kapat
25.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Körler onu görmese de güneş vardır!

10 Kasım 1938...

10 Kasım 2001...

Altmışüç yıl!..

Bir insanın yaşamında çok uzun; ancak bir toplumun tarihi düşünüldüğünde ise

çok kısa sayılabilecek bir süre...

Yapılanların önemini bir kez daha hatırlatmak için 1920 ler Türkiyesinin

içinde bulunduğu durumuna bakmak gerekiyor, içte hilafet yandaşları ile

aydınlık düşmanı yobaz kafalar, dışta sömürme isteği ile ihtiras naraları

atan emperyalist ülkeler, açlık, yoksulluk ve cehalet... Bunlar 'Türkiye

Cumhuriyeti İddiası'nda' bulunanların önündeki engellerden sadece birkaçı...

Diğer taraftan rakamların diliyle de o yılların gerçeklerini vurgulamak

karşı karşıya kalınan sorunların daha çarpıcı bir şekilde ortaya koyacaktır;

1920 lerde Türkiye nüfusu 20 milyon, bu yirmi milyonun

**altı milyonu sıtmalı,

**bir milyonu frengili,

**ikiyüzellibini veremli,

**ikiyüzellibini trahomalı,

**ikiyüzellibini uzun süren savaşlar sonrası ortopedik sakat,

**ortalama insan ömrü 30 yıl

**okuma yazma bilen kişi sayısı bir milyon bile değil

Nasıl bir ülke?

Nasıl bir yoksunluk?

Nasıl bir cehalet?

Nasıl bir fakirlik?

Çağın sarıp sarmaladığı, kuşattığı kara bir örtü altında ülkem! Bu gidişe

"Dur!" diyecek, dur demenin tarihsel sorumluluğunu yerine getirecek,

tutsaklıktan özgürlüğe, ümmet olmaktan ulus olmaya doğru kitleleri harekete

geçirecek bir önderdir, yüreği sevgi dolu bir insandır Mustafa Kemal

ATATÜRK...

Ne demişti: "Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır, ama Türkiye

Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

Bağımsızlık mücadelemizin önderi bir başka konuşmada bir ulusun sonsuza dek

varolmasının koşullarını şöyle açıklamaktadır: "Tam bağımsızlık demek

kuşkusuz siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kültür... gibi her

alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarımdan herhangi

birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin gerçek anlamıyla bütün

bağımsızlığından yoksunluğu demektir."

Köle olmaya aday bir imparatorluktan özgür bir topluma, ümmetten ulus olmaya

açılan kocaman bir kapıdır Mustafa Kemal'in düşünceleri... O çakmak çakmak

özgürlüğü ifade eden mavi gözlerinin ardındaki düşüncelerdir kölelik ve

bağımlılık zincirlerini kıran...

Onun sayesindedir ki düşünmeyi öğrendik,

Onun sayesindedir ki üretmeyi öğrendik,

Onun sayesindedir ki kendi kendimizi yönetmeyi öğrendik...

Düşünen, düşündüğünü üreten, ürettiğini özgürce değerlendirebilen bir ulus

olma yolunda önemli mesafeler kat ettik...

Konya'da 20.Mart.1923'te gençlerle yaptığı bir söyleşi de çağdaşlaşmayı ve

bu amacın gerçekleşmesinin önemini Türk Bağımsızlık Savaşı'nın Önderi Gazi

Mustafa Kemal şu cümlelerle ifade etmiştir: "Büyük sorunumuz en uygar ve en

gönençli ulus olarak varlığımızı yükseltmektir." .... "Bu yalnız

kurumlarında değil, düşüncelerinde temelli bir devrim yapmış olan Büyük Türk

Ulusunun dinamik ülküsüdür." .... "Bu girişimde başarı, ancak bir planla ve

en akılcı biçimde çalışmakla olanaklıdır. Bu nedenle okuma yazma bilmeyen

tek yurttaş bırakmamak, ülkenin büyük kalkınma savaşının ve yeni çatısının

istediği teknik elemanları yetiştirmek, ülke sorunlarını anlayacak,

aktaracak, kuşaktan kuşağa yaşatacak birey ve kurumları yaratmak; .... işte

bu önemli ilkeleri Türk gençliğinin beyninde ve Türk Ulusunun bilincinde

daima canlı bir halde tutmak okullarımıza düşen başlıca görevlerdir."

Aldığımız yolu daha rahat görebilmek için şimdi günümüz Türkiyesine bir göz

atalım;

**Ülke nüfusu 20 milyondan 70 milyona

**Okuma yazma oranı 0.000000e+00rden -1.999481e+00re

**Ortalama ömür 30 yıldan 68 yıla

**Topluiğne bile üretemeyen bir ülkeden ağır sanayiye geçiş

**Doğu ve batı etkisindeki sanattan çağdaş Türk edebiyatına, çağdaş Türk

resmine, çağdaş Türk müziğine geçiş

**Sömürülen, parçalanmak istenen bir ülkeden ekonomisi ve yönetim biçimiyle

dünya çapında lokomotif bir ülkeye geçiş,

**Verdiği bağımsızlık savaşıyla çevresindeki ve bütün dünyadaki ezilen

ülkelere örnek olan bir ülke durumuna geçiş...

Bu bir atılımdır...

Bu bir sıçramadır...

Bu bir ilerlemedir...

Yetmeli mi?

Asla!..

Çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşmadaki yolumuz örümcek kafalıların,

düşüncesi ortaçağda kalmış bağnazların bütün engellemelerine rağmen

aydınlıktır.

Bize bu aydınlığı sağlayan 10 Kasım 1938'de fiziki olarak susmuş; ancak o

günden sonra gümbür gümbür atan Atatürkümüzün yüreği ve düşünceleridir...

Bu bağnazlara, bu yobazlara, bu gericilere Atamızdan aldığımız güçle geçit

vermeyeceğiz...

Herkesin yürekten katıldığına inandığım bir gerçeği bir kez daha haykırmak

istiyorum;

Yaşasın Cumhuriyet...

Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk...

Nevzat TEKİN

------------------------------------------------------------------------



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır