kapat

22.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ALİ KIRCA(alikirca@sabah.com.tr )


Çetin Altan'ın sorusu yanıtsız kaldıkça

Abdi İpekçi tam 21 yıl önce öldürüldü.. 21 yıl boyunca, herkes katil ya da katillerin peşine düştü... Katil, -mahkeme kararına göre- Mehmet Ali Ağca'ydı..

Ancak, katilin arkasındaki güçler, cinayeti planlayanlar, onları bu işe azmettirenler bir türlü açığa çıkarılamadı.

Komplo çözülemedi..

Karanlık aydınlanamadı.

O yıllarda çok bilinen bir şarkıdaki gibi; öyle bir kör düğümdü ki herşey, çözdükçe karışıyordu...

Ya da..

Karıştırılıyordu..

İsimler havada uçuşuyordu.

Herşey, aynı merkezin çevresindeki ve aynı çemberin içindeki bir "yapılanma"yı işaret ediyordu..

Ancak, zincirin doğru halkası bir türlü çekilip çıkarılamıyordu.

Cinayet zanlısı oldukları konusunda haklarında "kuvvetli şüphe"ler bulunanlar, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar "özgür"düler..

21 yıl boyunca, cinayete ve cinayetin faillerine ilişkin, cevaplı-cevapsız binlerce soru soruldu..

Ama asıl soruyu Çetin Altan'dan başka soran olmadı...

***

Abdi İpekçi, Çetin Altan'ın çok eski dostuydu, arkadaşıydı..

Yıllarca aynı gazetede çalıştılar...

Birisi gazetenin genel yayın müdürü ve baş yazarı; öteki, o yılların (ve belki bütün zamanların) en popüler köşe yazarıydı..

(Ve en usta kalemi..)

Gün oldu yolları ayrıldı..

Ayrılmak zorunda kaldı..

Lakin dostlukları hiç bozulmadı..

Ve birgün...

Çetin Altan'ın "Bab-ı Ali Yokuşu"ndaki çeyrek asırlık yol arkadaşını öldürdüler.

Ülkenin en acar gazetecileri, polis-adliye muhabirleri, araştırmacı yazarları; sonraki yıllarda televizyoncuları bu cinayetin ve katillerin peşine düştüler..

Yurt içinde ve yurt dışında iz sürdüler..

Çetin Altan'sa, polis - adliye muhabiri kökenli olmadığı gibi, hiçbir zaman "araştırmacı gazeteci" kimliğini de taşımadı.

O, daha zor olanı yapan ve "hayatın sırlarını keşfe çıkan" bir modern zaman filozofuydu..

O da, elbette herkesle birlikte ve herkes gibi katillerin ve cinayetin ardındaki güçlerin kimler olduğunu merak ediyor ve buna kafa yoruyordu..

Ama...

Bu cinayetle ilgili en "can alıcı" soruyu, cinayetten birkaç yıl sonra sadece o soruyordu.

Abdi İpekçi, onun çeyrek asırlık dostuydu ve Abdi İpekçi'yi herkesten daha iyi tanıyordu..

Herkesin "Neden İpekçi" sorusunu, günübirlik ve basmakalıp cevaplarla geçiştirdikleri günlerde; bu cevapların hiçbirşeyi açıklamadığını anlatıyordu Çetin Altan'ın sorusu..

Eski bir arkadaşın kaybının ardından yazılan satırların sonuna eklenen "naif" bir soruydu aslında o soru..

Naif, ama cevapsız..

"Yıllardır zavallı Abdiciğin neden öldürüldüğünü anlayabilmiş değilim.. Neden o, neden?.."

Ağca, Şener, Çelik, Çaylan... İsimler, isimler.. Komplo teorileri, büyük-küçük çeteler, vesaire... Vesaire...

Cinayete ve katillere dair binlerce soru ve o sorulara bulunmuş onbinlerce karşılık; Çetin Altan'ın o "naif" sorusuna cevap vermiyor hala...

- Neden?

Siz biliyor musunuz?

Ve asıl dramatik olan o ki; cinayetle ve katillerle ilgili herşey birgün çözülmüş ve suçlular cezalarını bulmuş da olsa, bu soru yine cevapsız kalmış olacak..

Cevabı yok çünkü!..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır