Başbakan Ecevit, her şey bugünkü oylamaya bağlı dedikten sonra hükümetin geleceği üzerine konuştu: Tam eskisi gibi olmaz...

"AYNI ŞEYLER"
Ecevit'le gazetecilerin sohbeti, Başbakanlık Basın Danışmanı Cem Avcı'nın Ankara'ya dönüş yolunda kendisine verdiği haber özetleri dosyasını okumasıyla başladı.

Anadolu Ajansı'ndan gelen bütün haberleri dikketle okuyan Ecevit, MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin uzun Meclis grup konuşmasını şöyle bir göz gezdirdikten sonra dosyaya bıraktı.

- Anadolu Ajansı notlarını okurken, Devlet Bahçeli'nin MHP grup konuşması üzerinde pek durmadınız. Neden?

- Artık her gün aynı şeyler söyleniyor.

- Çarşamba günkü DSP grubunu iptal ettiniz. Bu konuyla mı bağlantılı?

- Soruşturma komisyonları raporlarının oylaması öncesi, o konulara değinmesem olmaz. Değinsen, ne diyeceğim? Kritik aşama Perşembe günü öğleden sonra. Perşembe günü ne oluyor, olmuyor o önemli.

- DSP grubunu Perşembe'den sonra mı yapacaksınız?

- Daha kararlaştırmadım. Perşembe ne olacak, bir bakalım. Haftalardır bu konudan başka bir şey konuşulmuyor. Oysa, bizi doğrudan ilgilendiren çok önemli gelişmeler var. Örneğin Putin'in Almanya ziyareti, Kıbrıs konusu...

- Peki Mesut Yılmaz Yüce Divan'a gönderilirse ne olacak?

- Varsayımlar üzerine konuşmak istemem.

- Yılmaz aklanırsa, hükümet uyumla işlemeye devam eder mi?

- Tam eskisi gibi olması güç.

- Neden?

- Psikolojik etkenleri olacaktır bu tartışmaların.

ECEVİT'İN KAYGISI
Ecevit, en büyük kaygısının "uyum içinde çalışan hükümetinin içindeki uyumun bozulması ve ülke istikrarının bundan etkilenmesi" olduğunu her fırsatta söylüyor.

Dünya Bankası Başkanı Wolfensohn'un sözlerine atıf yapıp, 57'nci Hükümet'in ve 21'inci dönem Meclis'in "dünyanın en çalışkanı" olduğunu her fırsatta vurguluyor.

Bir noktaya kadar doğru.

Ama Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmasının fiilen başladığı Ocak 2000'den beri, yani son altı ay için aynı seyleri söylemek pek mümkün değil.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından 1 Temmuz'daki Meclis tatiline dek bitirilmesi umulan yasal çalışmalar da Yüce Divan ve şimdi de erken seçim tartışmalarıyla harcanacak gibi görünüyor.

Ecevit'in "eskisi gibi olması güç" saptaması, içerde ve dışarıda umutlar doğmasına yol açan gidişin tersine dönmeye başladığının bir itirafıysa, herkesin bunun sonuçlarını düşünmesinin zamanı gelmiş demektir.

MURAT YETKİN