Kasayla portakaldan Porsche'yle eroine...
20 yıl öncesine kadar, portakal bahçelerindeki meyvelerini kasa kasa satan Ferdi Berirmen ve oğlunun 11 trilyonluk eroinle yakalanış öyküsü
İşte Berirmenler'in şaşırtan serveti: Ortaköy'de bahçeli tripleks, Nişantaşı'nda üç daire... ABD ve Avrupa'da birkaç ev... Sırayla açılan sözde şirketler... Biri Porsche, dört lüks otomobil... Cepte aklanmayı bekleyen paralar... Romanya'nın Nadlac Sınır Kapısı'ndaki görevliler, Türkiye plakalı Porsche'yi durdurduklarında, rutin bir kontrol yaptıklarını düşünüyordu belki de... O güne kadar, sınırları içinde ele geçirilmiş olacak en yüksek miktardaki eroinle karşılaşacaklarını da tahmin etmiyorlardı, büyük olasılıkla.
Arabanın içindeki 2 adam -sonradan baba-oğul oldukları anlaşılacaktı- soğukkanlı bir tavırla "sahte" pasaportlarını gösterirken de, arabalarının aranmasını seyrederken de hiç şüphe çekmemişti, çünkü.
Ne zaman ki, polisler, 34 FB 0376 plakalı arabanın arka koltuğunu kaldırdılar; o zaman yaşandı büyük şok. Zulada tam 126 tane paket vardı, her birinin içinde de yarımşar kilo saf eroin... Değme oyunculara taş çıkartacak bir şaşkınlıkla konuştu adamlar: "Bu paketler buraya nasıl gelmiş? Hiç haberimiz yok."
ENERJİ VEREN BİR MADDE SANIYORDUK
Oysa ki, haberleri vardı... Her ne kadar, ilk başta Avusturya'ya kayak yapmaya gittiklerini iddia etseler de, sonra itiraf edeceklerdi... Neredeyse 11 trilyon lira değerindeki 63 kilo eroini, Bükreş'te bir kişiden teslim aldıklarını; Almanya'da bir başkasına teslim edeceklerini... Fakat, kendilerini kurtarmak için, "Uyuşturucu olduğunu bilmiyorduk, sadece enerji veren bir madde sanıyorduk" da diyeceklerdi...
Tamamen gerçek olan ve birkaç gün önce yaşanan bu öyküdeki 2 adamın adı Ferdi ve Süreyya Berirmen... Ferdi Berirmen, vaktiyle Lübnan'dan Mersin'e göç etmiş, Arap asıllı Katolik bir aileden geliyor. Çok değil, 20 yıl öncesine kadar, portakal bahçelerinde yetiştirdiği meyvelerini, kasa kasa satarak geçimini sağlayan bir işadamı, daha doğrusu küçük bir esnaf...
Ama, günün birinde Allah 'Yürü ya kulum' demiş, ona. İlk eşinden ayrılıp, sekreteriyle evlendikten sonra ver elini İstanbul... Hat Manto Giyim ve Özmert Ltd. adı altında şirketler kurmuş, burada. Belçika'da da FMS Transport adıyla bir tane daha şirket...
PORSCHE'DEN BAŞKA ÜÇ LÜKS OTO DAHA
Serveti hızla büyümüş ardından: Zekeriyaköy'de villa, Nişantaşı'nda 3 daire, Ortaköy'de bahçeli tripleks, ABD ve Avrupa'da birkaç ev... Adının başharflerini taşıyan plakalı son model Porsche'nin de aralarında olduğu 4 lüks otomobil... Ve tabii banka hesapları... Romen polisinden gizlemeyi başardığı cep telefonuyla bankayı arayarak oğluna havale etmeye çalıştığı 600 milyar lira...
Oğlu Süreyya Berirmen ise, ABD'de iyi bir eğitim görmüş. Hilton'da muhteşem bir düğünle evlenmiş. Babasının "sözde" şirketlerinin genel müdürü olmuş. Şimdi, yine babasıyla birlikte sorguda...
Romanya'dan gelen haberler doğrultusunda harekete geçen İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Tayfur Erdal Ceren ve Narkotik Şube Müdürü Nihat Kurtiç'in çalışmalarına göre Ferdi Berirmen ve oğlu Süreyya; piyasaya yeni yeni hakim olmaya başlayan büyük bir organizasyonun sadece "taşıyıcıları."
HEDEF UYUŞTURUCU ÇETESİNİN REİSİ
Portakal tacirliğinden uyuşturucu krallığına yükselme çabası içindeki Ferdi Berirmen'in, bu aşamada bile trilyonları bulan serveti, küçük bir halkası olduğu organizasyonun korkunç boyutları hakkında fikir vermeye yetiyor da artıyor.
Berirmenler, şu an tutuklu. Toplam 30 günlük süreçten sonra, haklarındaki deliller toplanacak ve büyük olasılıkla haklarında dava açılacak. Ancak Türk polisi ve Romanya gibi ülkelerdeki meslektaşları, Ferdi Berirmen'den yola çıkarak uyuşturucu trafiğinin başındaki "reis"e ulaşma çabası içinde...
Balkan rotası güvenli değil
Ferdi ve Süreyya Berirmen'in, 63 kilo eroini kaçırmaya çalışırken yakalandığı 'Balkan Rotası', Güneybatı Asya'da üretilen afyon türevi uyuşturucuların, özellikle de eroinin taşındığı yol için kullanılan bir tabir. Bu rota, Güneybatı Asya haşhaş ekim bölgelerinden başlayarak, İran ve Türkiye topraklarını geçip, Balkan Yarımadası üzerinde iki kola ayrılmakta. Kuzey kolu Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya üzerinden Almanya'ya, güney kolu ise Türkiye ve Yunanistan üzerinden çoğu kez deniz yolu ile Batı Avrupa'ya ulaşıyor.
Balkan Rotası, Afganistan ve çevresinde üretilen afyondan elde edilen eroin maddesini Avrupa uyuşturucu pazarına nakletmek üzere uzun yıllar kaçakçıların kullandığı önemli bir güzergah. Ancak 1980'li yılların sonunda dünya siyasetinde meydana gelen gelişmeler, özellikle SSCB'nin dağılması, Balkanlar'da yaşanan kargaşa ve bu rota üzerinde bulunan Türkiye'nin uyuşturucu madde kaçakçılığı ile yoğun mücadelesi, Balkan Rotası'nı kaçakçılar açısından güvenli bir rota olmaktan çıkardı.
Böylelikle yaşadışı uyuşturucu trafiği, kontrolün daha az olduğu ve kaçakçılarca daha güvenli kabul edilen kuzey ve güney rotalarına kaydı. 1998 yılı içerisinde Balkan Rotası üzerinde yer alan ülkelerde yakalanan toplam 9 bin 226 kilogram eroinin yüzde 50'si olan 4 bin 624 kilogramı Türkiye tarafından ele geçirildi.
Berirmenler'e ne olacak?
Ferdi Berirmen ve oğlu Süreyya Berirmen hakkında Romanya'da "uyuşturucu kaçakçılığı" suçundan dava açılacak. Olay, Interpol kanalıyla Türkiye'ye de bildirildi. Türk Interpolü de durumu Mali Suçları Araştırma Kurulu'na iletti. MASAK'ın, ilgili Cumhuriyet Savcılığı'na başvurusu üzerine Ferdi Berirmen ve oğlu Süreyya Berirmen'in menkul ve gayrimenkullerine mahkeme kararıyla tedbir konulacak.
Romanya ve Türk polisinin araştırmalarıyla Ferdi Berirmen'in eroini Türkiye'den götürdüğünün tespit edilmesi durumunda, Türkiye'de de, DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'yurtdışına eroin ihraç etmek' suçundan soruşturma başlatılacak; 18 yıldan 36 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle dava açılabilecek.
Bu arada MASAK'ın, Ferdi Berirmen ve Süreyya Berirmen ile birinci derecedeki akrabaları üzerinde incelemeleri devam edecek. Berirmen'in malvarlıklarının uyuşturucu parasıyla elde edildiğinin saptanması durumunda ayrıca karapara davası açılacak.
Berirmenler; karapara aklamak suçundan da 5 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle yargılanabilecek. Suçlu bulunması durumunda da Karapara Yasası'nın yürürlüğe girdiği 1996 yılı Kasım ayı sonrasında edindiği malvarlıklarına mahkeme kararıyla el konulabilecek; bu malvarlığı Hazine'ye devredilebilecek.
|