Sağlık düşmanı yatlar
Bir önceki yazımızda bürokrasimizin yatçıların sağlık durumlarına olan büyük ilgisi nedeniyle çektiklerimizi dile getirmiştik. Bürokrasinin sağlığımıza olan yakın ilgisi(!) elbettte "iki yılda bir sağlık kurulundan geçmemizi zorunlu kılan" ehliyet işiyle de sınırlı kalmıyor...
Hele hele mevzuat hazretlerinin, biz yatçıları Ladin'in kimyasal teröristleriyle aynı kefeye koyduğu bir "patenta" uygulaması var ki, yaşasa rahmetli Aziz Nesin ustanın bile aklına gelmezdi...
Tekne için bulundurmanız gereken evrakların arasında, patenta adlı bir sağlık cüzdanı da vardır...
Şimdi işin esasını bilmeyenler, "Ne güzel işte sağlığınızla ilgili tüm bilgileri buraya yazarsınız" diyebilirler...
Ama kazın ayağı öyle değil...
Çünkü bu "patenta" nam cüzdan bozuntusu, yatçının sağlığıyla filan ilgili değildir...
Ancak içindeki "cüzdan" kelimesinin direk bir cüzdan bağlantısı vardır, elbette...
Her resmi evrak gibi buna da uygun bir harç "ya da haraç adını siz koyun" yatırırsınız... Ama yaşayacağınız işkenceden parayı bastırmakla da kurtulamazsınız...
Haddini bilmeyip, liman dışı sefer yapmaya kalkan yatçıların ellerinde bu "patenta" olmadan yola çıkmaları mümkün değildir... O yüzden de bir patenta edinmeleri gerekir... Patentayı evraklarınızda bir eksiklik yoksa Sahil Sıhhıye Müdürlüğü'nden alırsınız.
Denizin rutubetine pek dayanamadığından olsa gerek(!) bu mübarek "patenta"lar her yıl yenilenirler. Parayı bastırıp, gerekli çalışmaları yaptıktan sonra patentayı almaya hak kazanırsınız. Ve sonra!..
Geliyoruz işin en can alıcı noktasına!.. Görevli size nereye gideceğinizi sorar ve de patentaya gerekli yazıyı yazıp mühürü basar. Diyelim ki İstanbul'dan Silivri'ye gidiyorsunuz. Patentaya aynen şunlar yazılır:
Silivri Sağlık Müdürlüğü'nün dikkatine ..... yatının yola çıktığı İstanbul'da herhangi bir salgın hastalığa rastlanmamıştır...
Şimdi, okurlarımızın büyük bir çoğunluğunun bizim işi biraz abarttığımızı düşüneceklerinen eminim... Ama inanın patentada aynen bunlar yazar. Ve mevzuat hazretleri öyle buyurdukları için hangi limandan çıkarsanız çıkınız, bunu yaptırmak zorundasınızdır...
Bazılarınızın "Yahu binlerce insan Silivri'deki yazlıklarına her Allah'ın günü arabalarıyla gidip gelirken bir tehlike yok da, tekneyle gidince mi hastalık bulaşıyor" dediğinizi duyar gibiyiz.
Ama gerçek budur. Ve ülkemizdeki yönetim anlayışının denizcilerimize bakış açısı yüzyıllar değişse de değişmemektedir... İşin kötüsü kimse de bu tür saçmalıklarla vakit kaybetmememiz için parmağının ucunu kıpırdatmamaktadır...
İşte sevgili denizci kardeşlerim. Her yazımızda yatçılarımıza, denizcilerimize "biraraya gelip bir sivil toplum örgütü oluşturalım" çağrımızın altında bu sıkıntılar yatıyor...
Deniziniz sakin, rüzgarlarınız kolayına olsun...
Not:
Sizlere internetten ulaşabileceğiniz denizcilik portallarıyla ilgili bilgiler vermeye devam ediyorum.
groups.yahoo.com/group/yelkenciler Gerçekten son derece organize ve geniş yelkenci topluluğunun bir araya geldiği bir site.
Kendi teknenizi yapmaya çalışıyorsanız ev tersaneciliğiyle uğraşanların biraraya geldiği www.endtas.com ilginizi çekecek.
www.yelkenci.org marinalardan hava durumuna kadar birçok konuda hizmet veriyor.
Kalamış Yelken Kulübü, Fenerbahçe'deki çekek yerinde 7 tona kadar olan teknelere son derece mantıklı bir fiyata hizmet veriyor. Çekek yerindeki çalışmalar için herhangi bir komisyon da alınmıyor. Kışlamak isteyen tekne sahipleri irtibat için 0. 542. 433 11 09 nolu telefondan Kulüp Müdürü Haldun Bey'le irtibat kurabilirler.