Kış sporları burada doğdu ST. Moritz

Bembeyaz tepelerin arasında yemyeşil bir vadi ve masmavi bir göl. İşte karşınızda İsviçre Alpleri'nde sessiz bir kasaba. Burası dünyanın ilk kış sporları merkezi olarak çoktan tarihe geçti bile
1864 yılının Eylül ayında, İsviçre Alplerindeki küçük bir köyde, küçük bir oteli olan Johannes Badrutt, dağlarda yürüyüş yapmaya gelmiş olan dört İngiliz ile bir iddiaya girmiş. Badrutt "Buraya asıl kışın gelmelisiniz; eğer beğenmezseniz, Londra'dan buraya bütün yol paralarınızı ben karşılarım" demiş. İddia İngilizlere cazip gelmiş, ama Aralık ayında tekrar geldikleri Alplerde Mart ayına kadar kalınca da iddiayı kaybetmişler. Rivayete göre her yıl milyonlarca insanın akın ettiği Alplere giden ilk turistler işte bu İngilizler imiş. Gittikleri küçük köyün adı da St. Moritz imiş.

SAYISIZ KAYAK PİSTİ VAR
Bembeyaz tepelerin arasındaki yemyeşil bir vadide, masmavi bir gölün kıyısında kurulu olan bu köy, kısa sürede dünyanın en önemli kış sporları merkezi olmuş. St. Moritz 1928 ve 1848 yıllarında Kış Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmış. Haliyle St. Moritz'de kayak yapmak için sayısız pist var. Ama St. Moritz özellikle Şubat ayında kayak dışındaki faaliyetler ile dikkat çekiyor. Köyün hemen önündeki göl donunca, gölün üzerini kaplayan buzda yapılan at yarışları başlıyor. Bu geleneksel etkinlik neredeyse yüz yıldır yapılıyor. Sadece bu etkinliği izlemek için de St. Moritz'e her yıl 100 binden fazzla ziyaretçi geliyor.

Ardından gene donmuş göl üzerindeki polo ve kriket turnuvaları yapılıyor. Siz bunlara katılmasanız bile izleyebiliyor, donmuş gölün üzerinde dolaşabiliyor veya at arabaları ile gölün etrafını turlayabiliyorsunuz. St. Moritz'de yılda ortalama 322 gün güneş olduğu için bunları yaparken bronz bir ten edinmeniz de garanti gibi. Köyün restoranlarının ve gece hayatının çok cazip olduğunu yazmaya pek gerek yok. Ancak "Waldhaus am See" otelinin barının 2 bin 500 çeşit viski ile Guinness Rekorler Kitabı'na girdiğini de hemen eklemek gerekir.

Bu arada Johannes Badrutt'un oteli gelişmiş ve şanı Badrutt's Palace adıyla bütün dünyaya yayılmış. Badrutt's Palace haliyle çok lüks ve çok pahalı, ama hemen yakınındaki La Margna'da kalabilir ve çaya Badrutt's Palace'a gidip orada kalıyormuş gibi yapabilirsiniz. Havanız olur. Ne de olsa St. Moritz'de havanız olması çok önemli.

FONDUE YEMEDEN OLMAZ!
İsviçre'nin dünyaca ünlü yemeği fondue, çoğu ülkede pahalı bir yemek olarak biliniyorsa da, aslında bir gariban yemeği. Yemek masasının ortasına konan bir tencere sarımsak ile sıvanıyor ve içinde eritilen peynire biraz şarap katılıyor. Küçük kesilmiş ekmekler, şişlerin ucuna takılarak kaynayan peynire batırılıp yeniyor. Bu da eski İsviçre köylülerinin bayatlayan ekmekler ile bozulmaya başlayan peynirleri değerlendirmek için icat ettikleri bir yemek.

KIVRAK BERNINA EXPRESS'İ
St. Moritz'den Alplerin güney yamaçlarına giden Bernina Express, İsviçre'nin en yüksek demiryolu. Viyadükler ve daire şeklindeki tüneller ile 2 bin 253 metre yüksekliğe tırmanan tren daha sonra aynı şekilde, dağlar arasındaki Poschiavo vadisine iniyor. En yüksek noktadaki Bernina geçidinde, sarp kayaların arasından bir buzul, açık mavi ile süslü beyazlığı hemen önünüzdeki türkuaz göle doğru akıyor. Gölden çıkan nehir Akdeniz'e akarken, yüz metre ötedeki başka bir su birikintisinden çıkan dere kuzeye, Kuzey denizine doğru akıyor. Aynı tepelerde doğan Inn nehri ise, Alpleri kat ettikten sonra Tuna Nehri'ne karışarak Karadeniz'e ulaşıyor. Avrupa'nın merkezi de galiba burası...

299 DOLARA ZÜRİH
St. Moritz, Zürih'ten tren ile 4 saat sürüyor. Trene Zürih havalimanından binmek mümkün. Zürih İstanbul arası uçak ile sadece iki saat. Swissair yıllardır ödün vermediği kalitesi ile İstanbul'dan Zürih'e her gün iki sefer yapıyor. Fiyatlar 299 dolardan başlıyor. Zürih'e THY ile de uçabilirsiniz. St. Moritz'in bulunduğu Graubünden kantonunda İsviçre'nin dördüncü resmi dili olan Romanş konuşuluyor, ancak hemen herkes Almanca da biliyor.

Herkes düşünceme katılırsa yanılmış olmaktan korkarım

Oscar Wilde