kapat
30.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Salkım Hanım ve dünya

Yanlış nerede? Ahmet Çakar'ın "Salkım Hanım'ın Taneleri" üzerine yaptığı açıklamada...

Bu filmi Ahmet Çakar gibi yorumlayan ve "bir punduna getirsem de, hem Yücel Yener'i, hem Karakoyunlu'yu tuşa getirsem; vatan hainliği suçlamasıyla da ateşli bir milliyetçi olarak sağa sola mesajlar göndersem!" diye içinden geçiren kimbilir daha kaç milletvekili vardır...

Olabilir!

Uzun süredir demokratlığı da, milliyetçiliği de, muhafazakârlığı da, ilericiliği de sadece slogan düzeyinde yaşayan, slogandan biraz daha derine inince siyasal "beyni" felç olan bir toplumuz.

Birilerini "hainlikle" suçlamadan kendi "sadakatimizi" ölçmeyi beceremeyen bir toplumuz nicedir. O yüzden "normal" saymalı bunları...

Peki asıl yanlış ve hatta saçmalık nerede?

Çakar'ın bu açıklamasından manşet ve olay çıkaran medyada...

Her kıvılcımdan yangın çıkarmayı marifet bilen medyanın işi bu kadar büyütmesi yanlış bence...

(Varlık Vergisi konusuna gelince, karşı sayfa komşum Okay Gönensin dün gerçeği bütün derinliği ve çıplaklığıyla yazdı. Tartışacaksak ayıplarımızla yüzleşmeyi göze alalım!)

Sonra ne oluyor?..

Yanlışı yanlış izliyor...

Saçmalık sakız gibi...

Bir yapıştı mı çıkart çıkartabilirsen; her yanına bulaşıyor. Yanlış büyüdükçe büyüyor!

Ve bakın ne oluyor:

"Vay efendim, Türk subayına hakaret ediliyor. Romandaki paşa gelinine tecavüz ediyor. Olmaz böyle şey!" iddiasına karşı yanıt şöyle geliyor: "Böyle bir hakaret söz konusu değil, zaten anlatılan kişi Hamidiye Alayları'ndan bir Osmanlı paşası..."

Ve sonunda gazete sayfalarında iri iri tarihsel açıklamalar beliriyor: "Hamidiye Alayları 1900'lü yılların başında Kürt aşiretlerinden oluşturulmuş askeri birliklerdi."

Buyrun bakalım!

E, bundan sonra da, elektronik posta kutuma düşen mektuplarda "Peki, şimdi biz bu açıklamadan 'Türkler öyle şey yapmaz ama Kürtler yapar' fikrini mi çıkartmalıyız?" diye soran kırgın, kızgın, şaşkın insanları hiç garipsemiyorum.

Bir kez büyüttünüz mü ayıbı; saçmalığı bir kez medyatik hale getirdiniz mi...

Böyle oluyor işte!

Tarihsel olgular bilgi olmaktan çıkıp tatsız anlamlar kazanıyor. Basit gibi görünen bir tartışma, karanlık kavgaların tohumlarını tekrar tekrar deşmeye başlıyor.

***
Yazıya noktamı koyunca, dışarı çıkıp yağmurda kendimi ıslanmaya bırakarak yürümek istedim. (Aslında kedi gibiyimdir, yağmur hafiften de olsa, yağmaya başladı mı, hem yüzüm hem de ruhum buruşur!)

Yürürken aklıma "insan kopyalama" konusu geldi. İnsanlık tarihinin belki de en devrimsel dönemine giriyoruz. Kopyacılar saman altından su yürüterek yeni bir çağı zorluyorlar. Tartışabilir miyiz bunu?

İyi de, daha önümüzde Kıbrıs sorunu, AB ilişkileri ve Irak'a muhtemel müdahale var...

Özel hayatlarımızda da aşkla meşkle, ekonomik krizle psikolojik depresyonla, lodosla poyrazla boğuşup duruyoruz.

Bizim kendi içine kapanmış "dünyamız" pek karışık canım!..

İlgilisine söylesek de, bizi kopyalamayı akıllarından bile geçirmeseler!

ALTYAZI
Bridget: Sen soylu ruhlu, iyi huylu, üstelik mutfakta da yardımsever bir erkek izlenimi veriyorsun. Fakat öteki erkekler gibi de kötüsün!... Neden?

Mark: Çünkü bütün bu özelliklerimin kadınlarca takdir edilmediğini görüyorum.

(Sharon Maguire'nin Helen Fielding'in romanından uyarlayarak çektiği "Bridget Jones'un Günlüğü" filminden. Gönderen İsmail Annıkızıl'a teşekkürler)



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
Superbahis
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır