M.Duran SÖNMEZ
Melih Aşık'ın "Açık Pencere"sinde ilginç bir gümrük memuru ile Bakan hikayesi vardı.
Bir gümrük memuru, gümrüklerde yapılan 'rüşvet anketi'ne at en, Gümrüklerden Sorumlu Bakan Mehmet Keçeciler'e sitemle,
"Bu anket açıklanmayacaktı. ("Açıklanacak" denseydi sonuç nasıl çıkardı, peki?) Açıklanması dürüst bir davranış değildir. (Demek ki 'dürüstlük' herkese ve her kalıba göre değişen bir şey! Herkes dürüstlükten bahsediyor ama, yanına pek yaklaşan yok.) Sayın Bakan, Koray Aydın'ın Yüce Divan'a gönderilmemesi yönünde oy kullandı. Acaba üç beş kuruş rüşvet alan memurdan daha mı masumdur kendileri?" diyor.
Üç beş kuruşmuş! Herhalde rüşvet denen şey bir de aya mahsus üç beş kuruş alınıyor, onunla kalınıyor!! Kendilerini ne kadar masum görüyorlar değil mi? Her kim ve nerede olursa olsun, rüşvet almak sanki bir hak!?
Hem sonra, hemen hemen çok yerde olduğu gibi, gümrüklerde rüşvet yeni bilinen, yeni duyulan bir şey değil ki?!
Hani halk arasında kaba bir söz vardır:
"İmam bilmem ne yaparsa, cemaat de onu yapar" şeklinde.
Al birini vur ötekine!..