kapat

13.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


En büyük futbolcumuz..

"Gelmiş geçmiş en büyük futbolcumuz kim" diye girdi, Emrah odama..

"Çok yanlış bir anket" dedim.. "Çok yanlış.."

Böyle seçimlerde anketin yapıldığı zamana en yakın olanlar büyük avantaj sağlarlar..

Yılın şarkısı seçiminde, eylül, ekimde çıkanlar oyları toplar.. Şubat, mart şarkıları unutulmuştur bile..

Başarıyı son baharda sağlamışsanız, Yılın Sporcusu seçiminde ilk bahardakilere göre avantajlı duruma geçersiniz..

Hele bir de ikisinin arasında nerdeyse 40 yıl varsa..

Bu birincisi..

Babamın anlattığı Bombacı Bekir'le, benim seyrettiğim Metin Oktay ve Hakan Şükür'ü nasıl karşılaştırırım şimdi..

Hatta seyrettiğim Metin'le Hakan'ı nasıl karşılaştırırım?..

Metin'in zamanında futbolcular, haftada iki idmanda, iki maç yaparlardı, cumartesi pazar..

Bugün günde iki idman yapıyorlar, buna rağmen, üç gün arayla iki maç oynadıklarında yorgunlukları seziliyor. Çünkü futbol o günden bu yana öyle hızlandı ki..

1960'ın Mercedes'i ile Mercedes 2000'i nasıl mukayese eder, yarıştırırsınız?.

Metin, Hakan kadar fazla koşsa, Hakan gibi üç kişi tarafından muhasara edilse, o leblebi golleri atabilir miydi acaba?..

Ya da Hakan, Metin'in devrinde yaşasa ve bugün kaçırdığı golleri, o zaman kaçırsa, Kasımpaşa'da oynayabilir miydi?.

Bu ikisinin arasında, Avrupa Gol Kralı, Altın Ayakkabılı Tanju var.. Özel yaşamı ile gözden düştü, ama futbolu niye unutuluyor?..

İkincisi..

Bakın hep golcülerden söz ettik.. Çünkü futbolda cazibe gol atmakta.. Oysa, golü belki az, futbolu şiir ne adamlar çıktı futbolumuzdan..

Lefter tabii.. Ne zevkti onu izlemek?.. O zaman, tuttuğumuz takım kadar, adam da izlemeye giderdik maçlara.. Lefter, adamı maça götüren adamların başında gelirdi..

Can.. Can Bartu!..

Bu ülke kadrini kıymetini bilmedi.. Belki kendisinin de suçu var.. Ama İtalya'ya, hele Roma'ya her gidişimde görüyorum.. Can orada hala bir efsane..

"Bartu, Lazio" dediniz mi Roma'da, açılmayan kapı yok..

Hadi buyrun.. Can mı, Metin mi, Hakan mı?..

Kadri Aytaç'ın futbol zekası, Suat Mamat'ın top hakimiyeti bugün kimde var?..

Baba Recep'in müthiş çalımları ve şutları için az mı taşınırdık maçlara..

M.Ali Has.. Tarzan.. İddia ederlerdi ki, çalımları ile imzasını atardı sahaya..

Orta alanı da geçip savunmaya gelelim..

Dünya çapında iki libero çıkardık.. Fatih Terim ve Erhan Önal.. Bunların futbolu tartışılmaz mı "Gelmiş geçmiş en iyi futbolcu" denince.. O zaman libero diye bir deyim yokken libero oynayan Ali İhsan Karayiğit ya da..

Hadi Turgay Şeren'in adını silin listeden de görelim.. Modern kaleciliğin kurucularından Turgay Şeren'in.. Futbolun en nankör yerinde, en uzun oynayan adamın..

Gelmiş geçmiş en büyük futbolcuyu seçmek, kimsenin ne haddi, ne hakkıdır..

Bunu belki çok iyi programlanmış, çağınının futbolunun tüm unsurları, doğru belirlenmiş katsayılarla değerlendirmeye alınmış bir bilgisayara, tüm bu adayların her özelliğini vererek yaptırabiliriz..

Ama o programı yapmak bile, çok büyük ustalık ve uzmanlık gerektirir..

Bırakın bu sevdaları onun için..

Her devrin ve herkesin büyüğü kendine..

Galatasaray 3-0 öne geçti diye, bu ülkede son yıllarda sergilenen en güzel futbol şovunu izlemekten vazgeçip, daha 30'uncu dakikada stadı terkedenlerin, futbolsever, taraftar diye anıldığı ülkede, büyük olsan ne yazar, ayrıca?..

Ateş olmayan yerde..
Adama "Terbiye özürlü" derken ne kadar haklı olduğumu bir kez daha gördünüz..

Maç günü, hem de maç günü moral bozmak için "Leeds yener.. Çünkü Fener, Galatasaray'ı öyle bir çarptı ki, bir daha kendilerine gelemezler" diye yazacaksın hiç utanmadan, sıkılmadan..

Galatasaray'ın muhteşem oyununu ve gollerini izleyince, sanki o yazıyı başkası yazmış pişkinliği içinde "Galatasaray UEFA Kupasını alır" diye ortaya atılacaksın..

Huyu bu.. Torino'ya gidişi sırasında Hakan'a transfer teklif edişi gazetelere yansıyınca "Evet ettim, ama bunu yedek kulübemiz güçlesin diye yaptım. Hakan Fener'de ilk 11'de oynayamaz" deyip, ardından "Türk futbol tarihinin en iyi, en vasıflı, en komple ve en zeki futbolcusu Hakan Şükür'dür" diye yazabilen de o değil mi?.

Sanıyor ki, millet ahmak.. Millet aptal.. Daha o mürekkebi kurumayan yazıları unutur.

Şimdi bir de "Leeds'e gideceğim. Gidelim" diye ortaya atılıyor..

Yarın şunu yazmak için..

"Galatasaray camiası korkmuş, pısmıştı. Başlarına geçip Leeds'e götürdüm onları. Başarı benimdir.."

Terbiye noksanlığının bu kadarı görülmemiştir!..

***

Haluk Şahin haklı.. Türk olmak kolay değil..
Milli takımı eleştirdik, İrlandalı olduk..

Efes'i eleştirince de Yunanlı..

"20 sayı farkla bitecek maçı, getirip iki saniye kala kaçan üçlüğe bağlamak iş mi" dememizi bile anlamayanlara gerçeğin ne olduğunu Tofaş gösterdi.. Efes'in bütün yanlışları ve eksikleri ortaya çıktı. Takke düştü, kel göründü..

Şimdi Efes belki aklını başına devşirir de, Selanik'e alabileceği önlemlerle gider belki!..

Kendi gözümüzü boyama huyundan bir vazgeçebilsek, öyle büyük başarılara ulaşabileceğiz ki!..

Bir de yalakalıkla, eleştirmenliği ayırd edebilsek!..

***

"Yapma Rıdvan hazır değilsin. Bu camia üç aya kalmaz arkana teneke bağlar" dediğim için kızmış "O tenekeyi ben Hıncal'ın arkasına bağlayacağım" demişti Rıdvan.

Fener'den sonra Konya Kombasan da bağladı tenekeyi..

Bir sezonda üç kapı.. Kazık attığı Van dahil..

Rıdvan'ın Teknik Direktörlük kariyerine bakın..

Bir de ona Şeytan diyorlardı!..

Ne işe yararlar?..
Türkiye, Taksim olaylarından fazla, medyayı tartışmaya başladı. Bana okuyuculardan e-mail yağmuru var. On tanesinden dokuzunda, medyanın belirli bir kesimi lanetleniyor..

Hepsinde sorulan soru da ayni?..

Basın Konseyi ne iş yapar?..

Türkiye Spor Yazarları Derneği ne iş yapar?.. Bu soruları aynen, Oktay Ekşi ve Atilla Gökçe'ye naklediyorum..

Üzerinize ölü toprağı serpilmemişse, niçin susuyorsunuz?.

Kurumların itibarını, büyüklükleri ve etkinliklerini gösterme günü geldiğindeki tavırları belirler. "Görmem, duymam, söylemem" diyenler, yarın saygınlıklarının niçin yok olduğunu boşuna araştırmasınlar.

Göztepeliler uyandı mı?..
Göztepe, puan cetvelinin orta sıralarındaydı, "Bu takımın geleceği karanlık" diye yazdığımızda..

Uyardık..

"Jarabinsky, Göztepe'nin Teknik Direktörlüğüne layık değil. Oynattığı çağ dışı futbolla bir yere varamazlar. Derhal değiştirilmezse, küme düşme hattının altına inerler" dedik, hem bu sütunlarda, hem NTV'de..

Aman tanrım.. Ne küfürler yağdı..

Ne Göztepe düşmanlığımız kaldı, ne futboldan anlamadığımız.. Söylediklerimizi bize yedireceklerdi..

Göztepe küme düşme hattının altına düşünce ancak farkettiler faciayı.. Ancak o zaman akıllarına geldi, Jarabinsky'yi kovmak..

Yönetime yakın dostlarım var..

"Ümit Kayıhan" dedim.. "Bana sorarsanız, en iyi beş yerli hocadan biri.. İzmir'i de, Göztepe'yi de iyi bilir. Tanıma, uyma dönemi geçirmez.. Sizin de kaybedecek vaktiniz yok.."

Akıllarına yatmamış olacak ki, Celal Kıbrızlı diye bir şovmen buldular..

Jarabinsky hiç değilse berabere kalıyordu, Kıbrızlı onu da beceremedi..

Şimdi, daha ligler bitmeden havlu attılar. Kiralık oyuncuları geri gönderdiler. Maçlara PAF'tan gelenlerle devam edeceklermiş.

Yazık..

Türkiye'nin en büyük stadı onların.. Gerektiğinde bu stadı doldurabilecek potansiyelde seyircileri de var. Hem de nasıl coşkulu bir seyirci..

İyi de bir kadro kurmuşlardı..

Ne oldu peki Göztepe'ye?..

İyi yönetilmedi.. Hepsi bu..

İkinci kümeye düşme, herşeyin sonu değil.. Yönetim aklını başına toplarsa, her inişin bir çıkışı olur.. Hem de ders almış olarak gelir, bir daha düşmezler.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır