Şöhret gelir baba gider

Ünlülerin hayatları sanki birbirinin fotokopisi. Evi terk eden bir baba, çileli bir anne, mutsuz geçen çocukluk yılları ve sonrasında gelen şan, şöhret ve para...
Şöhret ve para gelince de birden ortaya çıkan babalar. İlk bakışta bir tesadüfe benzese de, ünlülerin babalarıyla yaşadığı ilişkiler psikologlara göre çok sancılı

Nazan Öncel, Hande Ataizi, Nefise Karatay, Nükhet Duru, Ajlan Büyükburç, Ebru Gündeş, Özcan Deniz, Doğuş ve 05 Edi... Bu isimlerin ortak özelliği babaları ile olan sorunları. Basının gündeminden düşmeyen bu isimler, babalarıyla yaşadıkları kavgalar hatta zaman zaman hakarete varan atışmalarla adlarından sıkça söz ettirdiler.

Bu bir tesadüf müdür? Yoksa gerçekten de ünlü olan insanların babaları ile ilişkileri sancılı mı olur? Dünya genelinde de şöhretli insanların benzer sorunları olduğunu görüyoruz. Örneğin Madonna'nın babasıyla kötü bir ilişkisi olduğu biliniyor. Ünlü yıldız babasının baskısı nedeniyle 16 yaşında evden kaçtı. Buna karşın Madonna, bir röportajında kendisi çocuk sahibi olduktan sonra babasını daha iyi anladığını ve onu affettiğini söylüyor. Bir zamanların çocuk oyuncusu Nastassia Kinski de babasıyla sorunları nedeniyle gündeme gelenlerden. Hatta güzel oyuncunun yönetmen babası Klaus Kinski'nin tacizine uğradığı yönünde haberler de çıkmıştı bir dönem.

Psikolog Alanur Özalp bunun tesadüf olmadığını, ünlü insanların genel olarak babaları ve eşleriyle sorunlu ilişkiler yaşadıklarını söylüyor. Özalp bunu, şöhretli kişiler için belli şeyleri paylaşmanın zor olmasına bağlıyor. Özalp'e göre ünlülerin anneleriyle ilişkileri daha sorunsuz: "Özellikle kadın sanatçıların annelerinin sürekli yanlarında olduğunu görüyoruz. Ama babalarıyla ilişkilerinin iyi olmadığı da aşikâr. Hatta bazı sanatçıların babalarını reddettiklerini okuyoruz basından. Ancak bu, sadece kadın sanatçılara özgü bir sorun değil."

HEP KADINLAR MI?
Özalp, özellikle Türkiye gibi az gelişmiş ülkelerde sanatçıların bir yere gelmek için çok emek harcadıklarını vurguluyor: "Sanatçı olmak, Türk aile yapısında küçümsenen bir şey. Bu nedenle 'bir yere gelmek' ısrar istiyor. Sanatçılar bu aşamada ailelerinden destek bekliyor. Anneleri, yapıları gereği daha çok destek veriyor. Erkekler ise para kazanmayı bildiklerini düşündükleri için, sabır ve inat gibi, insanı şöhrete götüren şeyleri bir anlamda küçümsüyor. Geriye çekiliyorlar, ilişkileri için gereken emeği hiçbir zaman sarfetmiyorlar."

Oysa bir ilişkinin iyi yürümesi için sevginin yanında emek de gerekiyor. Babalar bu aşamada emek vermediklerinde ise çocuklarıyla olan ilişkileri, Alanur Özalp'ın deyimiyle "soluyor".

Hande ile babası ayrı dünyalarda
Magazin dünyasının en çok konuşulan kadınlarından olan Hande Ataizi, babasıyla neredeyse 20 yıldır görüşmüyor. Çünkü Hande'nin ana-babası daha Hande 4 yaşındayken ayrılmış. Ataizi çiftinin boşanma nedeni ise, Hande'nin babasının aniden değişen dünya görüşü. Kendisini dine veren baba Ataizi ile kızı arasında bugünlerde ciddi görüş farkı var. Ataizi, ünlü olduktan sonra babasıyla neden konuşmadığı yolundaki sorulara karşı sert cevaplar veriyor: 20 yıldır görüşmediğim ve beni arayıp sormayan babamın benim üzerinde en ufak bir hakkı yoktur...

TERK EDİLDİĞİ İÇİN

Ebru babasını affetmiyor
Ebru Gündeş, ilk kaseti çıktığında ve yavaş yavaş şöhret basamaklarını tırmandığında babasını yıllar önce kaybettiğini açıklamıştı. Ancak bir süre sonra bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. Gündeş, yalancı olmakla suçlandı. Ancak o, yalancı olmadığını, babasının kendisi için artık "öldüğünü" söyledi. Çünkü babası, ailesini, henüz Ebru 40 günlük bir bebekken terk etmişti.

"BAĞLARIM YILLAR ÖNCE KOPTU"

Nükhet Duru da babasını unutanlardan
Babasının bir gece Show Haber'e çıkıp, "kızım bana bakmıyor, sefalet içinde yaşıyorum" demesiyle Nükhet Duru zor anlar yaşadı. Hatta Show Haber'le, bu yayın yüzünden mahkemelik bile oldu. Oysa Nükhet Duru "Babamla bağlarımı yıllar önce kopardım" dedi ve noktayı koydu.

BABASI NEFİSE'Yİ REDDETTİ

M. Ali ile çıplak pozları babasıyla yollarını ayırdı
Yıldızı, Mehmet Ali Erbil ile birlikte olduktan sonra parlayan manken Nefise Karatay da babası ile sorunları olan ünlülerden. Karatay'ın öz babası Orhan Karatay kızı Nefise'nin M.Ali Erbil ile dergilerde çırılçıplak fotoğrafları çıkınca "Benim öyle bir kızım yok" dedi ve mahkemeye başvurdu. Çanakkale'nin Zeytinli köyünde kahve işleten 65 yaşındaki Orhan Karatay, Gökçeada Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak soyadını değiştirmek için dava açtı. Orhan Karatay ayrıca kızını evlatlıktan reddetmek ve kızıyla birlikte yaşayan eşinden boşanmak için davacı durumda.

Orhan Karatay'ın 15 yıl önce Almanya'dan dönüp Gökçeada'ya yerleştiği, kızı Nefise'yi çok sevdiği biliniyor. İlk, orta ve liseyi Gökçeada'da okuyan Nefise Karatay, daha sonra mankenlik yapmak üzere İstanbul'a yerleşti. Baba Orhan Karatay ise, Zeytinli köyünde kahvehane işletiyor. Baba Karatay, kızının çıplak fotoğraflarını görünce şok olduğunu belirterek, "Artık adada kimsenin yüzüne bakamaz oldum. " diye konuşmuştu.

NAZAN ÖNCEL

"Demir Leblebi"de her şeyi anlatıyor
Ünlü şarkıcı Nazan Öncel de babasıyla sorun yaşayanlardan. Öncel, babasıyla ilişkisi hakkında bugün hiç konuşmuyor. Ama o zaten her şeyi, hit şarkısı "Demir Leblebi"de yazdığını ve bu işin onun için daha o zamanlar bittiğini bizzat açıklamıştı.

AJLAN BÜYÜKBURÇ

Dargın gitti
1999'da trafik kazası sonucu ölen Ajlan Büyükburç, babası Erol Büyükburç ile kavgalıydı. Ajlan, babasının kızkardeşi Jeyan'ı bir türlü kabul etmemesi nedeniyle babasıyla ölene kadar dargın kaldı.

ERKEKLER DE SORUN YAŞAR

Edi: Canım çok yandı
BBG şampiyonu 05 Edi de ailevi problemler yaşadığını ve babasıyla görüşmediğini gizlemeyenlerden. Edi, babasıyla görüşmeme nedenini şöyle anlattı: "Lise 1'de, annemi kaybettikten sonra İstanbul'a, babamın yanına geldim. Ama babaannemle oturdum hep. Babam çok canımı yaktı benim. Sert bir insandı, hiç gülmezdi, hep eli havadaydı. Babamla yıllar sonra BBG'nin final günü görüştük. Onu görünce hem sevindim hem üzüldüm. Yıllardır kırgın olmamız beni üzdü ve gördüğümde şaşırdım da biraz saçları ağarmıştı"

ÖZCAN DENİZ

Babasını affetmiyor ama destek oluyor
Özcan Deniz'in hikayesi de diğerlerine benziyor. Babası, ailesini yıllar önce başka bir kadın yüzünden terk etmişti. Yokluk içinde büyüyen Deniz, yıllar sonra sesi sayesinde ünlü ve zengin olunca, babası birden ortaya çıkıp kendisine bakmadığını söyledi. Deniz, başka kadın için kendini ve annesini terkeden babasını hâlâ affetmediğini söylese de, ona geçimi için yardımda bulunuyor. Özcan'ın babasıyla kavgalı ünlülerden tek farkı bu konuyu basına malzeme etmemeye özen göstermesi...

DR. CEM MUMCU

Baba örnektir
Baba-çocuk ilişkisi psikiyatrinin temel meselelerinden biridir. Cinsel ve bireysel kimliğin oluşmasında en temel veriler, anne ve babadır. Yani, bir çocuk cinsel ve bireysel kimliğini oluştururken kendini özdeşleştirdiği objeler, anne ve babadır. Bu nedenle bir erkek çocuğu, annesine duyduğu ilgi nedeniyle babasıyla rekabet yaşar. Yani bu, olması gereken, doğal bir süreçtir. Rekabet edemeyeceğini anladığı zaman da, bir anlamda 'bükemediği eli öpmek zorunda kalır', yani 'ona benzeyeyim' der ve onu örneklemeye başlar.

ÇOCUĞA BABASINI ANNE ÖĞRETİR

Asıl suçlu anneler!

EMRE AKÖZ
Feminizm, "Erkek egemenliğine son" diye bağrınca... Dergiler mal satılması için onları yağlayınca... Ulus devlet, "Bana asker yetiştirin" talebinde bulununca... Din ve gelenekler, "Cennet anaların ayakları altındadır" deyince... Annelerin de birer "kadın" olduğu unutuldu. Tüm suç babanın sırtına yüklendi. Halbuki esas olan annedir. Önce anne vardır, sonra baba. Çocuğu baba ile tanıştıran annedir. Anne nasıl tanıtırsa, çocuk da babayı öyle beller. Peki ya anne çocuğa, "olumsuz" bir baba figürü çizerse ne olur? Ne olacak; ömür boyu sevilmediğini düşünür!

Atilla Özdemiroğlu'ndan ayrılıp, psikiyatriste gittikten sonra Müjde Ar itiraf etmişti: "Ben hep kötü giden ilişkimde Atilla'yı ve dolayısıyla babamı suçladım. Halbuki esas derdim annemleymiş."

Anne, bir kadın olarak, geçmişinden gelen tüm ruhsal sıkıntılarını, bunalımlarını, nevrozunu babanın üstüne atar! Kabahatli olan hep babadır. Çocuk da bunu gerçek sanır. Ne var ki bu bir yalandır, kurgudur, hayalidir. İngilizler'in dünya çapındaki psikiyatristi Estala Welldon, 'Anne: Melek mi, Yosma mı?''adlı çok önemli kitabında bunu klinik tecrübelere de dayanarak göstermiştir.

NAZAN BİLGİÇ