kapat
04.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Tek plaklı angut bolluğu

Necip Fazıl'ın bir sözü vardı: - Aptallık bulaşıcıdır, derdi. Bizdeki angutluk epidemisinin yaygınlaşması biraz da bundan olmalı... İsterseniz, "Türk'e Türk propagandası" yapma salgını da diyebilirsiniz buna..

Angutluk epidemisine uğramış bir toplum düşünün ki; cümle alem, tek plaklı bir pikap gibi, sadece cart curtçu bir şovenizm türküsü çalıyor.. Bir de buna emekli bir eski zaman valisi benzeri, asık suratlı bir otoriterlik eklerseniz; böylesi bir ahmaklık bataklığında, en "septik" ve "non-konformist" bir zekâ bile, batarak boğulmaktan kurtulabilir mi?

Diyelim ki, özel bir firmanın asalaklar torbasına sığınmış bir anguta rastladınız. Kazara, Dünya Bankası'nın Türkiye'nin gerçek yüzünü gösteren istatistiklerinden söz edin de, görün gününüzü..

- Türkiye "ulusal gelir dağılımındaki dengesizlikte" Tanzania'nın bile altındaki en geri beş ülkeden biri...

- Yok canım, olur mu öyle şey?.. Atıyorlar...

- Fuzuli, üç bin kelime kullanmıştır şiirlerinde... Fransız edebiyatında en az kelime kullanmış olan şair Racine'dir; iki bin kelime kullanmıştır...

- Yok canım kim saymış?.. Atıyorlar...

- Türkiye, rezalet bir fiyaskoyla 20. Yüzyıl'ı da ıskalamış ve "yaşam kalitesi" açısından Yunanistan'ın bile 65 basamak altında kalmıştır..

- Yok canım, hiç sanmam.. Atıyorlar..

Cart curtçu şovenizm, bir can kurtaran simididir Türkiye'de... Üst düzey hiçbir kaliten bulunmasa dahi, bir yerlerde bir geçim kapısı bulabilirsin ve Ankara'nın aynı şarlatanlığı paylaşan çevrelerinde, bazı işleri kolaylaştırabilirsin..

Hemen her özel firmanın bir "asalaklar torbası" vardır. Ankara bürokrasisindeki özel bazı kesimlerin atıkları da, birer ikişer oralara doldurulur. Tek plaklı pikaplar, biraz aşınmış da olsalar; yine iyi anlaşırlar Başkent'in tek plaklı pikaplarıyla...

Ama doğrusu bunaltıcıdırlar...

Türkiye'de 150 bin resmi araba var. Bunların bir yıllık bakım masrafı bir buçuk milyar dolar... İngiltere'de ise sadece 11 bin resmi araba var.

- Yok canım kim söylüyor bunları?... Atıyorlar..

- 370 bin resmi lojman var Türkiye'de... Cami sayısı ise sadece 73 bin..

- Yok canım kim saymış bunları?... Atıyorlar..

Derken ahmaklık bataklığı yaygınlaşmaya başlar... Olduğundan fazla görünmeye özenli "yuppi tipi" bir genç, Amerika'da yaşarken, vatanını çok sevdiği için kalkıp geldiğini anlatmaya başlar ve iddia eder ki, Mimar Sinan olmasa, Ayasofya çoktan yıkılırdı...

- Ayasofya'nın yapıldığı dönemle, Mimar Sinan'ın yaşadığı dönem arasında tam 1000 yıllık bir zaman farkı var, dediğinde...

Angutun daha yaşlısı:

- Yok canım, o kadar değil herhalde, der...

Ve şaşar şaşar kalırsın, bu tür budalalıklar, neden bu kadar kollanıyor acaba, diye?

Köyceğiz'in hem kanalizasyon, hem arıtma tesislerinin proje ve denetim mühendisi 37 yaşındaki Alman mühendis Hartmuth Beck'in; Yük. Müh. Doğan Barış'la Murat Barış'ın; Can Paker'in donanım ve kalite düzeyleriyle; karşılaştığın angut bataklığı arasındaki fark; Dünya deniz ticaretinde Yunanistan'ın yüzde 17'yi aşan payıyla; Türkiye'nin yüzde 1'in de gerisine düşmüş payı arasındaki farktan çok daha büyüktür..

Türkiye'nin çok kötü yönetilmesinin ve 20. Yüzyıl'ı da rezalet bir fiyaskoyla ıskalamasının temelindeki çökertici zehir; sinsi talan ve iri yalanların cart curtçu bir şovenizmle maskelenmesi ve tek plaklı pikapların her yerde her zaman kollanmasıdır..

Ama sanırım ki, bundan böyle özel firmalar da, "asalaklar torbasını" yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklar. Bazı düzayak ve doğru dürüst bir bayram kartı bile yazamayacak kadar aşırı cahil pozörleri, besleyip durmanın bir artısı olmayacak çünkü...

Anatole France: -Ben şayet bir fakültede hoca olsaydım, der; sınava giren gence şöyle bir bakar ve sorulara vereceği yanıtlara hiç aldırmadan, "kızımı istese, verir miydim, vermez miydim" diye düşünürdüm. İçimdeki ses "evet" diyorsa 10'u basardım.

Kalite, beyinsel donanım, yazı, yazar ve "değerler hiyerarşisi" bilinci; firmaların kullandığı elemanlar için de önemlidir... Olduğundan fazla görünmeli kurnazlarla, düzayaklar; son toplamda ya kaliteyi zedeler, ya rantabiliteyi..

Türkiye, beklenmedik kötü sürprizlere doğru sürükleniyormuş gibi görünüyor... Tek plaklı angut bolluğuyla, zordur ekonomik belalara yuvarlanmamak...

"Aslında pek kafasızca bir durum; ama böyle bu, ne yapacaksınız"...


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır