Cumhuriyet tarihinin yüz kızartan sayfası
Salkım Hanım'ın Taneleri polemiği unutulan Varlık Vergisi dönemini hatırlattı. Dönemin İstanbul Defterdarı 1951'de yayınladığı kitabında utanç duyduğu olayın detayını aktarmıştı
Salkım Hanım'ın Taneleri filminin TRT'de yayınlanmasıyla başlayan tartışma, 1942-44 yılları arasında uygulanan Varlık Vergisi gerçeğini yeniden gündeme taşıdı.
O günlerde yaşananları tüm çıplaklığıyla bilen, verginin tahsilatının birinci sorumlusu, İstanbul Defterdarı Faik Ökte, yaşadıklarını 1951'de 'Varlık Vergisi Faciası' adlı kitabında topladığında yer yerinden oynamıştı.
Kitap, Varlık Vergisi'nden ne bekleniyordu, ne sonuç alındı, hata neredeydi gibi konulara değiniyordu. Ayrıca Aşkale'ye gönderilenler ve bunların maceraları, maliye memurları ve yabancıların şikâyetleri gibi konuları da kapsıyordu. Ökte kitabın önsözünde, "Bu kitabı yazmaya cüret edişimin nedeni, bu konuyu yazmaya ehil tek insan oluşumdur" diyordu. İşte Ökte'nin kitabından ilginç bölümler...
CENİNİ GÖMEMEZSİNİZ!
* Varlık Vergisi, cumhuriyet tarihinin yüz kızartan bir sayfasıdır. Uygulamasında benimle beraber çalışan arkadaşlarımın çoğu ondan nefret eder ve bu ceninin gömülmesini ister. Ben bu fikirde değilim.
* Borcunu ödemeyen mükellefleri çalışma kampına göndermek salahiyeti benimle valiye aitti.
* Bu traji komedinin daha o zaman bile sır olan bir yanı kalmamıştı. Yanyana 2 dükkanda çalışan, aynı kirayı veren, aynı istidatta olan müslim ve gayri müslim iki vatandaşa dağıttığımız vergilerin arasındaki ölçüsüz fark verginin ilânı günü foyamızı meydana vurmuştu.
* Devlet Şurası'nda hazine aleyhinde açtığı çeşitli davaları zamanın ölçülerine sığmayan bir hızla kazanan avukat İbrahim Ali'ye estimatörler (vergi takdir edenler)100 bin lira vergi koymuştu. Teftiş kurulu başkanı Şevket Adalan'ın ısrarıyla cetvel komisyonuna sevk edilirken, rakam 200 bine çıkarıldı. Mükellefin Şura'da açtığı yeni bir davada sırt üstü gelen eski varidat (gelir) U. Müdürü müsteşar E. Tekeli'nin telefonla Ankara'dan vakı müdahalesi sonucunda ve yine Şevket'in ısrarıyla komisyonda rakam 300 bine çıkarıldı. Yavaş yavaş cıvıtıyorduk!
PROF. FAZIL PELİN HAYRETLER İÇİNDEYDİ: Oğlum siz toptan deli mi oldunuz?
Dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu'na 'İşte vergimizi İstanbul'da tatbik edilecek delikanlı' olarak tanıtılan Faik Ökte'yi verginin gazetelerde yayımlandığı gün hocası Prof. Fazıl Pelin arar. Ökte, Pelin'in çok sevdiği bir öğrencisidir. Fazıl Pelin, telefonda oldukça endişeliydi, öğrencisini bir güzel sınavdan geçirdi:
* Faik, oğlum, bu sabah gazetede Varlık Vergisi'nin metni çıktı.
-Evet Hocam.
* Tabii gazeteciler işi kavramamış, metni eksik yazmışlar.
-Hayır, benim okuduğum gazetelerin hepsinde metin tamamdır...
* Nasıl tamam? İtirazla, temyizle ilgili bir hüküm yok! Verginin nisbeti malum değil...
-İşte bu da böyle bir vergi hocam!
* Oğlum siz toptan deli mi oldunuz?
Bu soruyu Ökte, çok zaman kendisine de sormuştu. İşte Ökte'nin hocasına verdiği cevap: "Bu kanunu ben çıkarmadım. Bu soruya ben muhatap değilim. Yalnız uygulamanın günahlarından hisseme düşeni yükleniyorum. Böyle bir kanunun nasıl uygulanacağını da vicdan sahiplerinin insafına bırakıyorum. Benim bildiğim oyuncu attığı zarın gereğini korkmadan oynamalıdır; aksi taktirde kaybetmeye mahkumdur. Varlık Vergisi şefkatle uygulanamayacak bir ucube idi. Biz uygulayıcalar piyeste yazılanı oynadık."
Atilla Dorsay (Sinema eleştirmeni) Sinema, edebiyat tarihi gerçeklerden beslenir!
Salkım Hanım fırtınası iyice büyüdü. Milliyetçilik, Türk devletinin çıkarları gibi bol salçalı klişeler, dar kafalı, sansürcü, bilmeden ahkam kesen bir zihniyetin mazeretleri olarak kullanıldı. Her ülkenin tarihinde olduğu gibi Cumhuriyet döneminde de kimi hatalar işlenmiştir. Elbette ki tarihin gerçeklerinden beslenmek zorunda olan edebiyat ve sinema da düzeyli, başarılı ve ödüllü bir filmde bu olayı yansıtmıştır. Bundan doğal ne olabilir ki?
Rıfat N. Bali/ (Araştırmacı/yazar) Varlık Vergisi'nin uygulanışı yanlıştı
Varlık Vergisi'nin uygulamalarında ayrımcılık yapıldığını inkar etmenin hiçbir anlamı yok. Kanun olarak haklı sebeplere dayanıyordu ama uygulanışı yanlıştı. 2'nci Dünya Savaşı sırasındaki karaborsacıların haksız gelirlerine vergi getirmek. Olay tarihe mal olmuştur ve hem devlet hem de kamuoyu haksızlığa zaten kanaat getirmiştir. Hal böyleyken bunları işleyen bir filmin TRT'de yayınlanmasında niye sakınca görülüyor?
Aytunç Altındal (Araştırmacı-yazar) Devletin resmi tezi çürümez!"
Salkım Hanım'ın Taneleri bir roman. Romanın yazarı Yılmaz Karakoyunlu'nun da tarihi değiştirmek gibi bir çabası yok. Romancının olayları olduğundan daha farklı gösterebilme, okuruna anlatabilme gibi bir hakkı var. Bu devletin resmi tezini çürütmek anlamına gelmez; zaten devletin resmi tezi de bir romanla değişmez. Ahmet Çakar'ın beyanatı tutarlı değil. Ama romanı edebi dili açısından beğenmezsiniz o ayrı.
YARIN
* Varlık Vergisi Faciası'nı yaşayanlar anlatıyor: Okullardan bile vergi aldılar.
* Aşkale Kampı'na gönderilenler...
Bülent GÜNAL
|