Derbide sizin için sürpriz oldu mu? Benim için sürpriz, F.Bahçe'nin böyle yakaladığı G.Saray karşısında averajını düzeltemeyişi. 1- Bu kadar korkak oynayan bir G.Saray'ı baştan farklı yenecek duruma gelmeliydiler. 2- G.Saray 7 kişi kaldıktan sonra gol atmayı başarmalıydılar. Ya F.Bahçe'de bu yıl ikili averaj uygulandığını bilen yok, ya da 7 kişi kalmış G.Saray'a gol atacak beceri yok. Hangi ayıbı beğenirlerse...
* G.Saray cephesinde maçtan sonra hakem Ali Aydın'a bir taarruz var. Haklılar mı? Size göre günah keçisi kim olmalı?
Günah yönetim kurulunun. G.Saray, tarihinin en aciz yönetim kurulu bu. Son 30 dakika 11-11 oynansa maçı kazanırdı da G.Saray... F.Bahçe tamamen yavaşlamış, durmuş, top oynayamaz hale gelmişti. İşte bu sırada kartlar başladı. G.Saray soğukkanlı olabilse, sadece Emre'nin kartıyla kalabilse, o tükenmiş F.Bahçe'yi yenebilirdi. Ama aptalca kartlar, bitmiş F.Bahçe'den önce G.Saray'ı bitirdi. 7 kişilik G.Saray'a gol atamayışı F.Bahçe'nin ne kadar bittiğinin de kanıtıdır.
* G.Saray Terim ile 4 yılda gördüğü kırmızı kartı (13) Lucescu ile iki sezonu bitirmeden (14) geçti. Sorun Lucescu mu, takımın yaşlanması mı, güç kaybı mı?
Tamamen Lucescu'nun disiplin sorunu... Adamın hiçbir özelliği yok. Teknik direktör olarak da, disiplin, otorite olarak da iyi değil. İlk ciddi sınavı olan Zürih'teki St.Gallen maçında futbolcular Lucescu'yu yokladılar. Basın toplantısında Turgay Renklikurt "Bu kartlar ne olacak Sayın Lucescu?" diyerek yaraya parmağını bastı. "Biz hallederiz" dedi; hiçbir şey halledemedi. Daha da kötüye gitti. Yönetim de acz içinde kaldı. Mehmet Cansun sezon başında Ada'daki toplantıda bizzat bana "Geçen yıl para veremiyorduk. O yüzden ceza kesemiyorduk. Bu sene kimseye borcumuz yok. Para cezaları uygulayacağız" demişti. İşte geldiğimiz nokta. Takım 8 kişi kalmış. Kaptan Bülent zorla attırıyor kendini. Üstelik bu ilk vukuatı değil. Hakeme bağırır, yardımcıya, dördüncü hakeme bağırır, rakibe, arkadaşına, kulübeye, taraftara bağırır. Lucescu'ya "Beni çıkar" der. Bu adam kaptan. Tüm takıma örnek olacak. Olabilecek en kötü kaptan, en kötü hocayla takımın başında. Tamam parasızlık yüzünden hocaya tahammül ediyorsun, ama Bülent'i neden hala kaptan tutuyorsun? Kaptanı böyle olan takıma 4 kırmızı kart az bile. Liverpool'da da ödül olarak Bülent kaptan çıkar sahaya. Çünkü bu yönetimde yürek yok. Para cezasını geçtim, "Sen kaptanlığa layık değilsin" diyerek simgesel bir ceza bile veremiyor.
Avrupa'nın en büyük takımlarıyla oynamaya alışmış bir ekip F.Bahçe'den bu kadar korkarak sahaya sürülürse sinirlenmez mi? Görülen 4 kırmızı kart da Lucescu'nun suratına çarpılan şamardır. Ama ne onun yüzü kızarıyor, ne de yönetimin... Artık G.Saray sorunu Bülent veya Lucescu değil, aciz yönetimdir. Marttaki genel kurul bu aciz yönetimi değiştirmelidir. F.Bahçe maçında 4 yese G.Saray'ın yüzü kızarmaz; ama 4 kırmızı kartla kızarır. Bunun farkında değiller. Cansun yönetimi G.Saray imajını kirletmiştir.
* Peki ya Ali Aydın'ın performansı?
Ali Aydın'ı çaldığı düdükler ve çıkardığı kartlar için alkışlıyorum. Hasan'ınki de dahil. Ama çalmadığı düdükler ve çıkarmadığı kartlar var. Onu bir vicdan muhasebesine davet ediyorum. Aynı durumda, o stadyumda F.Bahçe'nin 4 futbolcusunu atabilir miydi? "Evet" derse, Serhat, Revivo, Rapajç ve gördüğü sarı kart dışında Andersson'a sarı kart gösteremeyişini nasıl izah edebilir? Burada özellikle Serhat'ın altı çizilmeli. Adamda fair-play yok, sportmenlik yok, sadece çirkinlik ve sahtekarlık var. İlk amacı rakibi eksiltmek. Bunun için her türlü aldatmacaya başvuruyor ve hakemlerden müsamaha görüyor. Andersson da aşağı yukarı aynı. Aklı başında bir hakemle ikisi de 30 dakika oyunda kalamaz. Ununu elemiş, eleğini asmış İsveçli umrumda bile değil. Ama fevkalade yetenekli, Milli Takım'ın yıldızı olmaya aday Serhat'ın kara vicdanı beni fena halde üzüyor.
* Bu maçtan sonra Liverpool'a karşı neler olur?
Lucescu'nun olduğu hiçbir maçtan ümidim yok. Ama Avrupa maçlarında futbolcular kendilerini pazarlama bilinciyle Lucescu'ya kafa tutarak oynayabiliyorlar. Böyle bir mucize olursa mesele yok.