kapat

13.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )


Poker ve siyaset

Mimiksiz suratlar beni hep ürkütmüştür. Ruhundaki ya da beynindeki dalgalanmaları yüzüne vurdurmama konusunda eğitimli insanlara karşı güvensizlik duyarım. İçinin dışa yansımasından bu kadar kaçınıyorsa haklı bir sebebi vardır, içinden pek de hoşnut değildir, diye düşünürüm.

Bu tip suratın diğer adı "pokerci suratı"dır. Çünkü bildiğiniz gibi, bu oyunda yüz mimikleri yasaktır. Pokerde oyuncuların hileli mimik yaparak karşısındakileri yanıltmasına "maniyer yapmak" denir. Ama usta pokerciler bunu o kadar usturuplu yapar ki, hem yasağı ihlal etmemeyi hem de rakibini yanlış mimikle yanıltmayı becerebilir.

Tabii, bütün hayatı bir poker oyunu gibi algılayanlar, oyun masasından kalktıklarında da yüzlerindeki maskeyi atmazlar. Kamuoyu önünde, iş ilişkilerinde, hatta çocuklarıyla oynarken ya da sevgili eşleriyle özel bir gün kutlarken bile içlerindeki duyguların o kımıltısız çehrenin orasından burasından sızmasına fırsat tanımazlar.

"Pokerci surat"ın poker oyunu dışında işe yaradığı diğer bir alan ise devlet adamlığıdır.

Böyleleri devlet katında çok makbuldür, hatta ideal "devlet adamı"dır, çünkü suratları devletin sır verip ser vermeme geleneğine pek uygundur. Ayrıca böyle bir surat, devletin karanlık labirentlerinde hergün yüzlercesi gerçekleşen poker partilerinden kazançlı çıkmak için gereklidir de... "Politikacı" kimliğinin üstüne bir de "devlet adamlığı"nı eklemek isteyenlerin, o loş labirentlerde düzenlenen ve bizim hiç izlemediğimiz bu poker partilerinde; iyi blöf yapmayı da, rest çekmeyi de bilmeleri, özellikle de maniyer yapma ustası olmaları gerekir.

***

Bizler bazen, devlet denen aysbergin altındaki labirentlerde oynanan bu oyunların su yüzüne çıkan uzantılarına tanık oluruz parlamentoda.

Ne oyunu açanı biliriz, ne kimin kaç kağıt aldığını... O yüzden de, kimin elinin ne kadar güçlü olduğunu, kimin blöf yapıp kimin gerçekten meydan okuduğunu kestirmekte iyice zorlanırız.

Ben zaten pokerden fazla anlamam. Hele hele başka yerlerde başlayan bu oyunların parlamentoya uzanan yansımalarını seyrederken iyice kafam karışır, işin içinden çıkamam.

Ama biraz sade düşününce; iyi oyun kurmasıyla tanınan bir politikacının mevcut ve potansiyel rakiplerini usta hamlelerle devre dışı bırakması, oyunu kazanmak için yetmez gibi geliyor bana. Ortada hiç kimse kalmasada, kendisinin de "seçilebilir" olarak kalmaya dikkat etmesi gerekir.

Çünkü herkes çekildiğinde ve "kağıdını aç" dediklerinde elinizde iki papaz bile yoksa dımdızlak ortaya kalıverirsiniz.

Öyle bir tablo düşünün ki, ortada hiç güçlü rakip kalmamış, ama bu arada siz öyle bir antipati yaratmışsınız, o kadar negatif puan toplamışsınız ki oylar size yönelmek yerine, sizin "zayıf" saydığınız ya da aklınıza bile getirmediğiniz isimlere yöneliyor.

Böylece siz yıllardır gerçekleştirdiğiniz bütün o usta hamlelerle meydanı bir başkası için boşaltmış oluyorsunuz.

Çok "tatsız" bir durum gerçekten ama ne yaparsınız, galiba işler böyle bir noktaya doğru gidiyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır