kapat

22.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR!(avardar@sabah.com.tr )


Ormanlarımızı göz göre göre kaybediyoruz...

Daha 1 ay olmadı, bütün orman görevlilerini uyarmış, yangın mevsimlerinin başladığını belirterek, "Orman yangınlarına dikkat" demiştim. Yangın ihtimali olan bölgelerdeki görevlileri uyarmış ve ilk çıkacak yangından sonra sorumlulara bu köşeden hesap soracağımı da ifade etmiştim.

Eğer Türkiye'nin korunması gereken en turistik yerlerinden biri olan Torba'da, tatil köylerinin hemen üstünde bulunan bir orman parçasını yanmaktan kurtaramıyorsak yazıklar olsun bize!... Bize dediysem bana değil, oradaki görevlilere... Bakın şimdi ne olacak size söyleyeyim; senelerce işittiğimiz klasik sözler... Yangın 14.30'da başlamış. Civardaki halk alevler küçük diye kendileri söndürmeye kalkmışlar ama birdenbire poyraz patlamış, kuvvetli esen rüzgar kozalakları alev topu halinde etrafa savurmuş ve yangın birdenbire büyümüş...

İşin garip tarafına bakın ki, o civarda trilyonluk kârlar elde eden cep telefonları da kapsam dışı imiş... Onun için cep telefonlarından yardım da istenememiş... Yangın oradan geçen bir kişinin attığı sigara izmariti yüzünden başlamış. Dahası da var; o sırada orman görevlileri ve itfaiye yakınlarda bulunan İslamhaneleri Köyü'nde çıkan ANIZ YANGININDA imişler. Orayı söndürmekle uğraşıyorlarmış... Allah kahretsin!... Anızınızı da, o anızı yakanların da cezasını versin!... Kuş beyinleri ile orman içinde açılmış tarlaların biçildikten sonra arta kalan otlarını yakarak temizlik yapıyorlar. Akılsız adamlar!... Biz de burada defalarca yazdık, şu anız yakmayı yasaklayın diye... Ama yöneticilerin umurunda mı... O da başka bir dert...

Evet nerede kalmıştık... Allahın cezası o cep telefonları da çalışmayınca, yetkililere haber geç ulaşmış ve yangın da almış başını gitmiş. Sonunda akşam televizyonlarda seyrettiğimiz gibi, zavallı halk, yazlıkçılar, ellerinde kovalarla yangın söndürmeye çalışıyorlardı. Buna can mı dayanır. Vicdanlar nasıl sızlamaz anlamış değilim. Kimdir oranın Orman Bölge Şefi diye sorduğumda, Necdet Telli isminde genç bir Orman Mühendisi olduğunu öğrendim. Çok çalışkan, idealist bir gençmiş... Ama neye yarar, ormanlarımız yanıp, kül olup, bittikten sonra... Her şey boş, yırtınmamız nafile...

Gelelim söndürme işine... Yangın söndürmede kullanılan uçaklar ve helikopterlerin ne kadar kifayetsiz olduğunu dün gece bir kez daha gördük. Uçak yere inecek de... tankına su doldurulacak da... Pisten havalanacak da... Yangına su sıkacak da... Ölme eşeğim ölme... Denize ve göle inebilen, 2 dakikada tanklarını doldurabilen uçaklar nerede?... Alınmamıştır. Zaten bu olaylar da olmasa, konu yine gündeme getirilmez. Şimdi görün siz, televizyonlarda, gazetelerde, radyolarda yangın söndürme uçakları tartışmalarının nasıl uzayıp, gittiğini... Ama bir süre sonra hepsi unutulacak. Biz içimiz yana yana ağlaya duralım, onların umurunda mı... Çok ayıp beyler, çok... Bir şey yapamamanın acizliği içerisinde olduğumdan canım çok sıkılıyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır