Düğümü kim çözecek?

Eyüp Aşık "geçen yıl" Mesut Yılmaz'ın yakın çevresindeydi... "Bu yıl" ise aynı yakınlıkta değil... Biraz "mesafeli."

Dün Aşık'la konuştuk.

Söylediklerinden bir demet:

* Liderlerin Çankaya'ya çıkmasının "yolu" açılmıştı... Bu yol kapanıyor mu?..

*Parti lideri iken Çankaya'ya çıkan "aktif" oluyor... "Başarılı" oluyor... İşte Özal... İşte Demirel.

*Ben 5+5'e karşıydım... Bir kişi için Anayasa'nın değişmesine karşıydım... Demirel ile devama karşıydım... Şimdi bakıyorum da... Meclis'ten biri Çankaya'ya çıkmayacaksa... Acaba... Demirel'e haksızlık mı yaptık?.. Demirel'e karşı hata mı ettik?

*Demirel farklıydı... Beğenilen bir Cumhurbaşkanı'ydı.

*Eğer Meclis dışından biri seçilecekse... Seçilen bir "protokol Cumhurbaşkanı" olacaksa... Giderim, Süleyman Demirel'den özür dilerim.

*Neden Meclis dışından, neden?

*Neden bir lider Çankaya'ya çıkmasın, neden?

*Mesut Bey'in şanssızlığı şu... Ortada "ciddi aday" olarak sadece onun adı dolaşıyor... Böyle olunca da... Projektörler üzerine çevriliyor.

*Projektör adamı ısıtır, terletir, yorar.

*Mesut Bey'e haksızlık ediliyor.

*Şaibe deniliyor... Dosya deniliyor... Aklanmayışı, Mesut Bey'in kusuru mu?

*Mesut Bey "komisyon toplansın. Çalışsın... Her şeyim araştırılsın" demiyor mu?

*Meclis dışından Cumhurbaşkanı seçmek, en kolay yol... Ama yanlış yol.

*Bu durumda tabii ki liderler zirvesi toplanamaz.

*Salı günü zirve toplansaydı... Herkes biliyordu ki anlaşma olmayacaktı... Bir isim ortaya çıkmayacaktı.

***

Bir Erzurum deyimidir:

- Deveye bindikten sonra çalı altına gizlenilmez.

Mesut Bey'in "durumu" bu söze çok uyuyor.

ANAP liderinin gönlünde "Çankaya yatıyor."

Yılmaz "5+5" sürecinde öylesine "telaşlı" bir görüntü verdi ki...

"Demirel'in önünün kesilmesi" operasyonunda öylesine "işin çok içinde" izlenimi yarattı ki...

Şimdi "evine de kapansa."

"Sussa da."

"Gönlündekini" belli ediyor.

Kendisi konuşmasa "arkadaşları" bir şey söylüyor.

"Devletin üstündeki adam" misali...

"Çalı altına gizlenilmiyor."

***

ANAP liderinin "beyin tomografisi" çekilse...

Sanırız "şu satırbaşları" çıkar:

* Yılmaz, Çankaya'yı istiyor.

*Ancak... Ecevit ve Bahçeli'nin "vizesi" olmadıkça da... "Adayım" diyemiyor.

*Eğer Çankaya'ya bir parti lideri çıkmayacaksa... Yılmaz istiyor ki "liderler bunu açık açık söylesinler."

*Ayrıca... "Neden lider çıkmayacağını... Gerekçelerini de" açıklasınlar.

*Sonuç... Liderlerin onayı olmadan Mesut Bey "ortaya" çıkmayacak.

*Yine sonuç... Eğer liderlerin onayı alınmadığı halde... Bir ANAP'lı çıkar da "Mesut Bey'i aday gösteriyorum" derse... Yılmaz "hayır" diyecek.

***

Sahi, "düğüm" nasıl çözülecek?

"Mesut Bey'le" desek... Zor.

"Dışardan biriyle" desek... O da sanıldığı kadar kolay değil.

Zire Meclis'in "heyheyleri" üzerinde.

Meclis "dayatmaya karşı" tepkili.

Şeyh Sadi'nin sözüdür "karıncalar birleşirse, kükremiş aslanın bile postunu yırtarlar."

Öyleyse "ne" olacak?

Tabii bir "çare" bulunacak, bulunmasına... Ama...

Günlerdir söylüyoruz, "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak."