kapat

24.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Aydınlığa doğru

Eğer siyaset polisin yolunu tıkamazsa... Eğer siyaset yargıya köstek olmazsa... Ne faili meçhul kalır ve ne de pis işler, kirli ilişkiler.

Eğer siyaset polise ve yargıya biraz destek verirse.

Karanlıklar, aydınlanıverir.

Dün Emniyet Genel Müdürü Turan Genç ile konuşurken.

Bu düşüncelerimizi söyleyince...

Genel Müdür şöyle dedi:

- Evet... Çok rahatız... Herkes İçişleri'ne, polise destek veriyor... Hükümetimiz... Meclisimiz... Üzerimizde hiç bir siyasi etki, baskı yok... Son başarıları da bu durumun semeresi olarak değerlendiriyoruz.

"Semere" yani:

Yemiş... Meyve... Ürün. İstenilen sonuç... Verim.

Sonuç olarak...

Siyaset desteği veriyor.

Polis de armut toplar gibi kanun kaçağını... Devlete kafa tutanı topluyor.

***

Polis toplamasına topluyor.

Konuşturmasına konuşturuyor.

Ama sanık hakimin huzuruna çıkınca...

Her şeyi inkâr ediyor.

"Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar" misali.

Emniyet Genel Müdürü:

- Evet aynen öyle oluyor... Ve gözümüzün önünde suç işleyen kişi, elini kolunu sallaya sallaya mahkemeden çıkıp gidiyor.

***

Turan Genç bir anısını anlattı.

12 Eylül döneminde İstanbul'da biri, silahını çekmiş, başkasını vurmuş.

Sonra silahı, denize atmış.

Polis, olayın tanığı.

Ancak, denizde silah bulunamamış.

Mahkemede polis demiş ki:

- Gözümün önünde oldu... Bu vurdu.

Vuran, kendini savunmuş:

- Efendim, polis bey yanılıyor... Ben değilim.

Ve sonuç...

"Delil yetersizliğinden" adam serbest.

***

Emniyet Genel Müdürü:

- Artık teknoloji çağındayız... İfadeden suçluya gitme modelini bırakıyoruz... Delilden suçluya ulaşıyoruz.

- Yani?

- Sanık karakolda, savcılıkta, hatta mahkemede susma hakkını kullanabilecek... İstemiyorsa, konuşmayacak... Ama biz parmak iziyle... Mermi çekirdeğiyle... Bilimle... Teknikle... Suçluya ulaşacağız... Bunun için Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik olacak.

***

Polisin elinde "kimler" var?

Daha doğrusu...

Polisin elindekiler gerçekten Mumcu'nun... Bahriye Üçok'un... Muammer Aksoy'un katilleri mi?

Her kafadan, farklı ses çıkıyor.

Hangisi doğru?

Turan Genç:

- Farklı bilgilere dayalı, farklı yorumlar yapılıyor... Ve kafalar karışıyor... Doğrusuna gelince... Sanıklar mahkemeye verilince... İddianame açıklanınca... Yakalananların bunlar olduğu, delilleriyle görülecek.

***

Ve bir başka konu...

Polisten, bilgi sızması.

Hem de operasyon sürerken sızması.

Sorduk:

- Vidalarda mı gevşeklik var?.. Aksaklık kimlerden, nerelerden kaynaklanıyor?

Genel Müdür:

- Ben de rahatsızım, Sayın Bakan da... Hem polise sorumluluk düşüyor hem de medyaya... Operasyon bitmeden bilgi sızması demek... Bunların yayınlanması demek... Bir takım adamlara "Kaçın... Başınızın çaresine bakın" demek... Bu durum işimizi güçleştiriyor.

***

Türkiye'de işler bir anda bozulmadı.

Düzelmenin de bir anda oluvermesi imkânsız.

Zaman alacak.

Bu zaman içinde siyaset, polise ve yargıya desteğini sürdürürse...

Aydınlığı yakalayabiliriz.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır