Yanlış nerede? Ahmet Çakar'ın "Salkım Hanım'ın Taneleri" üzerine yaptığı açıklamada...
Bu filmi Ahmet Çakar gibi yorumlayan ve "bir punduna getirsem de, hem Yücel Yener'i, hem Karakoyunlu'yu tuşa getirsem; vatan hainliği suçlamasıyla da ateşli bir milliyetçi olarak sağa sola mesajlar göndersem!" diye içinden geçiren kimbilir daha kaç milletvekili vardır...
Olabilir!
Uzun süredir demokratlığı da, milliyetçiliği de, muhafazakârlığı da, ilericiliği de sadece slogan düzeyinde yaşayan, slogandan biraz daha derine inince siyasal "beyni" felç olan bir toplumuz.
Birilerini "hainlikle" suçlamadan kendi "sadakatimizi" ölçmeyi beceremeyen bir toplumuz nicedir. O yüzden "normal" saymalı bunları...
Peki asıl yanlış ve hatta saçmalık nerede?
Çakar'ın bu açıklamasından manşet ve olay çıkaran medyada...
Her kıvılcımdan yangın çıkarmayı marifet bilen medyanın işi bu kadar büyütmesi yanlış bence...
(Varlık Vergisi konusuna gelince, karşı sayfa komşum Okay Gönensin dün gerçeği bütün derinliği ve çıplaklığıyla yazdı. Tartışacaksak ayıplarımızla yüzleşmeyi göze alalım!)
Sonra ne oluyor?..
Yanlışı yanlış izliyor...
Saçmalık sakız gibi...
Bir yapıştı mı çıkart çıkartabilirsen; her yanına bulaşıyor. Yanlış büyüdükçe büyüyor!
Ve bakın ne oluyor:
"Vay efendim, Türk subayına hakaret ediliyor. Romandaki paşa gelinine tecavüz ediyor. Olmaz böyle şey!" iddiasına karşı yanıt şöyle geliyor: "Böyle bir hakaret söz konusu değil, zaten anlatılan kişi Hamidiye Alayları'ndan bir Osmanlı paşası..."
Ve sonunda gazete sayfalarında iri iri tarihsel açıklamalar beliriyor: "Hamidiye Alayları 1900'lü yılların başında Kürt aşiretlerinden oluşturulmuş askeri birliklerdi."
Buyrun bakalım!
E, bundan sonra da, elektronik posta kutuma düşen mektuplarda "Peki, şimdi biz bu açıklamadan 'Türkler öyle şey yapmaz ama Kürtler yapar' fikrini mi çıkartmalıyız?" diye soran kırgın, kızgın, şaşkın insanları hiç garipsemiyorum.
Bir kez büyüttünüz mü ayıbı; saçmalığı bir kez medyatik hale getirdiniz mi...
Böyle oluyor işte!
Tarihsel olgular bilgi olmaktan çıkıp tatsız anlamlar kazanıyor. Basit gibi görünen bir tartışma, karanlık kavgaların tohumlarını tekrar tekrar deşmeye başlıyor.