydurması gerektiğini söyledi. SABAH'ın sorularını yanıtlayan Yılmaz, ANAP'ın değişime öncülük edecek parti olduğunu iddia etti.

Yılmaz'a üzerine yoğunlaştığı AB'den önce, insan hakları konusunda son yıllarda sergilediği duyarlılığa dikkat çekerek, gençliğinde hiç gözaltına alınıp alınmadığını sorduk: "Hayır. İnsan hakları konusunda duyarlı olmak için mutlaka gözaltına alınmak gerekmiyor. Hiçbir öğrenci eylemine katılmadım. Hür Düşünce Derneği mensubuydum, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde. Öğrenciliğimin ilk iki yılında oldukça demokratik bir tartışma ortamı vardı. Sosyalist Fikir Kulübü'yle biraraya gelir tartışmalar, paneller yapardık. Ama üçüncü yılda işler zıvanadan çıktı, zorbalık hakim oldu. Demokratik ortam kalktı, ben de ondan sonra hiçbir faaliyete katılmadım."

DEĞİŞİMLE İSTİKRAR
Yılmaz, bugün ise AB üyeliğinden bağımsız olarak, Türkiye'nin geniş ölçüde kabuk değiştirdiğini, sürekli değişim içinde olduğunu gördüğünü söyledi. "Aslında siyasetteki değişim ihtiyacı da buradan kaynaklanıyor" diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülke şartları değiştikçe, Türkiye'nin değişmesi konusundaki kanaat topluma yayıldıkça, siyasi partiler evvela bu değişimi sağlayacak unsurlar olarak kendi kendilerini değiştirmek zorundalar. Burada değişim içinde istikrar bence en doğru kavram. İkisinden birini ihmal ederseniz yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalırsınız."

ANAP'ın da değiştiğini söyleyen Yılmaz, eski siyaset anlayışından sıyrılamayanların istifasının bu değişimi kolaylaştırdığını söyledi.

SİYASETİ NE ZAMAN BIRAKACAK?
"Değişim deyince, partinizde sizin de değişmenizi, siyaseti bırakmanızı isteyenler var. Siyaseti ne zaman bırakacaksınız?" diye sorduk. Bir süre düşündü ve şu karşılığı verdi: "Siyasette, ülke yönetimine katkıda bulunabilecek hiç kimsenin ülkeyi bu katkıdan yoksun bırakma hakkı olmadığına inanıyorum. Bugün de özellikle AB ile ilişkiler bağlamında yapabileceğim katkılar olduğuna inanıyorum."

SUSURLUK ÇÖZÜLDÜ MÜ?
Yılmaz'a, Susurluk davası için başbakanlığı döneminde "Çözmezsem namerdim" dediğini hatırlattık ve "Çözüldü mü?" diye sorduk. Şu yanıtı verdi: "Türkiye'nin bir gerçeği gördüğünü düşünüyorum. Hukuk devleti, devletin en karanlık dönemlerinde, bile geçerli olması gereken bir ilkedir. Yani bir gün kendilerinden hesap sorulabileceğini hiç akıldan çıkarmamalı. Bir polemik açmak istemem ama Demirel'in bir sözü vardı, doğrudur; Türkiye'de kanunsuz iş yapan sorumluluğunu da göze almalı. Susurluk'ta mahkum olanlar emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini söylüyorlar. Ben Başbakanlık yaptım, kimseye kanunsuz bir emir vermedim. Bunlar kimden emir aldılarsa, onlara rücu etmeli."

DEVLETTE KANDIRILMA OLAYI
Yılmaz, Susurluk kazasının ardından bir konuşmasında, kamu görevlilerince kandırıldığını söylediğini ve bugün de bu konuda şüphelerinin olup olmadığını sorduğumuzda, güncel bir olay olarak AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'un elektronik posta skandalını hatırlatarak yanıt verdi. İktidardayken bile telefonlarının dinlendiği şüphesini dile getirdiğini belirten Yılmaz şöyle devam etti: "Karen Fogg'un e-mail olayı. Bunun nasıl sızdırıldığı bilinmedikçe o kadar önemli bir olay değil. Ama sızdıranlar, biz bunu bir devlet kurumundan aldık, dediler. O zaman bu, devlet meselesi haline gelir. Onun için mutlaka açıklığa kavuşturulması gerekir."

SEÇİM 2003'TEN ÖNCE OLMAZ
Yılmaz, erken seçim olasılığı konusunda ise "Gelecek sene sonbaharda erken seçime gidilebilir. Onun dışında ihtimal vermiyorum" dedi.

Kürtçe ülkeyi bölmez
"Özel dil kursu aracılığıyla bu dili öğrenmek isteyenlerin önlerinde, yasal dayanağı tartışılan, bölücülük gibi gerekçelerle yapılan idari engellemeler var. Bu özgürlükten yararlanmak isteyen bazı insanların art niyetleri olabilir. Bir de hakikatten, anasının, babasının dilini sürdürmek isteyenler olduğunu düşünmemiz lazım. Bu yasak kalkarsa ülke bölünmez."

İDAM KALKARSA BARIŞ OLUR
"İdam cezasını kaldırmayı iki-üç sene daha erteleyebiliriz. Ama, başka bir gerçek var. Ölüm cezası konusunda AB çok katı ve bütün ülkeler tarafından benimsenen bir tavır aldı. Bende de Türkiye'nin bu adımı AB ilişkilerinden bağımsız olarak atma zamanı gelmiştir. Birtakım duygusal tepkilere, siyasi malzeme olarak kullanma tehlikesine rağmen Türkiye için çok çağdaş bir adım olacağına ve Türkiye'deki toplumsal barışı güçlendireceğine inanıyorum. Liderler olarak bu konuyu oturur konuşuruz. İdamın kaldırılması için Anayasa değişikliği gerekmiyor. Bu konuda hukuki olarak görüş alınması gerektiği zaman başvurulacak merci bellidir. Gerektiğinde hükümet olarak Danıştay'a gider, görüşünü alırız."

MGK'DA DA KONUŞURUZ
"İdam ve Kürtçe konusunda MGK üyesi komutanlar, bu konudaki görüş ve duyarlıklarını, MGK toplantılarında dile getiriyorlar. Konu 27 Şubat'taki MGK'da tekrar gündeme gelebilir. Hangi kesimden gelirse gelsin, bu konudaki duyarlılıklara saygılıyız. Türkiye'nin artık, geçmişin bütün acı deneyimleri canlı olmasına rağmen, belli adımları atabilecek cesarete sahip olması gerektiğine inanıyorum."

TEK BAŞINA OLMAK LÜKS
* En keskin eleştirmenim kardeşim Turgut'tur. Onunkileri daha çok dikkate alıyorum. Berna, hanımların siyasete ve sosyal hayata katılımı konusunda ve özürlülerle ilgili konularda beni devamlı etkiler. Çocuklarım hala benim her düşündüğümün en doğrusu olduğuna inanıyorlar.

* Yavuz (büyük oğlu), yoğun çalışıyor. Gece yarısı geliyor eve. Siyaseti düşünmemesini yeğlerim. O yönde tavsiyede bulunuyorum.

* Almanya'nın Türk vatandaşlarına sağladığı olanakları Türkiye Cumhuriyeti sağlayamadı. Claudia da (kardeşi Turgut Yılmaz'ın Alman eşi) her zaman söylüyor. Elimden geleni yapacağım.

SON KİTABI ÖZGÜRLÜK İÇİN KAVGA
Yılmaz'a okuduğu kitapları da sorduk. Evdeki yardımcılarına başucundaki kitapları getirtti: Elhamdülillah Laikiz, Postmodernizm ve İslam, Dünyada Din-Devlet İlişkileri, Fighting For Freedom (Özgürlük için Kavga), Siyasetin Arka Yüzü, 7 Adımda Sigarasız Hayat...

Şu anda okuduğu kitap, dünyada best-seller olduğunu belirttiği 'Fighting for Freedom.' Orhan Pamuk'un Kar romanını da almış. "Şu anda Berna Hanım okuyor, ben de Bayram'da İstanbul'da okuyacağım."

* Sıradan vatandaş gibi tek başına gezmeyi, hasret çektiğim lüks olarak görüyorum. Allah'a şükür dünyanın hiçbir yerinde yalnızlık çekmiyorum. Her yerde vatandaşlar geliyorlar.

7 ADIMDA SİGARAYI BIRAKACAK
Yılmaz, yakında taşınacağı konutunda sorularımızı yanıtlarken, SABAH foto muhabiri Fatma Can'a "Ankara'da tek bayan fotoğrafçı olarak seni gördüm, tebrik ederim" dedi ve oturma odasına davet edip, orada fotoğraf çektirdi.

"Yeni evin imkanları bu kadar geniş değil. Benim bu konuttan başka üç ofisim var. Parti, AB Genel Sektereterliği, Başbakanlık. Bundan sonra artık konutu kaldırıyorum" dedi. Fotoğraf çekiminden sonra hemen sigarasını yakan Yılmaz, "En kısa sürede bırakacağım. 7 adımda Sigarasız Hayat adlı kitabı okuyorum" dedi.

Nuri Sefa ERDEM



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
PARLAMENTO
DSP   129
MHP   127
ANAP   78
DYP   86
AKP   53
SP   48
TDP   3
BAĞIMSIZ   14
BOŞ   12
TOPLAM   550

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır