kapat
04.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )

Bir başarı öyküsü

New York'un dünyaca ünlü bir müzesi vardır: New York Modern Sanat Müzesi.

Manhattan'ın göbeğinde yer alan bu muazzam müze, sadece dünya çapında ve kariyerinin en üst noktasına gelmiş isimlere açıktır.

Ben bir seferinde bu müzedeki Matisse sergisine girebilmek için, Elia Kazan'ın yardımına ihtiyaç duymuştum. Çünkü kuyrukların ardı arkası gelmiyordu.

Bu müzede, geçici sergilerin yanısıra bir de daimi bölüm vardır. Burada, New York Modern Sanat Müzesi'nin sürekli olarak koleksiyonuna kattığı eserler bulunur.

Daimi koleksiyona girebilmek, dünyadaki her sanatçının en büyük rüyasıdır: Çünkü bu işin daha ötesi yoktur artık.

Bugünlerde New York Modern Sanat Müzesi'ni gezenler, daimi koleksiyona alınmış bir eserle karşılaşıyorlar: Adı "Resolve System!"

Dünyadaki ofis anlayışını değiştiren devrimci ve yepyeni bir sistemin adı bu.

Bu icat ve düzenlemeyle dünyadaki geleneksel ofis anlayışı toptan değişiyor; açıklığa, havanın ve ışığın daha iyi oynaşabildiği, insanların birbirini görebildiği, bağlantı kurabildiği, bilgisayar iletişimine uygun bir mekân anlayışına geçiliyor.

Kısacası geleceğin çalışma ortamı yaratılmış oluyor.

"Resolve System" bu konuda yeni bir icat olarak alkışlanıp, New York Modern Sanat Müzesi Daimi Koleksiyonu'ndaki yerini alarak taçlanıyor.

***
Buraya kadar anlattıklarım heyecan verici değil mi?

Ama durun; bitmedi!

Şimdi işin daha da heyecan verici bölümüne geliyoruz.

Müzede "Resolve System" başlığının altında şöyle yazıyor: "Designed by Ayşe Birsel"

Yani bu icadı yapan, dünya ofis sistemini toptan değiştiren kişi, genç bir Türk.

New York Modern Sanat Müzesi gibi dünyadaki en zor kurum, Ayşe Birsel'in yaratısını daimi koleksiyonuna alıyor.

Böyle bir başarı karşısında Türkiye'de yer yerinden oynar gibi geliyor size değil mi?

Bana da öyle geliyor ama ne yazık ki Türkiye'nin büyük bir ihtirasla içine sürüklendiği taşra kavgalarından başını kaldırıp da böyle başarılara bakacak vakti yok.

Halkın gündemi, sürekli olarak bilmem hangi mankenin kilolarıyla, kuşbeyinli politik lider adaylarıyla, itiş kakışlarla, dedikodularla, iftiralarla, kara çalmalarla, kıskançlıklarla dolduruluyor.

Ve sonuçta dünyadan kopuk, tepe sersemine çevrilmiş ve değer ölçülerini birbirine karıştırmış kitleler oluşuyor.

Ayşe Birsel gibi dahi yaratıcıların en büyük şansı ise, kendilerine çelme takılmayan, yaratıcılıklarını geliştirmelerine izin verilen bir ortamda yaşıyor ve çalışıyor oluşları.

İyi ki de böyle!

Yoksa dünya ofis sistemlerini değiştirerek tarihe imza atan bu insanın yolu daha baştan kesilir ve Türkiye'nin zebaniler ortamında binbir türlü yoketme hesaplarıyla boğuşmaktan, işini doğru dürüst yapmaya fırsat bulamazdı.


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır