kapat
19.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
SSK'daki tezgah!

SSK hastanelerinde halkı soymaya, doktoru haksız yoldan zengin yapmaya yönelik olarak kurulmuş bir tezgah tıkır tıkır işliyor... Bazı doktorlar SSK binasındaki odalarını özel muayenehane gibi kullanıyorlar, bazıları da gelen SSK'lılara kartını verip, "Muayenehaneme gel" diyorlar...

Ameliyat olmak, röntgen çektirmek, bir başka sağlık kurumuna sevk yaptırmak için doktorun muayenehanesine gitmek, 40-50 milyon lira vizite parası vermek gerektiğini biliyordum... Ancak tahlil sonuçlarına baktırmak, ilaç yazdırmak için de aynı yolu izlemek gerektiğini yeni öğrendim.

İsmi bende saklı bir hasta (kendisini yakından tanıyorum) akciğer rahatsızlığı nedeniyle SSK Göztepe Hastanesi'ne başvuruyor... Doktor muayene ediyor, kan tahlili yaptırmasını ve röntgen çektirmesini istiyor, ardından da kartını uzatarak, "Bu kartta muayenehanemin adresi var... Tahlilleri oraya getir... Daha rahat bakarım" diyor...

Hasta doktorun ne demek istediğini anlıyor... Sonuçları alınca kartta yazılı özel muayenehanenin yolunu tutuyor...

Bir başka hasta yine Göztepe SSK Hastanesi'nde muayene olmak için beklerken, son derece şık giyimli iki hanımın sırada bekleyenlere aldırmadan doktorun odasının kapısını açıp içeri girdiklerini görüyor... Görevliye sorunca, "Onlar doktor beyin özel hastaları" cevabını alıyor...

Bu tezgahı her hastanenin başhekimi, servis şefleri ve eminim ki Yaşar Okuyan hariç Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın tüm üst yönetimi biliyor... Ama bilmezden, görmezden geliyor...

Tayyip'in referansı
Meydanlarda "Benim referansım İslam" diyen Tayyip Erdoğan'ın bence gerçek referansı "Bürokratları gözaltına alınan, ihaleleri sorgulanan, genel sekreterleri Mustafa Açıkalın polis tarafından aranan Büyükşehir Belediye Başkanlığı" dönemi olmalı.. Tayyip Erdoğan kendisine destek vermek için meydanlarda toplananlara kendi methetmeyi bir kenara bırakmalı ve bir dönem kader birliği yaptığı ancak günümüzde polis tarafından aranan genel sekreteri Mustafa Açıkalın'la el ele tutuşup Cumhuriyet Savcısı'nın karşısına geçme yürekliliğini ortayla koymalı... Yok eğer "Bunlar iftira, önümü kesmek istiyorlar" diyorsa bu soruşturmaları başlatan ve bir dönemi sorgulayan tarafsız Cumhuriyet savcılarını yanlı olmakla suçladığını kavramalı...

Hodri meydan!

Bahçeşehir'de neler oluyor?
Türkiye'nin en modern uydu kenti Bahçeşehir'de akıl almaz şeyler oluyor... Bahçeşehir'in ANAP'lı Belediye Başkanı Kemal Aydın, beldenin nüfusunun yarıdan fazlasını Hoşdere Köyü Muhtarlığı'na bağlıyor...

Yani; yüz milyarlarca lira ödeyerek Türkiye'nin en modern uydu kentinde yaşamak isteyenler bir anda kendilerini Hoşdere Köyü sakini olarak buluyor... Kemal Aydın tepkileri görünce, Hoşdere Köyü Muhtarlığı'nın adı Bahçeşehir 2. Kısım olarak değiştiriliyor...

Peki bütün bunlar neden yapılıyor?

İşte bu soruya cevap araması, Kemal Aydın'ı çağırıp ne yaptığını sorması gereken iki kurum var... Birisi İstanbul Valiliği... Diğeri ise ANAP Genel Merkezi...

Bana sorarsanız; Bahçeşehir için en büyük talihsizlik Kemal Aydın gibi siyasi birikimi olmayan, kalibresi belli bir kişinin belediye başkanlığı görevine getirilmesi ve gelecek için umutlar bağlanan bu uydu kentin giderek köyleşmesi...

ANAP'ın İstanbul'daki handikapı sadece Kemal Aydın mı?

Zannetmiyorum...

Dünyadan bihaber Hazine Müsteşarı!
Okan Müderrisoğlu'nun "19 Şubat Öyküsü" adlı yazı dizisi, Türk ekonomisini yönettiğini zannedenlerin, zavallılığını gözler önüne seriyor... Bir yıl önce Sezer, Anayasa kitapçığını Ecevit'e atınca bildiğiniz gibi dolar patlıyor... Merkez Bankası doları frenlemek için çabalıyor ama nafile... İşte tam o sırada IMF Başkan Yardımcısı Fischer, dönemin Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp'i telefonla arıyor... Ve işte o telefon Türkiye'de ilgililerin bilgisizliğini ortaya çıkarıyor...

Nasıl mı? Müsteşar Demiralp, Merkez Bankası'dan döviz talebinin 5.2 milyar dolar olduğunu söylüyor... 7 bin kilometre ötedeki Fischer telefonun diğer ucundan "Hayır! Yanılıyorsunuz.. Döviz talebi şu anda 7.6 milyar dolar" diyor...

Fıkra

Son sevap
İt-uğursuz takımından biri, Oflu hocaya gidip, dert yandı:

- Dünyada ne kadar günah varsa hepsini işledim. Adam öldürmekten, oruç yemeye kadar. Ama son günahı işlemek istemiyorum.

Hoca, "Neymiş o?" deyince de söyledi:

- Kendimi öldürmek...

Hoca düşünüp, hükmünü verdi:

- Öyle değil! Senin işleyeceğin bir tek sevap bu kalmış.

Kırmızı kart
İstanbul'u müzik ve eğlence mabedi olan Günay Restoran'da 3 şarkı bilenlere sahne verip kalite çıtasını aşağı çeken Günay Tuncel'e...

YUH!
Özelleştirmeden sorumlu bakanları holding patronu, özelleştirilecek kuruluşları da arpalık haline getirenlere...

Hay ağzını öpeyim!
İstanbul'da çözüm bulma, iş yapma üzerine kurulu bir düzen varken, Ankara'da tam tersi bir düzen mevcut.... Saddam'ın düzeni ile Ankara'daki arasında hiçbir fark yok. (Genç Yönetici ve İşadamları Derneği Başkanı Ali Midillili)

Doğru söz
Oyun bittiği zaman şah da, piyon da aynı kutuya konulur...

ALKIŞ
"Din oyuncak değil, herkes konuşmasın" diyerek medya maydanozlarına susmalarını söyleyen Diyanet İşleri Başkanı M.Nuri Yılmaz'a...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır