Korkaklar kaybeder

"52 bin kişilik statta ayakları titreyen, strese girenden hemen vazgeçerim. Bu arenada korkaklara yer yok." "G.Saray'ın eksikleri önemli değil. İki takım da sahaya 11'er kişiyle çıkacak. Derbinin anahtarı benim."

90 dakikalık sohbet
Yılın derbisine sadece 2 gün kala SABAH Spor'un dünkü konuğu ise F.Bahçe Teknik Direktörü Werner Lorant ile tercümanı Mustafa Kıran oldu. Alman hoca tıpkı bir gün önce Lucescu'nun yaptığı gibi, çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Üstelik bu, özel bir buluşmaydı. Çünkü Lorant, ilk defa bir gazeteyi ziyaret ediyordu. Konuştukça açıldı, Spor Müdürümüz İbrahim Seten ve F.Bahçe'nin duayeni Selim Soydan ile keyifli bir 1.5 saat geçirdi:

Derbinin anahtarı benim
G.Saray derbisinin anahtarı ben olacağım. F.Bahçe'de 'G.Saray'ı yenelim de, gerekirse şampiyon olmayalım' diyenlerin sayısı fazlaymış. Benim işim hem şampiyonluk, hem de G.Saray'ı yenmektir. Hiçbir mazeretimiz yok. Gidin bakın, yönetimimiz nasıl görkemli bir stat inşa etti. Cumartesi günü o stada yakışır bir futbolla iyi bir galibiyet almalıyız. Tek dua ettiğim nokta, Milli Takımlar'a giden oyuncularımın gittikleri kadar sağlam dönmeleri, o kadar.

En az 4 transfer gerek
F.Bahçe henüz istediğim seviyeye ulaşmadı. Geldiğimde moralsiz bir takım vardı. Futbolcular müthiş bir iyiniyet gösterdiler bana. Ama uzun bir çalışma dönemi bulamadığımız için henüz yüzde 80 kapasiteyle mücadele ediyoruz. 1-2 hafta sonra yüzde 100'ü bulacağız. Gelecek sezon için transfere ihtiyacımız var. En az 4 takviye isteyeceğim yönetimden. Mevkilerini sormayın. Aklıbaşında hiçbir teknik direktör şampiyonluğa oynarken bunları açıklamaz."

Bana Sergen lazım değil
Selim Soydan "Lorant ismi ilk başta F.Bahçe'ye biraz hafif geldi. Ama şu andaki görüntü iyi" diye araya girince, Lorant kendini anlatmaya başladı: "Ben öyle bir teknik direktörüm ki, sahadaki oyuncum benim lafımdan kesinlikle dışarı çıkamaz. Oyuna da bu nedenle sürekli müdahalede bulunurum. Herkes kendi görevini yapsın yeter. Bana Sergen lazım değil. Kaybettiğimiz maçlarda bile ofansif futbol karakterini sahaya yansıttık. Yozgat'ta milyonlarca gol kaçırdık ama yola devam."

Onlar da 11 kişi değil mi?
Ben dayanamayıp "Almanya'da kızdığınız oyuncuyu tribüne gönderiyormuşsunuz? F.Bahçe'de durum nasıl?" deyince çok rahat yanıtladı: "Aynı Lorant'ım. Gerekenleri takımın dışında bırakıyorum. Futbolcum beyninin, vücudunun her hücresini futbolun hizmetine vermeli." Peki ya G.Saray'ın sakatları: "Sergen ve Ayhan yokmuş, çok eksiklermiş. Sahaya 11 kişiyle çıkmayacaklar mı? Avrupa'da mücadele eden bir takımlar. Dolayısıyla bu eksiklikleri ciddiye almam, fazla da küçümsemem."

Kesinlikle kazanacağız
Bir mesaj da F.Bahçe taraftarına: "Çok müthişler. Ama maçtan önce futbolcuları teker teker çağırıp yumruk şov yaptırıyorlar. Bunu 3 puanı aldıktan sonra, hak edene yapsınlar. Futbolcularım da bunun değerini bilmeli. Çünkü, dünyadaki hiçbir kulübün seyircisi F.Bahçeliler gibi davranmaz. Cumartesi benim iyi olmam yetmez. Futbolcular da sorumluluk alacaklar ve G.Saray'ı kesinlikle yeneceğiz."

Kitabımda yenilgi yazmaz
Lorant, bazı yönleriyle Fatih Terim'i de andırıyor: "Her hocanın uluslararası kariyere başlama dönemi vardır. İşte ben o noktadayım. Futbol takımına hakimim. Hepsine şu rahatlığı verdim, en küçük sorunlarında dahi kapımı çalmaları kafi, onlarla ilgileniyorum. Mustafa Doğan kadroda değilse, ona bunun nedenini açıklayabilirim. Takımla ilgili en büyük hayal kırıklığım, sinirlerine hakim olamamaları. Saçma kartlara kızarım. Ama bunu da öğrenecekler. Benim kitabımda yenilgi yazmaz."

Hakemi eleştiren kaybeder

Ve hakemler: "Almanya'da bu hatayı yaptım. Hakemleri eleştirdim ve şunu öğrendim, hakemi eleştiren kaybeder. Üstelik bizim maçlarda öyle fahiş hatalar da görmedim ki! Yozgat'ta elle alınan topun penaltı olduğunu söyledim; o kadar. Maçı kaybeden takımdır, hakem değil... Her insan kendine yapar. 52 bin kişilik statta ayakları titreyen, strese giren, onun keyfini anlamayan futbolcum olursa hemen vazgeçerim. Takımımda korkakların asla yeri olmaz. Korkan kaybeder."

LEVENT TÜZEMEN