kapat
04.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )

Bize yeni elbise gerek

Süleyman Demirel, siyasi çıkmazdan kurtulmak için tek yol kaldığını, onun da "seçim" olduğunu söyledi. Bir iktidar boşluğu mu var?

Demirel "var" demiyor ama hükümete ve rejime güvenin azaldığını belirterek şöyle diyor:

"Hükümet ne derece çalışırsa çalışsın, üzerine düşeni ne derece yaparsa yapsın, genel kanaat bu yöndeyse bu elbiseyi giyemezsiniz. Elbiseyi temizliğe göndermeniz gerekir. Çözüm seçimdir.."

Hemen belirtelim ki böyle bir tercih, çözüm değil, tehlikeli macera heveslerini tahrik edecek felâketli bir çözülme getirir.

Şu anda ülke, zor ve sancılı bir ekonomik program yürütüyor. Böyle bir programın risklerini yüklenme fedakârlığını göstermiş bir koalisyonu yolun ortasında seçime mecbur etmek her şeyden önce ahlâki değildir.

"Onlara ne olursa olsun, yeter ki ülke kurtulsun" demek de mümkün değil. Çünkü seçim, asıl ülkenin geleceğini yok edecektir.

Ayrıca seçilecek yeni hükümet aynı cesareti gösteremeyecek, fedakârlığa razı olmayacak, olsa bile uluslararası desteği artık hiç bir zaman alamayacaktır.

Böyle bir ortamda seçim, ancak programdan sapan bir iktidara ve onun açacağı büyük zararlara son vermek için istenebilir.

Bugün böyle bir ortam yok.

Sonra.. Seçim yapılsa sandıktan ne çıkacak? Buna da bakmak lâzım.

Anketler bütün partilerin barajın altına indiğini gösteriyor. Halkın yarısı sandığa gitmeyecek.

Yani seçim, olsa olsa dört veya beş partili koalisyonlar getirecektir. Türkiye'yi enflasyona, yolsuzluklara ve krizlere mahkum eden sebepler artacak ve azacaktır.

Demirel "Elbiseyi temizliğe göndermeniz gerekir" diyor ama yanılıyor.

Yeni elbise diktirmektir gereken.

Seçim ve partiler kanunlarını değiştirmeden yapılacak bir seçim Türkiye'ye çare değil sadece felâket getirir!

Jandarma'ya ilişmeyen..
Devlet Personel Başkanlığı, Jandarma'nın Silâhlı Kuvvetler'den ayrılarak polis örgütü içinde eritilmesini önerdi.

Gerekçe, yönetimde yetki kargaşası yaratan ikileme son vermek ve aşırı artan harcamalardan tasarruf etmek..

Jandarma Genel Komutanlığı'nın yazılı cevabı düşündürücü:

"Kendi çıkarlarını her şeyin üstünde görebilen siyasi kadroların bulunduğu ülkelerdeki alternatifsiz zabıta kuvvetinin demokratik yapıları tehdit edebileceği ve hatta zamanla totaliter rejimleri davet edebileceği göz ardı edilmiştir."

Jandarmanın "Beyaz Enerji" soruşturmasında aktif rol oynaması bu yönelişte ne kadar etkili olmuştur? Bunu aramak lâzım.

Asıl şuna bakmak lâzım:

Polis, herkese "devletin polisi" dedirtecek bir kimlik ve etkinliğe kavuştu mu ki Jandarma'yı bu yapı içinde eriteceğiz?

"Tantan'la geldim, Tantan'la giderim" diyen emniyet müdürleri varken böyle bir adımı atmadan herkes düşünmelidir.

İç güvenlik ülke için halâ, kumar oynamaya yer olmayan hayati bir alandır.

Bu reform, bugünün meselesi değil!


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır