HALİÇ ve Camialtı tersanelerinin kapatılmasına karşı Dok Gemi-İş Sendikası, yürütmeyi durdurma istemiyle Danıştay'a başvurmaya hazırlanıyor. Diyor ki sendika başkanı Nazım Tur:
"PENDİK ve Tuzla tersanelerinin kurulduğu günlerde, oralarda kimse yaşamıyordu. Tersanelerin kurulmasının ardından ilçeler oluştu. Geniş, plansız, kaçak ve çarpık bir yerleşim tersaneleri kuşattı. Biz her 10 senede bir 'kentin içinde kaldılar' diye tersaneleri kapatmaya, yerini değiştirmeye kalkarsak bunun sonu gelmez. Türk denizciliğini, gemi sanayiini tüketiriz. Dünyadaki pek çok tersane kentin içinde. Tersanelerin Haliç'i kirlettiği savları da gerçeği yansıtmıyor. Tam aksine tersaneler, Haliç'in temizliğine katkıda bulunuyor. Çünkü arıtma kurallarına uyarak çalışıyorlar. Eğer kapatma kararı geri alınmazsa Haliç yüzde 40 daha fazla kirlenecek."
TERSANELERİN Haliç temizliğine katkı sağladığı görüşü belki tartışma götürebilir. Ama, "yerleşim bölgeleri içinde kaldı" diye kısa periyodlarla tersanelerin kapatılması veya taşınması, bizce de mantıklı değil. Tersanelerin çevresinde çarpık ve kaçak yapılaşmaya göz yumulmaması, herhalde çok daha rasyonel bir politika olur.
TERSANELERİN tasfiyesi girişimleri sırasında gözden uzak tutulmaması gereken bir başka gerçek daha var. Uzmanların belirttiğine göre Türkiye'deki gemilerin çoğu 20 yaşını doldurmuş durumda. Avrupa Birliği ise, kullanımdaki gemi yaşını en fazla 12 olarak kabul ediyor. Eğer AB standartlarına uyulmak isteniyorsa, ticaret ve insan taşımacılığı filolarımızı gençleştirmeliyiz.
Deniz taşımacılığı sektöründe AB ile uyum açısından zorunlu revizyonları yapmanın eşiğinde tersaneleri tasfiye edip dışa bağımlı kalmak mı iyi; yoksa geliştirip modernize etmek mi?
İYİ düşünüp taşınmak lazım.