Mali piyasaların kısa vadeli kaderi Irak gerginliğine endeksli olabilir. Ancak orta ve uzun vadeyi ekonomide uygulama ve banka operasyonu belirleyecek
IMF ile anlaşma sonrası piyasaların kâr realizasyonuna gitmesi normal. Ancak Irak gerginliğinin gündeme erken gelmesi bu kâr realizasyonlarını keskinleştirdi. Hafta sonu itibariyle borsanın düşüşü yüzde 28.5'e vardı. Dolar 1 milyon 300 binden 1 milyon 400 bin sınırına dayandı. Bono faizlerinde de 5 puanlık yükseliş gerçekleşti. ABD Başkan Yardımcısı Cheney'in Türkiye'ye geliş tarihi 19 Mart olarak açıklandığına göre, diplomatik işleyiş dikkate alınırsa, eğer olacaksa Irak operasyonunun bu tarihten sonra başlaması beklenir. Ancak stand-by sonrası yapılan açıklama, ABD Hazine Müsteşarı'nın Türkiye'ye ziyareti ve Başbakan Ecevit'in Saddam'a yazdığı mektup, piyasaların Irak olayını erkene almasına yol açtı.
* Kısa vadeli Irak'a endeksli- Irak olayına endeksli olarak son bir haftada mali piyasalarda ortaya çıkan dalgalı eğilimlerin kısa vadede devam etmesi beklenebilir. Çünkü, Irak olayı hemen çözülecek gibi görünmüyor. ABD Başkan Yardımcısı'nın Türkiye'ye geliş tarihi dikkate alınırsa demek ki diplomatik çözüm yolları o güne kadar denenebilecek. Normalde savaş olasılığı ancak Nisan'da gündeme gelebilir. Yani Irak olayı baskısından piyasaların en erken kurtuluşu, bugün itibariyle Mayıs-Haziran gibi ortaya çıkıyor. O zamana kadar da mali piyasalarda Irak'a endeksli seyir devam edebilir. Ancak bu endekslilik hali, faizlerin sürekli yükselmesi, kurun artması ve borsada düşüşün sürmesi anlamına gelmiyor.
Geçen yıl olduğu gibi, çok büyük dalgalanmaların olmasını da tahmin etmiyoruz. Bu dalgalanmalar belli bir bant içinde kalabilir. Yandaki grafikten de görülebildiği gibi, Irak krizi sırasında yaşanabilecekler konusunda 1991 Körfez Savaşı sırasında gerçekleşenler bir fikir verebilir.
Dalgalanmanın olması sadece Irak olayına da bağlı değil. Piyasalar ve ekonomi bu aylarda tam olarak bekleme döneminde olacak. Irak olayının çözümlenmesi dışında piyasaları bekleyişe itecek ve orta ile uzun vadeye yön verecek faktörlerin hemen hepsi ekonomiyle ilgili.
* Uygulama sonuçları: Ekonomik programın ilk sonuçlarını görmek için IMF heyeti Mart sonunda Türkiye'ye gelecek. Bütçe hedeflerinin nasıl gittiği, faiz dışı fazlada sapma olup olmadığı en erken ilk çeyrek sonuçlarında görülebilir. Dolayısıyla yatırım, üretim ve tüketim kararlarını vermede önemli olan genel bekleyişleri bu sonuçlar etkileyecek.
* Enflasyonun düşüş hızı: Geçen yıl Mart'tan başlayarak dört ay üst üste yüksek enflasyon gerçekleşmesi bu yıl bir avantaja dönüşüyor. Bu anlamda Şubat ayı için açıklanacak rakamlar enflasyonda yıllık bazda yüzde 90'ları göreceğimiz son ay olacak. Mart ile birlikte Haziran'a kadar sürecek bir düşüş trendi başlayacak. Enflasyona paralel faizlerde iniş, kurda yavaşlama gündeme gelebilir. Enflasyon düşüşü aynı zamanda genel bekleyişleri olumluya çevirecek en önemli göstergelerden biri.
* Bankacılık operasyonu: Bankacılık sektörünün sermayesinin hem mevcut hissedarlarca hem de devlet tarafından güçlendirilmesi, krizden çıkışta ve ekonomi programının uygulanmasında en kritik aşamayı oluşturuyor. Operasyon kısa vadeli olarak borsadaki banka hisselerini olumsuz etkileyebilir. Çünkü sermaye konulması mevcut hissedarların cebinden para çıkması demek. Devletin sermaye koyması da hissedarların sermayedeki paylarının azalması anlamına gelebilir. Bunun dışında bankaların sermaye yönünden güçlendirilmesiyle reel sektöre yeniden kredi musluklarının açılması mümkün olabilecek. Yerleşiklerin ve yabancıların banka sistemine güvenini sağlayarak mali sisteme fon girişini teşvik edecek operasyon Haziran sonuna kadar tamamlanacak.
* Ekonominin canlanması: Mali piyasaların yön tayin etmek için önümüzdeki dönem gözleyeceği ana kriterlerden biri de ekonominin canlanıp canlanmayacağı olacak. Hedefleri tuttursak bile, piyasaların orta ve uzun vadeli iyi olması ancak ekonominin büyümesine bağlı. Büyümenin ilk ciddi işaretleri yılın ikinci çeyreğinde gelmeye başlayabilecek.
Bu dört ana beklenti ile Irak olayının çözülmesi aşağı yukarı aynı döneme denk geliyor. Bu dönemin sonunda piyasaların iyiye gitmesi için beş faktörün beşinin de olumlu yönde olması gerekmiyor. Çoğu olumlu olursa durumu kurtarmaya yetebilir.
* Sonuç- "Dünyayı istediğimiz gibi tanıyalım, onun hep bir aydınlık ve bir karanlık yüzü olmaya devam edecektir." Goethe