Türkiye ile IMF ilişkilerinde düğüm Telekom'un yönetimine kaldı. İstenen profesyonellik sağlanamadı. Telekom'un Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı birbirinden ayrılamadı. Bu da Türkiye'nin mantalitesinde bir değişiklik olmadığını IMF'e gösterdi. Üstüne Emlakbank'ın tasfiyesinin pazartesi akşamına kadar onaylanmaması eklenince, IMF'den Türkiye'ye açılacak kredinin ikinci dilimi için erteleme kararı çıktı. Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra IMF'in verdiği kararın iki dayanağından biri boşta kaldı. Ancak bir kere karar kamuoyuna açıklanmıştı.
* Ciddi sinyal- IMF bu tutumuyla hükümete geçmişteki sabıkaların tekrarlanamayacağı ve uygulamanın savsaklanmayacağı yönünde çok ciddi bir sinyal verdi. 18'inci stand-by ile Türkiye'ye limitleri çok aşarak iyi bir kredi açan ve cömert davranan IMF, programın ugulamasında sapmalara hiç ödün vermeyeceğini gösterdi.
Hatta bu hareketinden sonra denilebilir ki, Türkiye'nin başarı kriteri için artık özel bir baraj var. Başarı kriteri 10 üzerinden 7 idiyse şimdi artık 10 üzerinden 10 düzeyine yükseltildi.
IMF'in bu tutumu kısa vadede Türkiye'ye zor gelse de, orta vadade programı uygulama kararlılığını göstermesi ve disiplinli davranması açısından yararlı olabilir. Ancak bu aşamaya geçilebilmesi için de, bugünkü tıkanıklığın aşılması gerekir.
* Ev ödevleri yapıldı- Türkiye'nin hemen bir iki hafta içinde IMF'in göndereceği 1.562 milyon dolar, Dünya Bankası'nın 1.7 milyar dolar krediyi ihtiyacı yok. Ancak geleceğe yönelik beklentileri çok olumsuza döndürmeden bu işin bir kaç gün içinde toparlanması gereği de var. Yoksa dün beklenenden daha sorumlu bir tepki veren piyasalar giderek karamsarlaşacak. Bu açından IMF ya yapılanları yeterli bulacak ya da Telekom konusundaki kriterinin içerik yönünden ilerdeki bir gözden geçirmede yerine getirilmesine razı olacak.
Çünkü, bir hafta aradan sonra Türk hükümetinin Telekom'a yeni bir atama yapması çok zor. Burada esnek davranması gereken taraf artık IMF. Eğer çok katı olan tutumunda israr ederse işler karışacak. Bu durumda uluslararası alanda bir ülkeyi çok sıkı davranarak krize sürüklemekle suçlanacak. Çünkü, Türkiye uzun bir ev ödevi listesinin tümünü gecikmeyle ve birini şeklen de olsa yerine getirdi.
* Ödün vermek IMF'e düşer- Türkiye'nin atacağı yeni bir adım, Telekom'da bu aşamada yapabileceği bir şey yok. Uzun bir ev ödevi listesini tamamlamış olmasına rağmen kredinin serbest bırakılmamasını ve programın sekteye uğratılmasını IMF'in dünyaya izah etmesi çok zor. Bu nedenle ödün verecek ve gevşeme gösterecek taraf IMF gibi görünüyor. Türk Hükümeti'nin de uygulamalarda güven verici bir tutum içine girmesi gerekiyor.
Yoksa Türkiye ekonomisi yeni bir kilitlenme yaşayacak ve adeta deryalar geçildikten sonra derede boğulmuş olacak.
* Sonuç- "Aldanmanın en gerçek yolu, kendini başkalarından daha kurnaz sanmaktır" La Rochefoucauld