kapat
14.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
'İstanbul ruhu'ndan Ankara'ya selam ola!

Başarı keyifli bir şey şüphesiz... Hele hele Türkiye'nin başarısına tanık olmanın keyfine doyum olmuyor. Bu duyguyu, Çırağan Sarayı'nda, İKÖ-AB Ortak Forumu sırasında yaşadım.

Bir kere muhteşem bir organizasyon vardı...

Ve güvenlik işini her kim, nasıl çözmüşse, ona "helâl olsun" demek lazım geldiğini düşünüyorum.

Çırağan'ın koridorlarında yürüyorsunuz...

Yanınızdan Ürdün Prensi Hasan geçiyor. Köşeyi dönüyorsunuz, Fransa Dışişleri Bakanı Vedrin hızlı adımlarla yürürken yanındaki genç diplomatlarına "hadi hadi" diye söyleniyor. Bu arada etrafta müthiş bir güvenlik çemberi var ama siz o güvenlik çemberinden rahatsız olmuyorsunuz.

Öyle bir çalışma yapılmış ki...

İçeriye girişte -elbette- güvenlik kontrolleri var, çok sıkı ve çok ciddi...

Ama içeriye girince, "mutlaka çok iyi korunuyor" dediğiniz -55 ülkenin bakanı yan yana!- bölgedeki güvenlik hiç göze batmıyor.

"Nasıl oluyor da oluyor" diye gözlemlemeye başlayınca, çözdüm galiba!

Güvenlik görevlileriyle, diplomatları veya oradaki diğer insanları birbirinden ayıramıyorsunuz, ortama ve araziye uymuşlar. Hani bizim lider korumaları var ya... 30 metre öteden koruma oldukları anlaşılıyor, etrafta o tipte bir kişi bile yok.

Eminim desem yalan olur; çok profesyonelce yapılmış, ama bazı servis hizmetlilerinin -mesela garsonların- aslında güvenlik elemanı olmaları bile muhtemeldir.

Çok ince diplomatik manevraların yapıldığı alan, çok ince detaylarıyla düşünülmüş, onu anlatmaya çalışıyorum...

İnsana, "demek ki isteyince olabiliyor" hissi geliyor ve bu his mutluluk veriyor.

***
İşe en ince ayrıntıdan başladıktan sonra...

Toplantının başarısından dolayı, zamanlama, planlama ve uygulama açısından İsmail Cem ve Dışişleri'ne "iyi ki varsınız" demek lazım.

Avrupalı temsilcilerle yaptığım görüşmelerden aldığım intiba...

Zaten yıldızı parlayan İsmail Cem'in Avrupalı meslektaşları nezdinde bu hamlesiyle çok önemli bir noktaya geldiği.

Bu son cümlede İsmal Cem'i Türkiye olarak da değiştirebilirsiniz...

Dışişleri Bakanı ülkeyi temsil eder.

Dışa karşı durum böyle...

İstanbul ruhu, "köprüyü merkez yapmaya yönelik", Türkiye'nin yeni dünyadaki konumunu belirlemek açısından muhteşem bir başarı...

Beni için için sevindirense...

Her gün ve çoğu zaman yerden göğe haklı olarak eleştirdiğimiz "Ankara mantığında" Dışişleri gibi "beyin gri maddesi yoğun kurumun" saat gibi çalışmayı başarması.

Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e gelecek olursak...

Gelişmiş dünyanın en üst standartlarında devlet adamlığı yaptığını çok kez ispat etti, son sınavda da kendi çıtasını bir kez daha yükseltti.

Milletin gördüğüne Ankara kör olmadıkça...

Türkiye'nin geleceği ne olacak sorusunu sormak abestir.

Görünen köy kılavuz istemez; eldeki imkânları kompleksiz bir halde en iyi şekilde kullanıp güç birliği yaptıktan sonra...

Türkiye yetişmiş insan potansiyeli ve gerçek devlet adamı mevcudiyeti açısından umut veriyor.

Yeter ki (ve gönüller arzu eder ki) gelecekte Ankara çarkları; Türkiye'ye umut veren insanlarla milletin buluşmasını engelleme amaçlı dönmesin.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır