kapat
04.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Türkiye deneme tahtası mı oldu?


Prestijini geri kazanmaya çalışan IMF, "sıkı takip" stratejisini uygulamaya soktu. Bu dersin ilk öğrencisi ise Türkiye
Uzak Doğu krizinden bu yana "iki yakası bir araya gelmeyen" IMF, tüm dünyada kaybettiği prestiji Türkiye ile geri kazanma çabasında. Bush'un yönetime gelmesinin ardından "Artık yeter" diyerek yeni bir yönetim sistemine geçen IMF, artık "önce reform, sonra para" diyerek hareket ediyor. Böylelikle dünyanın dört bir yanından gelen eleştirileri ve özellikle ABD ekonomi yönetiminin kendi üzerindeki baskısını hafifletmeye çalışıyor. IMF Başkanı Köhler'in son toplantı resti de bunun açık bir göstergesi.

KOZLAR EŞİT!
Bu durum, Türkiye açısından hem şans hem de şanssızlık olarak nitelenebilir. IMF'nin zor durumdaki ülkeler üzerinde "selahiyetini" sürdürebilmesi açısından programı çok daha sıkı sıkıya takip edecek olması, Türkiye'nin stratejik önemini artırıyor. Türkiye'nin sorunlarının üzerine IMF'nin eskisinden çok daha fazla eğilmesinin başlıca nedeni bu. Türkiye bu kozu iyi kullanır ve kendisi için son olan şansın IMF için de son şans olduğunu ortaya koyabilirse yıllarca yapamadığı reformları daha rahat gerçekleştirme şansına sahip olabilir.

Şanssızlık, IMF'nin yeni sisteminde kobay vazifesi görecek olması. Bir itfaiyeci gibi sadece yangın söndürmek istemeyen Köhler, davul kendi elinde, tokmak başkasının elinde olsun istemiyor. Bu nedenle ülkelerin içişlerine giren, çok değişik ayrıntıları şart koşabiliyor. Bunda, ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill'in "IMF'nin kaynağını, ABD'li vatandaşların ödediği vergiler oluşturuyor. Onun için ABD ve IMF, verilen paraların nereye gittiği konusunda emin olmak zorunda" görüşünün de etkili olduğu biliniyor. Washington Post Gazetesi'nde George Melloan imzasıyla dün yayınlanan yazı da, kurumun 1971 yılında geçirdiği yeniden yapılanma sürecinin ardından kendisine "dünyayı yönetmek" gibi çok zor bir görev biçtiğini belirterek IMF'nin şimdi bu yük altında ezildiğine dikkat çekti. Yazıda şu noktalar vurgulanıyor:

ABD NE DERSE O
"IMF'nin iki büyük sorunu var. Bunlardan ilki kurumun para vermek için kurulmuş olması ikincisi de gerek politikacıların ve gerekse uluslararası borsa çevrelerinin bunu çok iyi bilmesi ve bu özelliği rahatça kullanması. Fakat kurum yenilik yapılacak diye reform metodlarının denendiği bir laboratuvar haline gelmemeli. IMF'nin siyasi bir kimliğe sahip olduğu unutulmamalı."


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır