kapat
05.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Hükümet sınıfı geçti

17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerindeki korkunç manzaralar hâlâ hafızalarımızda... Yardım çığlıkları, ekmek ve su kuyrukları... Afyon'da ise korkulan olmadı. Devlet iki saat içinde bölgeye ulaştı. Çadırlar kuruldu, haberleşme hemen sağlandı
Ömce 17 Ağustos Marmara Depremi'yle derin yaralar aldık, ardından da 12 Kasım Düzce Depremi'yle... Yitirilen yüzlerce canlar, öksüzler, yetimler bir yana; çaresizlik ve bilinmezlik bir yana... Günlerce yanına bile uğranmayan enkazlar, canhıraş çığlıklar, yağmur altında ekmek kuyrukları, sefalet içindeki çadırkentler...

Bu manzara ve görüntüler, hepimizin hafızasına hiç çıkmamacasına kazındı... Hep bir ağızdan "Bunları bir daha yaşamayalım" dedik... Ama, 3 Şubat 2002 Pazar günü 6.0 büyüklüğündeki Sultandağı Depremi'yle kabus yeniden döndü... Ama bu kez korktuğumuz olmadı. Çünkü geçmişten ders alan hükümet, çok çabuk organize olmuştu. Sivil toplum örgütleri, vakıflar, dernekler, gönüllü arama ve kurtarma timleri de Afyon'a akın etmiş; hemen enkaz arama ve kurtarma çalışmalarını başlatmıştı.

1999 DEPREMİ: DEVLET NEREDE?
* Marmara'yı17 Ağustos'ta gece yarısı saat 03.02'de 7.4 büyüklüğünde vuran faciada, günlerce enkazın yanına ulaşılamadı. Kimlik tespiti yapılamadı. 12 Kasım Düzce Depremi'nde de manzara aynıydı. Hiçbir hükümet yetkilisi, bölgeye gidemedi...

* Kızılay'a gelince... İlk yardım ve acil müdahelede hazırlıksız yakalandı. Aylarca, kamuoyunda yırtık çadırlar, olmayan battaniyeler tartışıldı... Bir tas çorba bile dağıtılamadı.

* Günlerce haberleşme sağlanamadı...

* Elektrik, temiz su haftalarca bölgeye ulaştırılamadı. Depremzedeler hastalandı...

* En önemlisi ilaç yetersizliğiydi. Bebekler için mama, çocuk bezi ve kadın pedi bölgeye ulaşmadı.

2002 DEPREMİ: VATANDAŞIN YANINDA
* BaŞbakan Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit depremden 2 saat sonra bölgeye gitti.

* Ecevit, öğle saatlerinde bölgeye ulaştığında, İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Sağlık Bakanı Osman Durmuş, Bayındırlık Bakanı Abdülkadir Akcan ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz, hasar tespitini ve incelemeleri tamamladı.

* Kızılay, ilk gün bölgeye 5 bin çadır gönderdi, bugün de 7 bin çadır yollayacak, battaniye ve gıda malzemeleri sevkiyatına başladı. Birçok noktaya seyyar aşevleri kuruldu..

* İlaç sıkıntısı çekilmiyor...

* Bayındırlık Bakanlığı'nca gönderilen hazır prefabrik konut- lar akşam olmadan bölgeye ulaştı.

* Telekom kurduğu uydu istasyonuyla haberleşmeyi kesintisiz sağladı.

Dünya basınından övgü
The Guardian gazetesi: Deprem sabah saat 09.11'de gerçekleşti. Öğle saatinde ise kurtarma ekipleri Bolvadin'de yıkılmış binaların üzerindeydi. Arama ve kurtarma ekipleri Türkiye'nin dörtbir yanından gönderildi.

CNN: Başbakan Ecevit bölgeyi derhal ziyaret ederken il valisi, kriz masası oluşturduklarını açıkladı. Daha önceki depremlerde çok yavaş davranmakla suçlanan hükümet, bölgeye hemen 3 bin battaniye ve 1000 çadır gönderdi. Ecevit televizyonlardan halka seslenerek evlerine girmemeleri konusunda uyardı.

Washington Post: 3 yıl önceki depremde hükümeti yeteri kadar hareket etmediği konusunda eleştiriler alan Başbakan Bülent Ecevit deprem bölgesini ziyaret etti.

New York Times: Türk Hükümeti 1999'daki depremlerde yavaş hareket etmekle suçlanmıştı. Bu kez Başbakan Ecevit derhal bölgeye hareket etti ve artçı sarsıntıların olabileceğini belirterek insanları hasarlı binalara girmemeleri konusunda uyardı.

1999'DA NE DEMİŞLERDİ?
The Guardian (23 Ağustos 1999): Yavaş, aciz ve organize değil... Türkler liderlerini suçluyor. Bir gazete, "İnsanlar enkazın altından kendileri çıkmaya çalışıyor. Ya devlet ne yapıyor?" sözlerine yer verdi.

Washington Post (23 Ağustos 1999): Türkiye'nin resmi binalarının koridorlarına kaos hakim. Belediye binasının ilk katındaki masaların üstündeki evraklar, telefonlar, karmaşa binlerce kişinin öldüğü depremden 7 gün sonra dahi kentin kaygılarını anlatmaya yetiyor.

Independent (18 Ağustos 1999) Bilimadamlarına göre dün yaşanan korkunç depremdeki can kaybının büyük bir bölümü, eğer Türk yetkililer daha sıkı bina yapımı, inşaat kurallarını uygulasa ve zorunlu hale getirseydi önlenebilirdi.

İbrahim ÖGE



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır