|
|
Türkiye yeni bir kalkışa hazır
Mali piyasalardan sonra üretim ve satışlardaki kıpırdanma krizin ikinci yılında ekonominin yeni bir sürece girdiğine işaret
Geçen yılın 22 Kasım'ında bankacılıkta patlayan ve sonra tüm ekonomiyi saran krizin birinci yılını geride bıraktık. Ekonomideki daralmanın yüzde 9'a ulaşması, milli gelirdeki azalmanın 52 milyar dolara varması bekleniyor. Böyle bir yıldan elbetteki hiçbir kesim kârlı çıkamıyor. İşverenlerin sermayesi eridi, bazıları iflas etti. İşini kaybedenlerin sayısı bir milyona yaklaştı. Ücretler çok ciddi düşüşler kaydetti. Enflasyon üçe katlandı ve alım gücünü iyice düşürdü. Devalüasyon şokunu yaşadık, faizler patladı. İlk kez 18 banka battı. Borsadaki düşüş dolar bazında yüzde 88.6'ya vardı.
Krizin ilk yılında en şiddetli yumruğu yediğimizin ve yere serildiğimiz resmi bu.
DEVALÜASYON KORKUSU YOK
Birinci yılın sonunda geldiğimiz nokta ise yeni bir dönemin başlangıcı. Şimdi ikinci yılına girerken IMF'nin mali katkısı ile ayağa kalkmanın yollarını arıyoruz. Mali piyasalarda ve üretim kesiminde buna hazır olduğumuzun ciddi işaretleri var.
Devalüasyon korkusunu artık yendik. Dolara hücum durdu. Hatta kaçış bile başladı. Bunun aşırı düşüşlere yol açmaması için kamu bankaları alıcı durumunda. Nitekim dolar 1.678 bin lira ile tepe noktası yapmışken geçen Salı 1.438 bin liraya kadar gerilediğinde ciddi alımlarla karşılaştı ve 1.5 milyonda denge buldu. Doların bir süre 1.5 milyon civarında dalgalanması beklenebilir.
FAİZ ENGELİ AŞILDI
Mali piyasalarda krizden çıkışın ikinci önemli göstergesi Hazine faizlerinin indiği düzey. Toptan eşya fiyatlarının yıllık artışı yüzde 81.4. Bu oranın daha da yükselmesi bekleniyor. Böyle olmasına karşılık Hazine kağıtlarının yıllık bileşik faizi yüzde 74 düzeyine indi. Yüzde 96'dan başlayan hızlı düşüşün ardından faizlerde küçük boyutlu düzeltmeler yaşanıyor, ancak ciddi bir artış beklenmiyor. Hatta yeni bir düşüş için gözler Kasım ayı enflasyonuna çevrildi. Yüzde 5'in altında bir rakamın çıkacağı tahmin ediliyor. Bu tahmin doğru çıkarsa Merkez Bankası'nın faizleri indirmesi ve bono faizinde yeni bir düşüşün olanaklı olduğu tahmin ediliyor. Gelecek yıl için hedeflenen ortalama Hazine faizinin yüzde 71 olduğu dikkate alınırsa faizlerin düzeyinin artık bir sorun olmaktan çıktığı iddia edilebilir.
BORSA BAROMETRE GİBİ
Mali piyasalardaki iyileşmeye üçüncü gösterge ise borsadaki canlanma. Eylül'de 0.43 cent düzeyine indikten sonra hafta başında 0.82 cente kadar çıktı ve yüzde 90 arttı. Hızlı yükselişin ardından borsa şimdi kısmen kâr realizasyonları ile dinleniyor. Bu dinlenme daha sonra sağlıklı bir yükseliş trendi için de gerekli. Borsa 20 ayı aşan büyük çöküş dönemini sonlandırmış ve uzun vadeli yükseliş trendini başlatmış gibi görünüyor. Fiyat yanında işlem hacminin artması bunu teyit ediyor.
REEL KESİMDE CANLANMA
Sonbaharda mevsimsel etkiyle tüketim talebinde kıpırdanma yaşanıyor. Ekim ayında kapasite kullanımındaki artış, sanayi üretiminin Kasım ayı için yüzde 3.7'ye inmesinin beklenmesi, üretimdeki canlanmanın işareti. Sanayi kesiminde satışlardaki azalma da hız kesiyor. Ekim'de yüzde 4.3 olarak beklenen satışlardaki azalma, Kasım'da yüzde 2.1 tahmin ediliyor. Nitekim perakende sektörünün düzenlediği indirim kampanyaları ve KDV indirimi satışları canlandırdı. Önümüzdeki haftalarda bu canlanmanın rakamlara yansımasını görebileceğiz.
AYAĞA KALKMA FIRSATI
IMF heyeti ile yeni stand-by görüşmeleri başlayacak. Anlaşmanın Ocak ayına sarkması bekleniyor. Yeni stand by'ın ve mali yardımın verdiği güven yanında yeni yılın başlangıcı olması nedeniyle yabancı yatırımcılar Türkiye'ye daha uzun vadeli ve daha yoğun olarak girebilirler. O zamana kadar da IMF ile yeni anlaşmanın bazı gerekleri yerine getirilebilir. Reel sektörün toparlanmakta olduğuna ilişkin rakamlar ortaya çıkabilir. Ancak zaman zaman mali piyasalarda tedirginlik elbette yaşanabilir. Çünkü reel sektördeki toparlanma öyle kolay olmayacak. Bir yıldır süren ve geçmişi olan bu krizden kurtulma elbette bir ayla hatta bir yılla sınırlı değil. Ancak krizden yorulduğumuz, yeterince ve gereğinden fazla acı çektiğimiz bir gerçek. 11 Eylül sonrasındaki konjonktürün de yardımıyla IMF bize ayağa kalmamız için yeni bir el uzattı. Hem mali piyasalar hem de reel kesimdeki bu canlanma bize ekonomide yeni bir sürecin başladığını işaret ediyor.
* Sonuç- "Harekete geçmeyi bekleyenler için bir işaret kâfidir" Anonim
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|