kapat
04.07.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

www.sahibinden.com
Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Yabancıya tepki yanlış


Deutsche Bank Grubu Başekonomisti Norbert Walter, kriz sonrası doğrudan yabancı yatırımcının Türkiye'ye ilgisinin arttığını, bunun da krizi hafifletebileceğini söyledi
Deutsche Bank Grubu Başekonomisti Norbert Walter Türkiye'nin en büyük sorununun siyasi risk olduğunu belirterek, yeniden yapılanmasını siyasi sistemden başlatması gerektiğini söyledi. "Güven geri gelmeden ekonomi düzelemez" diyen Walter, anahtarın gençlerde olduğunu belirtti. Walter, SABAH'ın sorularını yanıtladı.

* İç borçların çevirilebilmesi konusunda piyasalarda bir endişe var. Sizce Türkiye iç borç sarmalından nasıl kurtulabilir?

Eğer piyasalar hükümetin reformları gerçekleştreceğine inanırsa, Hazine'nin yeniden düşük maliyetle borçlanması mümkün olabilir. Türkiye gerçekten tam bir ikilem içerisinde. Şu anda iç borçları çevirme konusunda bir sıkıntı olduğunu kabul etmek gerekli. Ancak iç borçlanma vadesinin uzaması, faiz yükünü de artıracağı için bir risk tahmini yapmayı zorlaştırıyor. Direkt yabancı yatırımlar, bunu iyileştirebilir. Ancak Türkiye'de yabancı yatırımcıya karşı çok çabuk tepki oluşuyor. Bu, ikilemin siyasi boyutta olduğunu gösteriyor.

* Türkiye yıllardır uyguladığı "kontrollü" döviz kuru sistemini bir kenara bıraktı ve "serbest dalgalı kur sistemine" geçti. Bu sistem Türkiye için uygun mudur?

Kriz sonrasında serbest kur politikasının uygulanmasının doğru olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye'nin sabit kur sistemini uygulayabilmesi için ne iç piyasalara yönelik gücü ne de dış piyasalara dönük ikna gücü bulunmuyor. Ancak devalüasyonun döviz borcu yüksek bir ülkenin yükünü artırdığı bir gerçek. Dolayısıyla uygulanmakta olan serbest kur politikasının tüm ekonomik sorunlara çare olmasını beklemek yanlış olur.

* Yabancı portföy yatırımlarının azaldığını, buna karşılık doğrudan yatırımlarda artış gözleniyor. Bu konuda Türkiye'de nasıl bir gelişme göreceğiz?

Devalüasyondan sonra her türlü yatırım yabancılar için cazip hale geldi. Bu durum Türkiye'ye gelmesi beklenen doğrudan yabancı yatırımlar için mükemmel bir temel oluşturuyor. Mali sorunlarla boğuşan bir ülke için uzun vaadeli dış kaynak girişi çok önemli. Bu yerli ortak için mali güç, know-how, deneyimlerinden faydalanma fırsatı, rekabet gücünü artırma fırsatı demek. Ancak direkt yatırım için yalnızca ekonomik şartların uygun olması yeterli değil. Türkiye, yabancı şirketlerin gelmesini, şirketleri satın alıp, ortaklık kurmasını kabullenmeli.

* Yurtdışından bakıldığında Türkiye'ye yatırımın en büyük riski nedir?

Şu andaki en büyük risk siyasi istikrarsızlık. Ancak yaşanan ekonomik kriz de önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Hükümetin hem iç hem dış yatırımcılara karşı güven tazelemesi gerekiyor. Bu güven oluşmadan iyi çalışan bir mali sistemden söz edemeyiz. Türkiye'de yeniden yapılanma konusunda öncelik, siyasi sistem ve partilerin demokratikleşmesinde. Bu yolda çözümlerinizi kendiniz üretmek zorundasınız. Dışardan bir yardım gelebilmesi mümkün değil. Bu değişimin gerçekleşmesi de genç nüfusun girişimci ruhuna bağlı!


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır