kapat
05.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Borçlanmada yolun sonu

Dün IMF İcra Kurulu toplandı ve Türkiye'ye bu yıl 14.5 milyar dolara varacak yeni bir krediye onay verdi. Bu kredinin sayesindedir ki, Türkiye ekonomisinin üstüne çökmüş kara bulutlar ekim ayından itibaren dağılmaya başladı.

Tesadüfe bakın ki, bu kredi onayından bir gün önce Davos Toplantısı'nda konuşan ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill, borçlu ülkeler için yeni bir yaklaşım önerdi. Bir yıl önce Arjantin'in durumuna baktıklarını ve gelir akışına göre 130 milyar dolar yerine ancak 100 milyar dolarlık bir dış borcu çevirebileceğini anladıklarını belirten Paul O'Neill, bu durumun borçların yeniden yapılandırılması haklarını ortadan kaldırdığını söyledi. Yeni bir yaklaşım olarak bu ülkelere yeni kredi açılması yerine iflas sürecinin yaratılmasının gerekli olduğunu savunan O'Neill, diğer kalkınmakta olan ülkelerin Arjantin'den ders alması gerektiğini vurguladı.

* Arjantin'le karşılaştırma- 2002'yi atlatmak için böylesine yüklü bir dış borç almamız son derece gerekli olmasına karşılık, alınan borcun gelecek yıllarda ödeyeceğimiz faturayı daha da ağırlaştırdığı bir gerçek. 31.5 milyar dolarla Türkiye, IMF'den en fazla borç alan ülke. Türkiye, zaten milli gelirin hemen tamamına (Hazine rakamlarıyla yüzde 92'sine) yaklaşan net devlet borçları ile dünyanın en borçlu ülkelerinden biri. Hatta dış borçlarını ödeyemediğinden dolayı siyasi ve ekonomik bir kaos ortamına sürüklenen Arjantin, borçluluk yönünden Türkiye'den daha iyi durumda. 288 milyar dolarlık milli gelire göre 130 milyar dolarlık dış borcu (milli gelirin yüzde 45'ine geliyor) var. Bizim ise 150 milyar dolarlık milli gelir karşısında dış borcumuz 112 (milli gelirin yüzde 75'i kadar) milyar dolar.

* Milli gelir kadar borç- IMF ve Dünya Bankası kriterlerine göre, toplam borçların milli gelirin yarısını geçmesi aşırı borçluluk durumuna giriyor. AB'nin üyelik kriterleri de borçların milli gelirin yüzde 60'ının altında kalması yönünde.

Hem Arjantin'in durumu ve dış borçlara getirilmek istenen yeni yaklaşım hem de aşırı borçlu olmamız, borçlarımızı daha fazla borçlanarak çevirmemize engel. Her şeyin bir sınırı ve sonu olduğu gibi, borçlanmanın da var. Yandaki grafik Hazine Müsteşarı Faik Öztrak'ın TÜSİAD Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmadan. Gelecek yıllar için yapılan öngörü artık her yıl kamu net borcunun milli gelire göre yüzde 92'ye çıkan düzeyinin düşmesi ve 2006 yılında dünyanın kabul ettiği en üst limit olan yüzde 60 sınırına çekilmesi yönünde. Borç stokunun her yıl milli gelire göre küçülmesi artık bir zorunluluk. Aksi taktirde ekonomideki endişeler tekrar hortlayacak.

* Büyümenin gerekliliği - Bunun için yeni borçlanmalarımızı sınırlandırmamız gerektiği gibi, asıl ekonomiyi büyütmemiz gerekiyor. Büyümeyi gerçekleştirebilirsek hem borç servisini yapabilir hem de borç stokunu milli gelire göre düşürebiliriz. Zaten ekonomiyi büyütemedikten sonra Arjantin gibi makro istikrarı yakalasak ne olur ki! Krizden çıkış için makro istikrar şart ancak yeterli değil. Büyüme de gerekli. Bu süreç, parayı almakla işin bitmediğini, daha ne kadar çok yapacak işimizin olduğunu gösteriyor.

* Sonuç- "Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir" Türk Atasözü



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır